..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Yaşamdan korkmayın çocuklar. İyi, doğru bir şey yaptınız mı yaşam öyle güzel ki. - Dostoyevski
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Eleştiri > İş Dünyası ve Aile Yaşamı > osman demircan




25 Mart 2011
Öğretmenler Odası  
osman demircan
Ben bir öğretmenim... Öğretmenler odasında arkadaşlarla ne konuşacağımı bilememekteyim. Bir arkadaşla konuşayım dediğim anda, onun gözlerinin bayan öğretmenin bacaklarında olduğunu fark etmekteyim. İçime bir sıkıntı girmesiyle susmaktayım.


:BCCG:
Ben bir öğretmenim... Öğretmenler odasında arkadaşlarla ne konuşacağımı bilememekteyim. Bir arkadaşla konuşayım dediğim anda, onun gözlerinin bayan öğretmenin bacaklarında olduğunu fark etmekteyim. İçime bir sıkıntı girmesiyle susmaktayım. Felsefe öğretmenleri araba ve daire fiyatlarına bakmakta. Edebiyat öğretmenleri dedikoduda. Matematik öğretmenleri çayımn tadını tartışmakta. İnsan burada kiminle konuşacağını şaşırmakta. Kimse öğrenci sorunlarından ve eğitimin açmazlarından konuşmamakta. Banka kredilerini bankacılardan iyi takip eden, fahri borsacı olan öğretmenler var. Diğer tarafta bayan öğretmenler Zara'daki indirimli gömlekleri kaçırdığı için üzülmekte. Üstünde doğru dürüst gömleği olmayıp da üzülecek onlarca öğrenci varken... Öğretmenler odasında bayan hocaların sayısının fazla olmasına rağmen, çiçekler kurumakta. Öğretmenler odasında, hocalar birbirini çekiştirmekte. Herkes birbirinin arkasından konuşmakta ya da birbirinin kuyusunu kazmakta. Öğretmenler meslekleriyle ilgili hiç konuşmamakta. Çünkü kimse mesleğini sevmemekte. Öğrenci aptal zaten. Onların anneleri de babaları da aptal. Aptallığın bunca olduğu okulda, öğretmenler zekice hareketler yapmakta. Az önce çay içtiği öğretmen arkadaşını kötülemekte. Öğretmenliğin ve eğitimin öğretmenler odasında çapı düşmekte. Öğretmenler bir kavanoz olmakta. İçi birikimlerle dolu belki, ama ekşilik vermekte. Öğretmenler odasında bayanlar otururken, önlerinde tepeleme dolmuş yemekleri nefesleri tıkanırcasına yemekte. Bu ne açlık bu ne görgüsüzlük... Yemek yemenin adabı bile yok eğitim camiasında. Herkes ev ve araba borçlarını ödemenin peşinde. Para artık her yerde... İnsanlık bir camış olmuş ve herkes ona saldırmakta. Kim ne koparırsa kar. Öğretmenler çatalı ve kaşığı bırakıp sadece bıçakla gezmekte. Bıçak parmaklarda uzun bir tırnak olmakta. Herkes birbirini yaralayarak yaşamakta. Yaşamak için öldür mantığı öğretmenler odasındaki masanin kırmızı örtüsü olmakta. Öğretmenler en vahşi duygularla yaşamayı seçmekte. Vahşilik tahtada, kitapta, kürsüde, sözde... Öğrencilere birilerini tepelemenin nasıl olacağı anlatılmakta. Sıraya, tahtaya ey özgürlük şiiri yazılmamakta; yaşasın kötülük yazılmakta. İdam mahkumuna bile sorarlar son dileğin nedir diye. Artık kimse kimseye en kötü anında bile bir şey sormamakta. Vicdanlar ölü. Artık insanlık kendi kuyusunu kazmakta. Bunun yanında fedakar öğretmenler de yok değil. Dudaklarındaki mor rengin rujden değil, kalbinin delik olmasından kaynaklandığını fark edebilenler de vardır. Sapla samanı ayırt eden, kalbi yaralı kuşlara kol kanat olan öğretmenler de vardır. Yaralı kalpleri sevgiyle kapatan öğretmenlere ne mutlu. Öğretmenlenlik çeşitli duyguların yoğunluğundan oluşan bir ışıktır. Gökkuşağı gibi yani. Bir merkezden bir merkeze köprü kurmak gibidir öğretmenlik. Hayata, okula, öğrencisine renk katan öğretmenler, azınlıkta da olsa vardır. Baklava çaldıkları için mahkum olan çocukların ülkesinde, gerçekten çocuğu deren veren öğretmenler, öğretmenler odasında borçlarını düşünürken bile işini bir veli nimet sayarlar.

