"Bana ev hikayesinden söz açmayın. Artık benim oraya gideceğim yok!" Fuzuli, Leyla ile Mecnun |
|
||||||||||
|
En sevdiğim haldir bunlardan hüzün ve matem. Bu hâl içre olduğunda; hem daha olgun,hem daha doğurgan olur dil de kalem de... Hüzün bir hazin kelime… Onu anlatmaya yeltendiğimde , tetikte bekleyen bir damla gözyaşım salıverir kendini. Boğazımda düğümlenir tüm kelimeler. Herbiri bir bıçak gibi saplanır yüreğime.Aslında anlatılası değil de yaşanılası bir duygudur hüzün.Kirpiklerdeki nemden , seslerdeki titremelerden anlaşılır varlığı…Simalarda yok olup giden gülüşlerde, kaybolup giden umutlarda , dinmek bilmeyen gözyaşlarında , sararmış gül yaprakları nda görürsünüz hüznü.. Bir hastanenin bahçesindeki banklarda oturan insanlara , bir hapishanenin avlusunda volta atan mahkumlara , mezarlıklarda ölmüşlerine dua edip matem tutan sağlara , annesini babasını kaybetmiş bir yetim bir öksüz çocuğa baktığınızda görüverirsiniz hemen hüznü en bariz şekliyle… İnsanca yaşamanın günden güne daha da zorlaştığı bu dünyada neş’e ve sevince yer kalmıyor artık. Bir avuç mutlu azınlık dışında büyük bir çoğunluk iliklerine kadar yaşıyor bu duyguyu an be an. Neden böyledir , neden insanların çoğu mutsuz , neden “çok iyiyim her şey yolunda” diyen kişilerin sayısı günden güne daha da azalır ? Hayatın şu karmaşasından kendinize birazcık zaman ayırarak , uzaktan şöyle bir seyre koyulduğunuz vakit , çok net görebiliyorsunuz bu gerceği…Lakin hayat denen hokkabazın hilelerine karşı her daim hummalı bir çalışma , bir hazırlık yapmadığınız vakit sizi harcayıveriyor hemen. Ve bu sebepten dolayı da kendinize zaman ayırıpta sessizce düşünemiyosunuz , nereden geldik nereye gidiyoruz diye...Neden böyle telaş içerisindeyiz , neden çok öfkeli neden çok fütursuzca hareket ediyoruz diye… Aslında böylesine çalışırken cabalarken hep ona kavuşmanın hayali içerisinde olduğumuz, lakin malesef en az hemhal olduğumuz duygularımız var bizim..Sevinç , Mutluluk , Neşe , Huzur… Ve sonra aklıma gelir Rasih’in beyti ve dökülür dilimden tüm halsizliğiyle : “Dilde gam var şimdilik lutfeyle gelme ey sûrur Olamaz bir hânede mihmân mihmân üstüne...” Hüzün; güneşli cıvıl cıvıl bir bahar sabahında beyazı siyah görmektir.Hüzün karanlıktır ,yalnızlıktır , korkudur. Hüzün özleyiştir. Lakin hüzün bazen en güzel sevinçlere gebedir. Şu yaşadığımız hayatta , çoğumuzun bir yanı hep ağlamaklıdır nedense… Hangi menzilde dursam bahçesi viran… Şiir merhamet diyor şairler isyan… Hangi âşığa sorsam cevabı hazan... Leyla İHANET diyor mecnun İMTİHAN..! Hüzün ki en ziyade yakışandır bize. Vakit kavuşma vakti. Haydi dön sende kıblene. Ben bir beyaz yalnızlık çizmeye çalıştım. Artık onu saf ve temiz tutmak senin elinde… Küllenmeyen bir aşkın tazelenen yasında, yüreğim ağrıyor şimdilerde… Artık ne söyleyecek bir çift söz bulabiliyorum , nede söylemeye değer bir cümle… Bir ışık görüyorum lakin ; Bana hiçbir zaman ulaşamayacak olan. Bir kapı görüyorum; Anahtarı sonsuza kadar kaybolmuş olan. Bir adam görüyorum; Kendini bilmeden gezmekte olan. Ve… Bir gelecek görüyorum; Mutlulukları , hüzünlerinden daha fazla olan…
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © M.Fatih ÖZDEMİR, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |