|
 • İzEdebiyat > Eleştiri > Unutulamayan Dönemler |
1
|
|
|
|
19.yüzyıl Rus eleştirel gerçekçi tiyatrosunun önde gelen temsilcisi olarak anılan Çehov,1860 ta Taganrokta doğdu dedesi sonradan özgürlüğünü kazanmış bir serf olan Çehov
küçük yaşlarda babasının bakkal dükkanında çalıştı 1871 de dükkanın batmasıyla moskovaya taşınan ailesinin ardından oda moskovaya giderek iniversitede tıp öğrenimi gördü... |
|
2
|
|
|
|
Yaz mevsimiyle beraber illerde, ilçelerde, beldelerde, hatta köylerde ve yaylalarda bile festivaller düzenlenir. Birçoğunun adları değişik olsa da içerikleri hep sevgi, barış, dostluk ve eğlenceden ibarettir. Şehirlerin gülen yüzüdür festivaller… Bir yörenin gelenek ve görenekleri, çevre güzellikleri, mutfağı, insanlara yaklaşımı bu festivaller vasıtasıyla ortaya çıkar. İnsanlar arası iletişimler, paylaşımlar, dayanışma olguları gerçek anlamda bu zamanlarda ortaya çıkar. Nerden bakarsanız bakın festivaller yapıldığı coğrafyaya renk getirir, hayatı monotonluktan kurtarır. Tanıtımın en güzel ve en kestirme yolu festivallerden geçer.
|
|
3
|
|
|
|
dağlık ve yolsuz bir bölgede yaşayan yunanlı olmayan ve yerli bir halk olan driller, savasçı bir halkdır. |
|
4
|
|
|
|
Ahi Teşkilatlarının çok güzel gelenekleri ve katı kuralları varmış. Esnaflar arası yardımlaşmayı ve dayanışmayı sağlamakla birlikte; konulan kurallara uymayanlara yaptırımlar uygularmış. Bu teşkilat; esnaf ile tüketici arası |
|
5
|
|
|
|
Yol boyunca doğanın muhteşem üç rengiyle gözlerimiz kucaklaşırken baraj suları göğün mavisiyle adeta sarmaş dolaştı. Ak bulutlar bir kuğu zarifliğinde suyun yüzeyinde tatlı akisler çizerken, bir anda bakışlarım dondu. Yutkunamamıştım!
O an boğazımıza takılan alabalık kılçığı değildi. |
|
6
|
|
|
|
Bir 23 Nisan günüydü. Erdoğan ile anlaşmıştık. Sinemaya gidecektik. Ben, babamdan harçlığımı almıştım. Erdoğan'ın ise sinemaya gidebilmesi için çalışması ve bilet parasını çıkarması gerekiyordu. Bu nedenle boya sandığına sarılmıştı.
Kadirli'nin tam merkezinde Çamlı Kahve denilen meşhur bir yer vardı. Neredeyse bütün Kadirli halkı oraya gelirdi. Yan tarafta Ara Çayhaneler denilen T biçiminde bir sokak vardı. Bu sokak, tamamen çayhanelerle doluydu. Günün her saati insan doluydu. "İğne atsanız yere düşmez derler" ya işte öyleydi. |
|
7
|
|
|
|
kültüre sanata, okumaya yazmaya bu kadar çok önem veren, ancak kültürel aktivitelerin de az olduğu kentlerden biriydi İskenderun. son onbeş yılda kültür sanat adına önemli bir adım atılmadı... yerel seçimler sonrası kültür de sanatta gözle görülen bir canlanma bir hareketlenme ortaya çıktı. tiyatrolar, ses sanatçıları, yazarlar akın ediyor iskenderun ve bölgeye... |
|
8
|
|
|
|
İşte sezonun kara tarihi gün ışığına çıkarma dizisi çok büyük bir "AFERİN" yakıştırmasıyla biterken....
