..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Milli egemenlik öyle bir nurdur ki, onun karþýsýnda zincirler erir, taç ve tahtlar batar, mahvolur. -Atatürk
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Öykü > Aþk ve Romantizm > Özcan Nevres




8 Mayýs 2001
Balýkçýnýn Kaderi  
Özcan Nevres
Hayaletin denize düþtüðü yere hýzla koþarken, bir taraftan üzerindeki giysileri çýkarýp atýyordu. Denizin serin sularýna atladý. Hýzla yüzerek sularda çýrpýnan hayalete ulaþtý. Bu bir hayalet deðil bir genç kadýndý. Sol koluyla sýkýca kavradý kadýný.


:BHJG:
Balýkçý Mustafa, bir hayli hareketli geçen günün akþamýnda, teknesini limanýn uygun bir yerine baðladýktan sonra, evine doðru yöneldi. Nedense caný eve gitmeyi istemiyordu. Oysa çok yorulmuþtu. Evine gidip banyo yapmak dinlendirici olacaktý. Kararsýzlýk içinde yürürken, ayaklarý onu eve deðil de kumsala doðru sürüklemiþti. Ayaklarý kumlara saplandýkça yürümekte zorlanýyor, tüm yorgunluðuna raðmen o yine de yürümeyi sürdürüyordu. Az ilerde kayalýklarýn denizle buluþtuðu yerde kumsal sona eriyordu. Kayalýklarýn gölgesine ulaþtýðýnda, boylu boyunca kumlarýn üzerine uzaný verdi.
     Dolunay pýrýl pýrýl, bir gemici fenerinden binlerce, belki de milyonlarca kez parlak ýþýðýný sanki boca etmiþti yer yüzüne. Gözleri kayalarýn koyu gölgelerine saplandý. Geçmiþini düþündü uzun uzun. Babasýný hatýrlamýyordu bile. Annesinin sevecen ve güler yüzü usunda þekillendi. Uzatsa ellerini, belki de avuçlarýnýn içine alacaktý annesinin o güzel yüzünü. Oysa annesini kaybedeli bir yýldan fazla olmuþtu. Annesinin sesi uðuldadý kulaklarýnda, Mustafa’m benim biricik oðlum, ne iþin var senin buralarda. Neden hala bekarsýn. Ben sana az mý söyledim evlen diye. Az mý istedim senin evlenmeni. Annesine yanýt vermek istedi. Ne yazýk ki annesinin o güleç yüzü kaybolu vermiþti.
     Ah benim biricik annecim, sen hayatta olsaydýn kýrar ben seni mýydým. Ne yapar yapar, ama kör, ama topal, sana saygýda sevgide kusur etmeyecek birini bulurdum elbette. Senin yokluðunda evlenip te ne yapacaðým. Ben gece gündüz demeden denizdeyken, elin kýzý bekler mi beni tek baþýna. Ýleride teknemin borcunu ödedikten sonra, belki karada daha fazla kala bilirim. O zaman dileðini kýrmam, evlenirim be anne diye konuþtu kendi kendine. Yorgun bedeni daha fazla dayanamadý uykusuzluða. Kumlarýn üstünde derin bir uykuya daldý
     Uyandýðýnda ne kadar uyuduðunu, ayýn ve yýldýzlarýn durumuna göre saptamaya çalýþtý. Vakit gece yarýsýný geçmiþti. Kalkýp eve gitmeye niyetlendi. Sanki bir el onu sým sýký tutmuþ kalkmasýna izin vermiyordu. Yattýðý yerden gök yüzünü seyre daldý. Gök yüzü bu gece ne kadar da güzeldi. Her yer ýþýl ýþýldý. Kayalara çevirdi gözlerini. Gölgeler sanki daha da koyulaþmýþtý. Þu kayalara bak bir kere, onlarýn kaderi, benimkine benzemiyor mu. Ben yalnýz, kayalar benden de daha yalnýz diye düþündü. Ýçini bir hüzün kapladý. Ýlk defa yalnýzlýðýndan korkar gibi bir duyguya kapýldý. Evine gitmek için kalkmaya davrandýðýnda, koyu gölgeli kayalýklarda gözlerine bir hayalet iliþti. Hayalet koþarcasýna denize doðru hýzla gidiyordu. Tiz bir çýðlýkla irkildi.. Hayaletin denize doðru uçtuðunu gördü. Þaþkýnlýðý uzun sürmedi. Hayaletin denize düþtüðü yere hýzla koþarken, bir taraftan üzerindeki giysileri çýkarýp atýyordu. Denizin serin sularýna atladý. Hýzla yüzerek sularda çýrpýnan hayalete ulaþtý. Bu bir hayalet deðil bir genç kadýndý. Sol koluyla sýkýca kavradý kadýný. Sað koluyla sahile doðru yüzerken, kadýnýn baþýný suyun dýþýnda tuta bilmek için büyük bir çaba harcýyordu. O sahile doðru yüzdükçe, sahil sanki uzaklaþýyordu. Sahile ulaþamama korkusuyla tüm gücünü sað koluna vermiþ ha bire kulaç atýyordu. Tarifi mümkün olmayan bir sevinç kapladý içini. Artýk ayaklarý yere basýyordu. Kadýna, iki koluyla sým sýký sarýlarak, kadýnýn baþýný sularýn üstünde daha rahat tutmayý baþardý. Az sonra kumsala ulaþtýlar. Kadýný kumsala yüze koyun yatýrýp kusturmaya çalýþtý. Kadýn çok su yutmuþtu ama, kusarak hayati tehlikeyi atlatmýþtý.
     Kadýn yavaþ, yavaþ kendine gelmeye baþladý. Tanyeri aðarýyordu. Gün ýþýmadan kadýný eve getirmenin daha doðru olacaðýný düþündü. Kadýný dikkatlice ayaða kaldýrýp sýrtýna aldý. Koþar adýmlarla evine doðru yöneldi. Gün aðarmadan eve gelmeyi baþardý. Konuðunu annesinin odasýna býraktý.
     Hadi artýk kendini toparla, ýslak giysilerinle üþüyüp hasta olacaksýn. Bak orada dolabýn içerisinde annemden kalma giysiler var. Uygun bir þeyler bul kendine. Ben yiyecek bir þeyler hazýrlayayým. Sonra da beraberce kahvaltýmýzý yaparýz. Kadýn
     Kimsin sen, beni neden kurtardýn, ölmeme neden engel oldun. Ben yaþamak istemiyorum. Benim ölmeye hakkým yok mu.
     Hadi bakalým sen giyinip buraya gel, bunlarý daha sonra konuþuruz. Önce içimizi ýsýtacak bir þeyler yiyip içelim.
     Sen ye benim caným bir þey istemiyor, ne olur beni rahat býrak.
     Bak ben her þeyi hazýrladým. Ya gelip beraber yiyeceðiz, ya da ben de yemeyeceðim. Kadýn gelmemekte direniyordu. Mustafa ise sabýrla bekliyordu kadýnýn gelmesini. Uzunca bir zaman geçmiþti aradan, Mustafa’nýn karný acýkmýþtý. Önündeki yiyeceklere takýldý gözleri, yemekle yememek arasýnda kaldý. Benden sýkýlýyordur, ben yiyip çýkayým bari, belki yalnýz kalýnca kalkýp bir þeyler yer diye düþündü. Tam yemek masasýna oturmuþtu ki, konuðu odasýnýn kapýsýnda göründü. Sevinçle kalkýp kadýna doðru seðirtti. Hadi ne duruyorsun, gel þöyle bakalým diyerek elini uzattý. Kadýn isteksizce elini uzattý. El ele tutuþtular. Mustafa iliklerine kadar titrediðini, içinden sýcak sýcak bir þeylerin aktýðýný hissetti. Kadýn isteksiz bir tavýrla masaya yöneldi. Kadýnýn oturmasýna yardým etti. Sonra da kendisi kadýnýn karþýsýndaki sandalyeye oturdu. Önce kadýnýn çay bardaðýný doldurdu. Sonrada kendi bardaðýný. Þekeri uzattý, ne kadar istersen o kadar koy dedi. Kadýnýn elleri, bardaðýna þekeri koyarken titriyordu. Þekerin eridiðine aldýrmadan bardaðýný ha bire karýþtýrýyordu. Gözlerini Mustafa’nýn gözlerine dikti. Bir ölünün gözlerini andýrýyordu kadýnýn gözleri, öylesine dingin.
