|
Anasayfa |
Son
Eklenenler |
Forumlar |
Üyelik |
Yazar
Katýlýmý |
Yazar Kütüphaneleri |
|
|
Murat, Mevlüt, Muzaffer ve Ýsa
Ýsa Kantarcý
Roman > Korku Romaný
Murat, Mevlüt, Muzaffer ve Ýsa
“Ýsa, senin arkandayýz, Murat, Muzaffer ve ben, sen kafaný yorma.”
Balkonda sigara içiyordum öðleden sonra, güneþ var ama serindi hava, yaz bir türlü gelmedi, yaðmur, sel, her þey can sýkýcý. Kadýnlar, kýzlar can sýkýcý, çocuklar þeytan. Güzel, iþe yarar bir þey yok gibi. “Neden geldim hayata, bu ne iþ?” Bir yaþamak derdidir gidiyor. Ne istersem, en elde etmek istersem diþimle týrnaðýmda bir mücadele vermem
[DEVAMI]
|
|
|
• ÝzEdebiyat > Deneme > Sevgi ve Aþk |
361
|
|
|
|
Bir þey götürmüyorum giderken… |
|
362
|
|
|
|
Altýndan kalkamayacaðým kadar aðýrdý söz yükün.
Bir de ellerime tutuþturduðun hatýra yükün... |
|
363
|
|
|
|
Biz, kadýný “dað gibi evlerinde” bilirdik.
“Limanlar gemileri nasýl beklerse, öyle beklediklerini” bilirdik.
Ve bizim bildiðimiz kadýnlar öyle kadýnlardý.
Bize göre kadýn, þairin de ifade buyurduðu gibi;
“bir kadýný ortadan ikiye böl…
yarýsý annedir,
yarýsý çocuk,
yarýsý sevgili
yarýsý aþk...” |
|
364
|
|
|
|
Maksadým ne aþký küçümsemek ne de ayrýlmanýn esef verici bir durum olduðunu anlatmaktýr.Dikkat çekmek istediðim nokta aþkýn baþlangýcý ve aþkýn yaþandýðý süreç ile ayrýlýk arasýndaki tuhaf , çeliþkili ve bence bir o kadarda komiklik.Yani;nerden baksan tutarsýzlýk nerden baksan ahmakça!!! |
|
365
|
|
|
|
Süveyda yok olmuþtu. Yalnýz býrakmýþtý, sevdasýný o buldu, þimdi kýlýný kýpýrdatmýyor Süveyda. Süveyda susuyor ve daha bir karartýyor kendini. Süveyda yarýsýný geri ver ona diðer yarýsýný geri ver ilk gün sen getirdin, sen bul ve geri getir. Karartma dünyaný Süveyda hadi tekrar âþýk et ve baþtan yarat kendini… |
|
366
|
|
|
|
En güzeli de, her gece baþýmý yastýða koyduðumda senin beni hala hissettiðini düþünebilmemdi. Artýk bunu yapamayacak kadar büyük bir geç kalýnmýþlýktayýz. Ben bir boþlukta süzülerek senin gülüþünü hayal ediyorum. Bir baþkasýysa o gülüþü yaþýyor...
|
|
367
|
|
|
|
Gece aðýr,
Yerinden kýpýrdatamadýðým parmaklarým kadar aðýr…
Kalem aðýr, kelam aðýr…
Düþ/ü/yorum düþ bahçelerinden,
Düþ/üm aðýr… |
|
368
|
|
|
|
Her geçen zaman diliminde “ben”liðim biraz daha senleþiyor… Ki, her gün batýmý kýzýllýðýnda içimdeki “sen” her an biraz daha “ben”leþiyor… Batan güneþle hüzün damlalarý akýyor akþam vaktinin boyun büküklüðünde, süzülüyor “sen”li hayallerime… |
|
369
|
|
|
|
Ondan bahsetmek istiyorum ama zor geliyor. Ne biliyim onun hakkýnda sadece yazý yazmak hoþuma gitmiyor iþte. |
|
370
|
|
|
|
Biz ki acýya baðdaþ kurmuþ iki zamandýk, susuþlara meyilli. Birbirine hiçbir zaman kavuþmayacak trenlerin tek suçlusuyduk. Sevdaya itham edilmiþ romanlarýn katili, yüreðinden sýzan kanlarý susuz topraða ifþa edilen iki hükümlüydük..Biz ki hüzne örülüydük..Sonra sýrtlarýmýzý dayadýk birbirimize. Kalabalýklarýn arasýna iki kýrýk bedenle yürümektense; bir kýz çocuðuna renkli balonlar alma suçuyla ölmeyi tercih ettik .. Kavganýn ortasýnda, gölgenin avcuna, karanlýðýn sabahýna bir filiz ekmeye yemin ettik biz..Günahlarýmýza tövbe diye degil, Elif’in dilsiz duvaðýna dua saflýðý katmak için ayný safa durduk. Ayak uçlarýmýza dökülen gözyaþýna biz umut ilave ettik ta ki bu iki beden bir canda vücut bulana kadar...Çünki bizim ekmeðimiz; hayata hüzün miktarý ölüm, ölüme bir dua miktarý hayat katmaktý. Baþardýk sevgili..Baþardýk..Kendi ayaklarýnýn üzerinde durabilen sevdayýz biz..
|
|
371
|
|
|
|
Sonu henüz belli olmayan, ansýzýn baþlayan bir hikayeden küçük bir aný kublesi. |
|
372
|
|
|
|
Bence, aslý astarý olmayan uydurma bir kabareyken tüm bu bedeli ödenmiþ, çoktan fiþlenmiþ kimlikler; hayat sandýðýmýzdan çok ciddiye alýyormuþ bizi meðer! |
|
373
|
|
|
|
Günlerdir yazmýyordum. Seni seninle yaþadýktan sonra yazmak istiyordum her þeyi. Seni özlediðimi bile. Sesindeki büyülü kelimeleri duymayý bekledim kalemim için. Sana yormuþtum her rüyamý. Kendimi bile sana yormaya baþlamýþtým artýk. Ellerim ellerinde bulunmasý için var mesela. Gözlerim sen sýkýlmadan izleyebilesin diye güzel. |
|
374
|
|
|
|
Biraz sabredin. Þaþýracaksýnýz. |
|
375
|
|
|
|
Yaz gelince adaya giderim, Aya Yorgi’de bir mum kadar
dileðim olur. Zamanla kötü kokusuna da alýþýrým adanýn.
Bir bisiklet kiralarým. Martýlarý da unutmam, ekmek atarým. Bostancý’dan balýk alýrým dönerken. Kaçlýk raký çözer ki
yalnýzlýðýmý, yarým kalmýþ hikâyelerimi, sorarým ahbap edin-
diðim marketime, ona göre alýrým þiþemi, kaçlýksa iþte. Kar-
ným doyar rakýydý, balýktý derken, biraz müzik de iyi gelir.
Gece oluyor yavaþtan. Ama hâlâ gürültülü yaþýyor
insanlar. Vakti gelince de Kadýköy’de uyurum tek kiþilik uy-
kumu. Sonra herkes gibi ben de devam ederim kaldýðým yer-
den yaþamaya... |
|
376
|
|
|
|
Ýlk dans ettiðimiz yeri hatýrlýyor musun? |
|
377
|
|
|
|
Neden kalplerimiz bu kadar katý olmak zorunda ve hep kýrýlgan? Mesela "benim kalbim su gibidir" desek daha iyi olmaz mý? |
|
378
|
|
|
|
Mevsimler soðuða koþtuðunda denizler nereye saklanýyor, hala bilmiyorum.
Ama üþüdüðüm aþikâr.
Üþüdükçe denizden korkuyorum. |
|
379
|
|
|
|
Aþk Edebiyatý deyince anladýðým |
|
380
|
|
|
|
Kimi durumlar vardýr,kaybedersek canýmýzý alýr,kazanýrsak can verir bize.... |
|
|
|