• ÝzEdebiyat > Deneme > Doða ve Dünya |
41
|
|
|
|
Atatürk, hilafetten cumhuriyete geçiþimiz, Ankara'nýn Baþkent ilan edilmesi, Kurtuluþ Savaþýmýz Dünyada, 20. asýrda özgürlüklere kapý açmýþ, yanký yapmýþtýr. Bir ilçe görünümünde olan Ankara'nýn kýsa zamanda çaðdaþ, mega bir kente dönüþmesi de Türk toplumunun övüneceði en büyük baþarýsýdar. Saygýlarýmla. |
|
42
|
|
|
|
Hayatý anlamlandýrmak biraz da kendimizi anlamlandýrmakla alakalý galiba...Nasýl bakýyoruz hayata ya da hangi renk gözlükleri kullanýyoruz bu mana keþþaflýðýna soyunurken? |
|
43
|
|
|
|
Geriye dönüp baktýðýmýz zaman bazen yaþananlara kendimizde inanmýyoruz. Kiþinin kendini bilmesi kadar
Erdem olmaz. Bilmezse bet bereket olmaz, uyum olmazsa
devlet olmaz. Bu yazýda gecekonduculardan da bahsettik.
Tanýtým yazýmda da kýsaca Devletten bahsetmek istiyorum.
89 Yýldýr savaþa girmedik, oysa 1945 yýlýnýn Almanyasýnda
taþ taþ üstünde kalmamýþtý. Hacý Ömer Sabancý da sýfýrdan
buralara geldi. Türkiyeyi Almanya ve Hacý Ömer Sabancý'yý
ölçü alarak, varýn siz kýyaslayýn. Ýþ çalýþmaktan açýlmýþken
Ülkede 300.000 sahte emekli olduðunu, ben söylemiyorum
Ýlgili Bakan, Sayýn Yaþar Okuyan söylemiþti. |
|
44
|
|
|
|
Aþk fýsýldamalarý var þu anda burada. Ýnsanlar sessiz ve düþünceli yürüyorlar. Endiþelerin olmadýðý zaman bu. Sadece gözükmek için çabalayan ay, bulutlarýn gücü ve yaðmurun sesi var. Denize düþmek için büyük bir çaba harcýyor yaðmur |
|
45
|
|
|
|
Siz yoksunuz diye ben,
Zalimlikten azad ettim nisaný.
Aslýnda yakýþyor da zalim olmak nisana.
|
|
46
|
|
|
|
kaç bahar tükettin ömrüm yaþamak uðruna derken, neler götürdü bizden baharlar... |
|
47
|
|
|
|
Asýl þelale burada ama bilen yok. |
|
48
|
|
|
|
Bir þarký çalýnmakta bir yerlerden...
“do re mi fa sol la si do…”
Sesim çirkin de olsa ne güzel eþlik ediyorum; dinle bak, duyuyor musun?
|
|
49
|
|
|
|
Hayat kêlamsýzlaþtýrýr. Bu yüzden, hissetmek yeni tanrýdýr. |
|
50
|
|
|
|
Boþluk büyür mü dersiniz? Yerini hiç kimse dolduramýyorsa, yüreðinize her gün koca bir çýð düþüyorsa cevabý dopdolu bir evettir. Bunu en iyi, uzattýðý eli boþta kalanlar, sadece kulaklarýnda sevdiðinin sesiyle avunanlar ve maziyle yaþayanlar anlar.
|
|
51
|
|
52
|
|
|
|
Bence 2011 yýlý, “kýyam yýlý” olarak ilan edilmeli.
Zira dünya halklarý kýyama geçti…
Yýllardýr kendisinden olmayanlar tarafýndan yönetilen, sömürülen, aç býrakýlan, ezilen ve haklarý ellerinden alýnan dünya halklarý ellerinden alýnan haklarýnýn iadesi için kýyama durdular.
Ýlk ateþ, ilk kývýlcým Tunus’ta çýktý ve kýsa sürede yangýna dönüþüp Zeynelabidin bin Ali diktasýný devirdi.
Sonra Tunus’taki kývýlcým bütün Ortadoðu’ya yayýlmaya baþladý.
|
|
53
|
|
|
|
İzmir bunaltıcı bir yaz sabahına hazırlanırken, biz 300 kilometre ötedeki zirvede kış mevsimini yaşıyor gibiyiz |
|
54
|
|
|
|
Deniz dalgalarý eþliðinde bir ileri bir geri oynaþýp duran kumsaldaki çakýl taþlarýný hiç düþündünüz mü? |
|
55
|
|
|
|
Ben Malatya’yý Þirket Ýþhaný ile tanýdým.
Ahþaptan iki katlý, çok çeþit esnaf ve zanaatkârýn iþ yaptýðý bir ðandý/handý.
Manufer’in dükkâný bizim dað kesimin bir buluþma noktasýydý.
O bir Ermeni’ydi ancak Türkçe ve Kürtçe’yi çok iyi bildiði için bizim dað adamlarýna, -bir zamanlar dýþlanan, horlan, þehre girmesine bile tahammül edilmeyen dað insanýna- o iyi davranýrdý. Sekiz köþeli þapkalarýyla þehirde boynuzlu yabani bir geyik gibi dolaþan daðlý damlarý misafir eder dükkânýnda aðýrlardý. Karþýlýðýnda da dað insanlarý, ondan alýþveriþ yaparlardý
Þimdi geliþen ve deðiþen modern Malatya’mýzýn sokaklarýn herhangi birinde bu soruyu tekrar sorsam; “Þirket Ýþhaný nerde” diye sorsam, kim ve kaç kiþi bilir?
Bilemiyorum…
Yoksa geliþen ve deðiþen Malatya asimile mi oluyor… |
|
56
|
|
|
|
eski teknolojiler, yani pek çok geliþmiþ ulusun hurdaya kaldýrdýðý teknolojiler kullanýlarak ülkemizde nükleer santrallerin yapýlmasý düþünülüyor. peki nedir nükleer santral? nasýl çalýþýr ve neden deniz kýyýlarý tercih edilir bu santraller için? bilindiði gibi son günlerde japonyaya gelen dev dalgalarýn zarar verdiði bir nükleer santral var. sonuçlarýný hepimiz biliyoruz. iþte bu yazý nükleer santrallerle ilgili bri þeyler söyleyecek. |
|
57
|
|
|
|
Baharýn bütün güzelliklerini anlatmaya çalýþtýðým bir yazým... |
|
58
|
|
|
|
Deðiþim, hayatýn bir gerçeðidir. Kuþlar, bitkiler, þehirler deðiþir. Dünya kirlenir, sular tükenir, aðaçlar azalýr, savaþlar filan olur, edebiyat akýmlarý gelir geçer. Biz de “hayat deðiþiyor” deriz. Ýnsanlar da sürekli deðiþir. Yaþlanýrýz, saçýmýzý kestiririz, boyumuz uzar, kilo alýrýz... |
|
59
|
|
|
|
Tarihte bir gerçek vardýr, zamanla bu gerçek abartýlarak düþle yoðrulur. Günümüz bilgi ve bilim/teknoloji çaðýna gelindiði zaman ilk gerçek yeni kuþaklara nasýl öðretilmelidir? |
|
60
|
|
|
|
Kimi sevdiysem, kimi kucaklayýp, kime sýðýndýysam paraladý beni… Taþladý, horladý, paramparça etti… Hep kendini düþündü… Çýkarlarý hep ön planda oldu…
Sadece kendisi oldu… Kimseye saygý duymadý, kimseyi sevmedi… Çünkü sevgi, saygý yoktu onun için… |
|