     Sen kimsin, niye kurtardýn beni? Ben ölmeyi hak etmiþ günahkarýn biriyim. Ölmeliyim ki günahlarýmdan arýnayým. Mustafa
     Önce kahvaltýmýzý yapalým, sonra konuþuruz diye yanýtladý. Ve ilk lokmayý aðzýna götürdü. Hiç konuþmadan aðýr, aðýr kahvaltýlarýný yaptýlar. Kadýn sofranýn toplanmasýna yardým etti.
     Karþýlýklý oturdular. Ýkisi de konuþmaya cesaret edemiyorlardý. Sonunda Mustafa sessizliði bozdu. Kahvaltýmýzýn üzerine birer kahve içsek iyi olur her halde dedi ve ocaðýn baþýna doðru yöneldi. Kadýn ürkek bir tavýrla yerinden kalktý. Mustafa’nýn yanýna gitti.
Býrak ta kahveyi ben yapayým. Sen sadece bana kullanacaklarýmýn yerini göster dedi. Mustafa sevinçle,
Aman ne güzel olur, annemin ölümünden beri, bir kadýn elinden hiç kahve içmemiþtim. Ýþte gerekli olan her þey burada diyerek, kahvenin, þekerin ve cezvelerin olduðu yerleri gösterdi.
     Kadýn ürkekliðinden kurtulmaya çalýþýyordu. Ýçinden bir ses Mustafa’nýn iyi bir insan olduðunu, ondan kendisine hiçbir tehlikenin gelmeyeceðini söylüyordu. Kahveyi, þekeri ve suyu koyduktan sonra cezveyi ateþe koydu. Mustafa’nýn içten davranýþlarý karþýsýnda, iyiden iyiye rahatlamýþtý. Köpüren kahveyi fincanlara koyduktan sonra, birini Mustafa’ya uzattý. Diðer fincaný eline alýp karþý koltuða oturdu. Aðýr, aðýr kahvelerini.yudumladýlar
     E.... anlat bakalým neydi bu seni intihara zorlayan nedenler. Hayat acýsýyla, tatlýsýyla, hüzün, elem ve kederleriyle her þeyiyle yaþamaya deðer. Hiçbir þey gizleme benden ki sana yardýmcý olabileyim. Anlatacaklarýn seni üzecekse, anlatmana gerek te yok. Kim olduðunu, yarýnlarýn için neler düþündüðünü anlat bana yeter. Kadýn derin bir iç geçirdi. Yaþadýklarýný tekrar yaþarmýþ gibiydi. Gözleri nemlenmiþti iyiden iyiye. Derinlerden gelen bir sesle aðýr, aðýr anlatmaya baþladý.
Belki anlattýklarýma kýzacak ve beni kötü kaderimle baþ baþa býrakarak, evini terk etmem için bana kapýyý göstereceksin. Böyle davrandýðýn için kýzmayacaðým sana. Ben ailesi tarafýndan bile itilmiþ dýþlanmýþ bir insaným. Sen benim neyimsin ki, itip dýþlamana kýzayým. Git dediðinde hiç itiraz etmeden çeker giderim. Derin bir nefes aldý. Sesini biraz yükselterek,
Bir genci sevmiþtim. Keþke sevmez olsaydým. Nereden bilirdim bakireliðimi elimden aldýktan sonra, defolup gideceðini. Nereden bilirdim bir delikanlýnýn böylesine alçak ve kahpe olacaðýný. Evleneceðiz diyordu, bu gün yarýn diye oyalayýp duruyordu. Nikahsýz yaþayamayacaðýmýzý, mutlaka nikahlanmamýz gerektiðini kesin bir dille söylediðimde, sen bilirsin diyerek çekip gitti. Günlerce kendisinden haber bekledim. Ne haber, ne de kendisi geldi. Ailem sevdiðim erkekten hamile kaldýðýmý öðrenince hepsi birden üstüme çullandýlar. Kýyasýya dövdüler beni. Ya nikahlanýrsýn, namusumuzu temizlersin, ya da seni öldürürüz dediler. Sevdiðim erkekse ortalýkta yoktu. Ne kadar aradýysam da ona ulaþmam mümkün olmuyordu. Her gün itilip kakýlýyor ve her gün feci þekilde dövülüyordum. Sonunda evden kaçmaya karar verdim. Kaçtým da. Ýþ aradým günlerce. Bedenimden yararlanmak isteyen çoktu ama iþ veren yoktu. Yalnýz bir kadýnýn namusuyla Yaþaya bileceðine inancým kalmadý. Bu þerefsizliði ancak ölümün temizleye bileceðine inandýrdým kendimi. Kendimi þehirin dýþýna attým. Yürüdüm, yürüdüm, hem de nereye gittiðimi bilmeden yürüdüm. Önüme o bildiðin kayalýklar çýktý. Hýzla týrmandým kayalarýn üstüne. Ölümün soðuk nefesiyle ürperiyordum. Kim korkmaz ki ölümden. Ýntihardan vazgeçip geriye dönmeyi düþünmedim deðil. Yaþadýðým iðrençlikleri kümeledim beynime ve koþarak boþluða býraktým kendimi. Sonrasýný ise bilmiyorum. Ýþte ben buyum. Bana kapýyý göstermeyecek misin? Hadi evimi terk et, kirli ayaklarýnla evimi kirletme demeyecek misin? Soðuk ve kuþkulu bir gözle baktý Mustafa’nýn yüzüne. Kovulacaðýna öylesine inandýrmýþtý ki kendini.
     Mustafa kadýnýn anlattýklarýndan çok etkilenmiþti. Gözleri nemlenmiþti. Belli ki aðlamamak için kendini zorluyordu. Kalkýp kadýnýn yanýna gitti. Elini kadýnýn omuzuna koydu. Titrek bir sesle sordu.
Neden, neden kovayým seni? Beni de sana bunca kötülüðü yapan alçaklardan biri mi zannettin yoksa? Bende onlara benzeyen bir taraf var mý ki? Elini avuçlarýnýn arasýna aldý. Kadýnýn titreyen eli sýcacýktý. Ýkisinin de elleri ter içindeydi.
Bak güzelim, adýn ne senin? Saatlerdir beraberiz, adýný bile söylemedin bana. Gerçi ben de adýmý söylemedim sana. Sen þimdi beni iyi dinle. Adým Mustafa. Balýkçý Mustafa derler bana. Denizde harç borç aldýðým bir teknem var. O benim ekmek teknem ayný zamanda. Zor iþtir balýkçýlýk. Bir topan ekmek parasý için günlerce denizde kalýrýz. Eli boþ döndüðümüz de olur çoðunlukla. Her gün yeni bir umutla açýlýrýz denize. Bu nedenle ne evlene bilecek param oldu bu güne dek, ne de zamaným. Ölen annemin vasiyetini bile yerine getiremedim. Yokluk, fakirlik nedeniyle. Eðer fakirliðimi, yoksulluðumu paylaþmayý göze ala bilirsen evlenirim seninle. Nikahýmýz kýyýlana dek elimi bile sürmem sana. Yok ben senin yoksulluðuna ortak olamam, katlanamam fakirliðe dersen kýrýlmam sana. Bir iþ bulup hayatýný düzene koyana dek konuðum olursun. Ýyi düþün, kararýný öyle ver. Karnýndaki bebeðe de sahiplenirim. Öz babasýný aratmam ona. Çevreme aylar oldu onu kaçýralý derim. Kimse anlamaz çocuðun benden olmadýðýný. Kimseye aðýzlara sakýz olma fýrsatýný vermeyiz. Sustu ve kadýnýn nasýl bir yanýt vereceðini merakla beklemeye baþladý. Yüreðinin gümbürtüsünü yaný baþýndaki kadýnýn duymamasý olasý deðildi. Kadýn Mustafa’ya doðru eðilerek yüzünü göðsüne dayadý. Göz yaþlarý sele dönmüþtü. Boðulurcasýna, hiçkýra, hýçkýra doyasýya aðladý, aðladý.
Sen...Sen ne kadar iyi bir insansýn diye inledi. Beni bu halimle kabullenecekmisin dedi titrek bir sesle. Gerçekten beni karýlýðýna kabulenirsen, ölünceye kadar kulun, kölen olurum senin. Öl dediðin yerde ölürüm. Beraber açýlýrýz denize. Hiç ayrýlmayýz biri birimizden.
Denizi düþünme sen, hele kadýným ol benim, gerisi kendiliðinden gelir. Aç ölen olmuþ mu ki dünyada. Allah yuva kurandan rýzkýný esirgemez derler. Býrak artýk aðlamayý. Bak adýný bile söylemedin daha. Baþýný kaldýrýp uzun, uzun yüzünü inceledi Mustafa’nýn.
