Kanlı Temmuz
Kan var, yangın var, kin var bugün. Ve her gün Madımak yanıyor 2 Temmuz 93 yılından bu yana.
Kan var, yangın var, kin var bugün. Ve her gün Madımak yanıyor 2 Temmuz 93 yılından bu yana.
İnternette ne ararsanız buluyorsunuz. Videolar, kitaplar, belgeler, eşyalar Mini bir taramayla istediğiniz dokümana anında ulaşabiliyorsunuz. Bir zamanlar yakın bir gelecekte internetten tıraş bile oluruz diye espri yapmıştım ama bunun da gerçekleştiğini gördüm.
Eylül sevmek isterdim bir kadını ve bir çocuğu severcesine, ama Eylül denince aklıma askeri darbe ve ziyan olmuş yıllar geliyor.
Cumhuriyet İnkılâplarında Osmanlı Mûsıkisi...
Bir 23 Nisan günüydü. Erdoğan ile anlaşmıştık. Sinemaya gidecektik. Ben, babamdan harçlığımı almıştım. Erdoğan'ın ise sinemaya gidebilmesi için çalışması ve bilet parasını çıkarması gerekiyordu. Bu nedenle boya sandığına sarılmıştı.
Kadirli'nin tam merkezinde Çamlı Kahve denilen meşhur bir yer vardı. Neredeyse bütün Kadirli halkı oraya gelirdi. Yan
Yol boyunca doğanın muhteşem üç rengiyle gözlerimiz kucaklaşırken baraj suları göğün mavisiyle adeta sarmaş dolaştı. Ak bulutlar bir kuğu zarifliğinde suyun yüzeyinde tatlı akisler çizerken, bir anda bakışlarım dondu. Yutkunamamıştım!
O an boğazımıza takılan alabalık kılçığı değildi.
Belgesel, 1 saat 3 dakika sürüyor. Çok sürükleyici ve akıcı bir film olarak hazırlanmış. Bir türlü bırakıp ara veremiyorsunuz. Ben, de adeta bir solukta izledim. Etkilenmedim desem yalan olur.
Gazeteci Konuksever, adeta Türkiyenin son 60 yılına şahitlik etmiş. Hemen hemen bütün siyasi olaylara şahit olmuş. O
Afganistanda bir yandan Ruslar, diğer yandan Amerikalılar bütün merhametleriyle halka özgürlük, demokrasi ve insan haklarının gereklerinin yaşanması için çaba gösteriyor, ama tam bir vefasızlık örneği gösteren Afgan halkı direnişle bu yardımları reddedip, hem Rusların, hem de Amerikalıların iyi niyetini suistimal ederek, onları mağdur ediyorlardı.
Türk Mûsıkîsi' nin büyük ismi Cinuçen TANRIKORUR' un fikriyat ve ideolojisine dair bir deneme..
Yeni bir umut diye geldikleri, yeni bir hayat diye geldikleri, yeni bir dünya diye geldikleri Güvercinlik Köyü artık ebediyette kaldı onlar için
Hepsini saygıyla anıyor, kendilerine Tanrıdan rahmet diliyorum.
Talip Güvelin ölmeden önce Güvercinlik Köyüne yazdığı özlemini dile getiren şiiriyle yazımı noktalıyorum.
Bu yıl, Karaburun Börklüce Şiir Günleri’nin dördüncüsü düzenledi.
Yine bir avuç, eşitlik, özgürlük ve şiir tutkunu aydının olağanüstü özverisiyle.
Kellesi uçurulan Börklüce’yi unutmayan toplumsal bellek, Sivas’ta cayır cayır yakılanları unutur muydu? Etkinlik bu yıl, şair Behçet Aysan anısına düzenlenmişti. Genç yaşta, pek yakında yitirdiğimiz
İskenderun'da yaşadığım süre içinde yaşadığım, bende derin iz bırakan kişilerin, olayların; pek çok güzel, ilginç ve önemli anılarıyla doluyum. Bunları mümkün olduğunca yazmak istiyorum. En azından benimle birlikte yokolup gitmezler.
19.yüzyıl Rus eleştirel gerçekçi tiyatrosunun önde gelen temsilcisi olarak anılan Çehov,1860 ta Taganrokta doğdu dedesi sonradan özgürlüğünü kazanmış bir serf olan Çehov
küçük yaşlarda babasının bakkal dükkanında çalıştı 1871 de dükkanın batmasıyla moskovaya taşınan ailesinin ardından oda moskovaya giderek iniversitede tıp öğrenimi gördü...
12 Mart 1971 döneminde Türk Müziği politikalarının bir eleştirisi...
Börklüce’nin felsefesini, ruhunu, Karaburun yerelinden hareketle, tüm yurtta canlandırma çabalarının son üçüncüsüydü bu etkinlik. “Son üçüncüsü”, diyorum; çünkü, daha önceleri de denenmiş; denenmiş de, suskunluğa itilmiş kaç kez. Börklüce Mustafa adı çıkarılıp, Karaburun Festivaline dönüştürülmüş ince taktiklerle. Yerel ve genel yönetimlerin, çeşitli yöntemleriyle, özellikle 12 Eylül’den sonra daha
....Aynı mahalledeki bir genç delikanlı; sever komşu kızını. Başlar her fırsatta, limonla taradığı contravolta saçları ile geçer kızın önünden. Sonra kıza arkadaşıyla haber gönderilir...
Ahi Teşkilatlarının çok güzel gelenekleri ve katı kuralları varmış. Esnaflar arası yardımlaşmayı ve dayanışmayı sağlamakla birlikte; konulan kurallara uymayanlara yaptırımlar uygularmış. Bu teşkilat; esnaf ile tüketici arası
1930’lu yılları başında, Ankara’dan Zonguldak’a gelen CHP’nin üç kodamanı, rakı masasında “Uzun Mehmet” masalını uyduruverdiler.
Osmanlıyı hatırlatan her şeyi ortadan kaldırınca, doğan boşluğu böyle hayali kahramanla