|
|
9
|
|
|
|
28 Şubat döneminde de darbeciler tarafından aynı uygulamalar yapıldı bizlere. Resmen Ayaktayken, uyutulduk. * Refah Partisi’nin giderek oylarını artırdığını ve bunun hiçbir şekilde önüne geçilemediğini gören darbeciler, büyük şehirlerde, toplumun nabzını en iyi tutan meslek grubu olan taksicilerle görüşüp tahlil yaptılar. Taksiye binip şoförlere, Refah Partililerin yaptığı iddia edilen yolsuzlukları anlattılar. ‘Bunlar Türkiye’yi İran’a çevirecek’ dediler. Gördüler ki bu iddiaları, taksiciler ciddiye almıyor. Sonra taksicilere, ‘Filanca tarikatın şeyhi, kadınlara kızlara tecavüz etmiş’ şeklinde hayali hikayeler anlattılar. Taksiciler buna çok sinirlendi. ‘Vay namussuz, şerefsizler’ dediler. Taksiciler de bu durumu halka anlattı. |
|
10
|
|
|
|
....Aynı mahalledeki bir genç delikanlı; sever komşu kızını. Başlar her fırsatta, limonla taradığı contravolta saçları ile geçer kızın önünden. Sonra kıza arkadaşıyla haber gönderilir... |
|
11
|
|
|
|
Herşeye para gözüyle bakmayalım, tarihi değerlerimize sahip çıkalım ve onları küçümsemeyelim. Bunun yaşamsal önemi vardır. |
|
12
|
|
|
|
Türkiye dünyanın en güzel ülkelerinden biridir. Bunu sadece biz söylemiyoruz, ülkemizi ziyaret eden yabancılar da bu toprakların tabiî güzelliklerine, kültürel öğelerine, sofra kültürüne hayran kalıyorlar. Bizler, içerisinde yaşadığımız halde bu güzellikleri göremiyoruz; görsek de farkına varamıyoruz. Oysa yabancılar değişik ülkeleri gördükleri için buraların güzelliklerini kıyaslama imkânına sahip oluyorlar. Bu yüzden onların kanaatleri bizleri için önemlidir. Ülkemiz hakkında olumlu ve olumsuz görüş bildiren turistlerin değerlendirmelerini dikkate almalıyız. Onlar bizim dünyadaki gönüllü turizm elçilerimizdir.
|
|
13
|
|
|
|
Havaların ısınmasıyla birlikte insanlar memleketlerine akmaya başlarlar. Sıla özlemini hafifletmek için herkes akrabalarını, eş dostlarını ziyaret eder. İnsanlar memleketlerine gelmişken eğlence de bir yandan hayatı renklendirir. Bu aşamada festivaller girer devreye. Yerleşim yerleri kendi özelliklerini de dikkate alarak bir dizi sosyal faaliyetler düzenlerler. Festival şeklinde gerçekleşen bu eğlenceler insanların ilgisini çeker. Yaz aylarının neşesidir festivaller… Hayatı güzelleştiren bu eğlenceler yörelerin tanıtımını da sağlarlar.
|
|
14
|
|
|
|
...Doğrunun yöneticisi, bilgisizliğin ve yanılgının lağamıdır. Evrenin şatafatı aynı zamanda pisliğidir » |
|
15
|
|
|
|
Devlet adamlarımız ve eşleri, pek önemserler bizi. Günün “mana ve ehemmiyetine uygun” kutlama demeçleri yayınlanır. Belediyeler şapşal şabalak konserler düzenlerler, göbekler atılır şen şakrak. Töre cinayeti denir, kadınlar öldürülür bir yandan. Memeleri tomurcuğa durmamış kızlar, dedelere peşkeş çekilir, alınır satılırlar. Bahçedeki ağaçtan ya da bir tavandan sallandırılmış ipin ucunda ince güzel boyunları. |
|
16
|
|
|
|
Ben söyliyeyim, yanlış tespitte bulunursam ki, öyle kabul edileceğinin hükmünü yazmadan verdim. Böylece kariyerler zedelenmez ve dahi mesleki onurlar korunur, değilse de, işinizi kaybetmemiş olursunuz!
|
|
17
|
|
|
|
Börklüce’nin felsefesini, ruhunu, Karaburun yerelinden hareketle, tüm yurtta canlandırma çabalarının son üçüncüsüydü bu etkinlik. “Son üçüncüsü”, diyorum; çünkü, daha önceleri de denenmiş; denenmiş de, suskunluğa itilmiş kaç kez. Börklüce Mustafa adı çıkarılıp, Karaburun Festivaline dönüştürülmüş ince taktiklerle. Yerel ve genel yönetimlerin, çeşitli yöntemleriyle, özellikle 12 Eylül’den sonra daha çok üretilmiş korku virüsü. |
|
18
|
|
|
|
Belgesel, 1 saat 3 dakika sürüyor. Çok sürükleyici ve akıcı bir film olarak hazırlanmış. Bir türlü bırakıp ara veremiyorsunuz. Ben, de adeta bir solukta izledim. Etkilenmedim desem yalan olur.
Gazeteci Konuksever, adeta Türkiye’nin son 60 yılına şahitlik etmiş. Hemen hemen bütün siyasi olaylara şahit olmuş. O dönemin bütün kahramanlarını yakından tanımış. Liderlerle röportajlar yapmış. Deniz Gezmiş’i ve Mahir Çayan’ı yakından tanımış. |
|
19
|
|
|
|
Sedat Bey, aynı zamanda Yahya Kemal Beyatlı Şairimizin de bir öğrencisiydi. Birkaç saat sonra gün batacaktı ve ben yine İstanbul-umu özlemiştim. Baharat tadında benim dudaklarımdan döküldü ünlü şairin dizeleri, bir bir özlemini içtiğim İstanbul-umla birlikte… |
|
20
|
|
|
|
Bu kalabalıkların altından bizlere bağıranlar var. Kulaklarınızı kabartın, gözlerinizi o tarafa çevirin, susun azıcık, konuşmayın, sadece onları dinleyin. Çok fazla zamanınızı almaz, sadece 10 dakika… |
|
|
|