Aysel diye fýsýldadý. Gözlerindeki sel dinmiþti artýk. Doya, doya aðlamak istiyordu ama aðlýyamýyordu. belki de göz pýnarlarý kurumuþtu.
Hadi bakayým, býrak artýk aðlamayý. Hele sen evi toparlayýp düzene sok. Ben de gidip Hasan kaptaný bulayým. O bizim pirimiz, babamýzdýr. O her þeyi bilir, hemen baþlatýr nikah iþlemlerimizi. Dönerken de yemeklik bir þeyler getiririm. Sevinçle evinden çýktý. Ben aradýðým kadýný buldum sonunda . O bana tanrýmýn bir lutfu oldu diye avazý çýktýðý kadar baðýrmak istiyordu. Koþar adýmlarla Hasan Kaptanýn yanýna gitti.
Ustam ver elini öpeyim dedi. Hasan Kaptan, tamirini yaptýðý aðlardan gözünü ayýrýp Mustafa’ya dikkatle baktý.
Hayrola Mustafa, düðün deðil bayram deðil, nereden çýktý bu el öpme isteði.
Ustam sana karþý çok büyük bir kusur iþledim. Ben bir kýz kaçýrdým, üç ay kadar oluyor. Yokluk nedeniyle þimdiye kadar kimseye söyleyemedim. Daha fazla gizleyemezdim bunu, zira karým hamile. Senin çevren geniþ, her iþin üstesinden gelirsin. Ne olur yardým et te nikahýmýzý kýydýralým. Nikahsýz dünyaya gelecek çocuðumun elini öpmesini istemem de.
Ulan oðlum nasýl oldu bu iþ böyle. Ýnsan yokluk nedeniyle saklar mý bu iþi bizden Yokluk ne ola ki. Elbette el birliðiyle geliriz bu iþin üstesinden. Desene erken dede edeceksin beni. Hadi bakayým git senin ve karýnýn kimliklerini al gel, resim getirmeyi de unutma, hemen bitirelim bu iþi. Hasan kaptanýn yanýndan hýzla ayrýldý. Kapýdan girer girmez sevinçle baðýrdý.
Aysel... Aysel... hadi hazýrlan, hemen resim çektirmeye gitmemiz gerek..
Gel...gel...diye seslendi içeriden, bende resim var, iþe girmek için evvelden bolca çektirmiþtim. Islanmýþsa da kuruturuz onlarý. Islak elbiselerini kurutmak için asmak aklýna bile gelmemiþti. Odasýna girip ýslak elbisesini kaldýrýp ceplerini aradý. Hele þükür, kimliðini ve resimlerini içine sardýðý naylon torba cebinde duruyordu. Torbayý çýkarýp ýslanmýþlar mý acaba diye merakla torbayý açtý. Ýlk defa þans yüzüne gülüyordu. Torbanýn içine koyduklarý kup kuruydu. Sevinçle baðýrdý,
Mustafa, Mustafa gel bak kimliðimde resimlerimde ýslanmamýþlar. Sevinçle naylon torbanýn içinden çýkanlarýn baþýna çöktüler. Kaç resim isterler acaba diye sordular biri birlerine. Bilemem ki dediler ikisi de . Mustafa kimlikle birlikte resimlerin tümünü aldý, cebine dikkatle yerleþtirirken
Ne olur ne olmaz hepsi yanýmda bulunsun, artanýný geri getiririm dedi. Kendi kimliðini her zaman yanýnda bulundururdu. Kendisi için vesikalýk resim çektirmesi gerekiyordu. Fotoðrafçý Rýfký Efendiyle tanýþýklýðý vardý. Hemen onun dükkanýna doðru yollandý. Dükkana vardýðýnda derin derin soluyordu. Çok hýzlý yürüdüðündendi solumasý. Rýfký aðabey diye ünledi Rýfký Efendiye. Rýfký Efendi karþý kaldýrýmdaki gölge yerde serinlemeye çalýþýyordu. Gölgeye raðmen yakýcý ve bunaltýcý bir sýcak vardý.
Hayrola Mustafa diye seslendi, bir þey mi istiyorsun.
Gel gel diye baðýrdý Rýfký Efendiye, çok önemli ve çok acele bir iþim var seninle. Rýfký Efendi isteksizce yerinden kalktý. Aðýr, aðýr yürüyerek dükkanýna geldi. Bu sýcakta ne iþin varda geldin buralara be Mustafa. Akþamýn serinliði çuvala mý girdi. Bekleyemedin mi akþamý.
Yok bekleyemezdim be Rýfký abi, iþim hem acele hem de çok önemli, bana vesikalýk resim gerekli de.
Tamam tamam, hemen geç otur bakayým þu sandalyeye. Kaç tane yapalým vesikalýklarý.
Nikah için ne kadar gerekiyorsa o kadar olsun
Altý tane yapalým, kalaný elinde bulunsun. Hayrola kim nikahlanýyor
Ben.
Allah, Allah ne zaman söz kestin, ne zaman niþanlandýn da hemen nikah kýyýyorsun.
Kaçýrdým Rýfký aðabey kaçýrdým diye haykýrdý sevinçle.
Ha... o zaman iþ baþka. Hadi bakalým hayýrlý olsun diyerek iþe koyuldu. On dakikada hazýrladý vesikalýklarý. Al bakalým, hayýrlý olsun, inþallah bir yastýkta kocarsýnýz.
Borcum ne kadar
Ne borcu oðlum, benim de bu çorbada bir tutam tuzum olsun. Mustafa’nýn itiraz etmek istediðini fark e dince, hadi hadi sallanma, ne duruyorsun biran önce ulaþtýr vesikalýklarý yerine. Teþekkür etmekten baþka çaresi kalmamýþtý Mustafa’nýn. Koþar adýmlarla Hasan Kaptanýn yanýna gitti. Kimlikleri ve vesikalýklarý Hasan Kaptana verdi:
Hasan Kaptan doðruca belediyeye giderek nikah memurunun odasýna girdi. Nikah Memuru selim bey ayakta, saygýyla karþýladý Hasan kaptaný. O... bu ne sürpriz böyle Kaptan, hangi rüzgar attý sizi buraya.
Bir hayýrlý iþ için geldim be evlat. Bizim Balýkçý Mustafa’yý evlendiriyoruz da. Selim bey,
Hadi hayýrlýsý diyerek hemen evraklarý hazýrlamaya koyuldu. Gelinin evraklarýnýn gelmesi mektupla uzun sürer, biraz masraflý olur ama, telgrafla istersek daha çabuk olur. Baþ vuru tarihini biraz öne alýrýz, böylece nikah tarihini daha öne almýþ oluruz.
Tamam dedi Hasan Kaptan, sen nasýl istiyorsan öyle olsun. Böyle hayýrlý bir iþte masraf düþünmeye gelmez. Nikah memuru hazýrladýðý telgraf örneðini Hasan Kaptana verdi. Siz bu telgrafý çektirin: Yanýt gelir gelmez iþlemleri tamamlarýz. En geç on günde nikahý kýyarýz. Hasan kaptan teþekkür ederek nikah memuruyla vedalaþtý.
Aðlarýnýn baþýna döndüðünde, Mustafa’nýn merakla kendisini beklediðini gördü.
Ne o yahu sen burada mýsýn daha. Yoksa nikahýn hemen kýyýlacaðýný mý zannettin. Hadi bakalým sen doðru evine. Nikahýnýz on gün sonra kýyýlacak. Ona göre hazýrlanýn. Müjdeyi müstakbel eþine hemen vere bilmek için hýzla evine yöneldi. Evinin kapýsýný açýp içeri girdiðinde Aysel’in merakla beklediðini gördü. Hemen kucakladý Aysel’i,
Müjde sevgilim, her þey hazýrlandý. On gün sonra nikahýmýz kýyýlacak dedi. Aysel duyduklarýna inanamýyordu. Gözlerinden sevinç göz yaþlarý akýyordu. Sým siki sarýldý Mustafa’ya.
Ýnan bana Mustafa’m yaþadýklarýmýn bir rüya olmasýndan korkuyorum.
