En yakýnlarý hemen yanýndaydý
Günlerce mefkûresini anlatmýþtý, hiç yýlmadan þefkatini gönüllere yansýttý
Ýbretin, ihsanýn, ihlâs didarýnda ki farkýný bizzat kendi yaþadý ve yýlmadan anlattý
Kasten gönül kýrmadý, sabrý direniþ saydý, kanaat etmeyi kalbin sahibinin aþkýnda anladý


Hem yetim ve hem de öksüzdü
Kalbi nazarýn, lisan-ý halin, umud-u azmin, feday-ý gayretin eþiz sahibiydi
Kýrmadan, incitmeden hasretmeyi, tebessüm zenginliðini, dirayet kadirliðini öðütledi
Kim kapýsýný çalsa, bir sual sormak için gözlerine baksa, nefsim demedi, vakti ödevi bildi


Çilenin rengiydi, aþkýn sezgisiydi
Fevkalade sade ve tevazuu ehliydi, ne kadar eza edilirse þikâyet etmezdi
Hamiyetin ve rahmetin bereketini ruhunun derinliðinden aksettiren bir aþk-ý nefesti
Sizler gibiyim derdi, ten ve cismani olarak bedelli olduðunu ayan ederdi, ne ulvi rehberdi


Güç ve kuvvet bizzat verilmiþken
Her türlü þer ahvale karþý korunmuþken, edep telakki etti, sahibim sen bilirsin dedi
Ümmeti için ömür verdi, her halin ve vaktin esrar perdesini aþikâr eyledi, sevgi zerk etti
Açlýðýn hamiyetli olduðunu gösterdi, nefsi hastalýklarý iþaret edip kalbinizi koruyun dedi


Ruhun ihtiyacýný, kalbi inþirahý anlattý
Ecir ve ihsanýn, vuslat adýna takvanýn, insaný yaþatmanýn gayesiyle hep çýrpýndý
Sinelere suskun nazarýyla taht kurdu, talim ve terbiye için hiç durmadý, sabýrla okþadý
Refikalarý için rikkatini esirgemedi, her haliyle kefildi, sadelik namýna bedelliydi, yaþattý


Beþerin banisi, ümmetinin hamisiydi
Hayvanat âleminin þefkat ve zarafet elçisiydi, mütemadiyen gözetirdi, esirgemedi
Ýnsanlýk adýna ne muazzam bir müjdenin sahibiydi ve aþkýn hakikat elçisi olarak ülfetti
Nefsimizden daha ziyade seveceðimizi tembih etti, o nispette iman etmiþ olacaksýnýz dedi


Dilim söylerken, kalbim sukut etti
Nefsi hastalýklarým irademe hücum ederek, kalbime neden takiye içindesin diye seslendi
Aklým ve izaným bu vakitte neden sensizliðine çekildi, ruhumun figaný firkatime yetmedi
Hangi lahzada hýçkýrsam, uzlete çekilerek gözyaþlarýmý umutla býraksam sinem gülmedi


Mustafa CÝLASUN