.Eleştiriler & Yorumlar

:: Kutlanacak Bir Yazı
Gönderen: Mustafa Şakarcan / , Türkiye
27 Mart 2011
Sizi, öncelikle yürekten kutlarım. Dönüp,kendine bakmama, kendinde hata aramama hastalığına yakalanmadan açık yüreklilikle bunları yazabilmişsiniz. Ne yazık ki eğitim sistemimizin yazılsa destan olacak sorunları varken,yöneticilerimiz çok başka şeylere yöneliyor.(Son bomba ithal öğretmen, bilindiği gibi...) Bu gibi olumsuzluklar da,sanırım bu işin emekçisi konumundaki öğretmenlerimizin idealle rini kaybetmelerine,mesleklerine olan saygı ve sevgilerinin giderek azalmasına yol açıyor. Teşekkür ve saygılarımla...

:: -----------
Gönderen: Şenol Durmuş / , Türkiye
25 Mart 2011
Çok gerçek, doğru gözlem ve tespitler...Her alanda, her meslekte ve her yerde bunları görüyoruz ama öğretmenlik mesleğini yapanlarında bulunduğu konumun farkına varamamaları ne yazık ki düşündürücü...Bu da sanırım insan kalitemizin bir göstergesi gibi...Saygılar.




Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın İş dünyası ve aile yaşamı kümesinde bulunan diğer yazıları...
Sen Anca Kovaya Benzersin, Kadın Artıklarıyla Dolup Taşan
Domuz
Evlilik
Amaca Hizmet

Yazarın eleştiri ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Köpekler ve İt Herifler
Üç Türlü İnsan
İnce Bir Tülüm
Tüm Aşklar Faşizm Kokmaz
Başka Bir Yol Yoksa İnancın Seni Nereye Kadar Götürür
Keyfin Bilir
Örümcek ve Kelebek
Dünya
Tüm Evli Sevgililerin, Sevgililer Günü Kutlu Olsun
Olan Dağdaki Garibana, Karakoldaki Garibana Olmakta

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
En Ateşli Anımda Gel Yanıma [Şiir]
Öperek Beni Öldür [Şiir]
Cayır Cayır [Şiir]
Kar Yangınları [Şiir]
Söyle Neden Konuşmuyorsun [Şiir]
Kefenden Çiçekli Elbise [Şiir]
Gözlerim Kan Davalıdır Her Geceye [Şiir]
Martı Beyazı [Şiir]
Gül Şarabı [Şiir]
Varlığın Sevda Yokluğun Fırtına [Şiir]


osman demircan kimdir?

Yüreğimin ve beynimin tavanında buluyorum, tozlu mısraları. Aklım bir çatı katı. Gözlerim yıldızlarla dolduğunda, bakışlarımın ışıltısı vurur satırlara. İşte o zaman, şiirler bir Samanyolu olur. Mehtaplı gecelerimi vururum gözyaşlarımla biriktirdiğim göllere. Her mısra bir dal gibi düşer, şiir denizlerine. Kızıl bir duyguya boğulurum o an. Akarım ellerinize.

Etkilendiği Yazarlar:
Herkes


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © osman demircan, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.