Korkma sevgilim, Yaþadýklarýn rüya deðil gerçek. On gün sonra resmen karým olacaksýn. Bizim hemen gerekli hazýrlýklarýmýzý yapmamýz gerekiyor. Önce evimizi güzelce temizleyip eksiklerimizi tamamlamamýz gerekiyor. Koltuklarýn üzerine yýðýlýrca attýlar kendilerini. Günün yorgunluðu aðýr bir yük gibi çökmüþtü üzerlerine. Günün heyecanýyla bu denli yorulduklarýný farkedememiþlerdi.
Uzun süre konuþmadan biri birlerini seyrettiler. Bir gün içerisinde olup bitenlerin þaþkýnlýðýný yaþýyorlardý. Mustafa birden yerinden fýrladý. Bak þu iþe yahu, akþam yemeði için aldýklarýmý Hasan Kaptanýn orada unutmuþum. Gözlerinin içi gülüyordu Aysel’in,
Ne bu telaþ böyle,evde bulunanlarla idare ederiz bu akþam, çok yoruldun, yarýn alýp gelirsin.
Yok yok hemen alýp geleyim diyerek çýktý gitti. Az sonra geri döndüðünde elleri paketlerle doluydu. Aysel yine kapýda karþýladý Mustafa’yý. Elindekileri almak istedi. Senin aðýr kaldýrman uygun olmaz diyerek vermedi, doðruca mutfaða götürdü. Hadi bakalým Aysel haným, göster bakalým ev hanýmlýðýný. Gel de beraber hazýrlayalým akþam yemeðimizi. Aysel sevinçle girdi mutfaða
Ne demek yemeði beraber hazýrlayalým, yemek hazýrlamak benim görevim, çýk bakalým dýþarýya, zaten çok yoruldun bu gün, sen dinlenirken ben yemeði hazýrlarým.
Olmaz dedi Mustafa, akþam yemeðimiz için balýk getirdim. Balýk piþirmekte benden usta olduðunu söylemeyeceksin her halde.
Benim her türlü yemeðe elim yatkýndýr, belki balýk piþirmekte benden çok daha iyisindir ama, yine de yemeði ben yapacaðým. Senin dinlenmeye ihtiyacýn var. Evde yalnýz kaldýðýnda evin her yanýný iyice incelemiþti. Mutfakta da yemek yapmak için gereken temizlik ve düzenlemeyi yapmýþtý. Hemen tavayý alýp ocaða yerleþtirdi. Bolca yað döktü tavanýn içine. Birazda tuz serpti yaðýn içine. Ateþi yaktý. Yað cýzýrdamaya baþlayýnca, daha önce temizlenmiþ olan balýklarý tavaya koydu. Nefis bir balýk kokusu sarmýþtý her yaný. Ateþi kýsarak yemek masasýný hazýrlamaya koyuldu. Önce hazýrladýðý salatayý koydu masaya, sonrada ince, ince dilimlediði ekmekleri. Ýyice piþen balýklarý tavadan alarak tabaklara yerleþtirdi. Tabaklarýn birini Mustafa’nýn önüne, diðerini de kendi önüne koydu. Konuþmadan biri birlerini seyrederek doyurdular karýnlarýný. Hýzla toplayýp temizledi yemek masasýný. Önce bulaþýklarý yýkadý. Ardýndan bol köpüklü iki kahve yaptý. Aðýr aðýr içtiler kahvelerini. Hiç konuþmadan uzun, uzun seyrettiler biri birlerini. Neden sonra Mustafa
Hadi bakalým Aysel haným yatalým artýk. Sen odana, ben de odama. Ýyi geceler dileyerek odalarýna çekildiler.
Gece uzun süre uyuyamadý. Yan odadan Aysel’in derin, derin nefes alýrken çýkardýðý sesi dinledi. Çok yorulmuþ zavallý, ne kadar da derin bir uykuda. Dün geceden bu yana yaþadýklarý bir film þeridi gibi gözlerinin önünden geçmeye baþladý. Aysel’in karnýnda taþýdýðý bebeðe takýldý kafasý. Gerçekten ona öz babasý gibi babalýk yapa bilecek miyim acaba diye düþündü uzun, uzun. Bir film seyretmiþti yýllar öncesi. Karnýndaki bebeði aldýrtmak isteyen bir kadýnýn dramýydý bu filmde izledikleri. Filmin adýný anýmsadý, Doðmak Hakkýmdýr. O bebeðin de doðmak ve yaþamak hakký deðil miydi. Kesin kararýný verdi. O çocuk doðacak ve benim soy adýmý taþýyacak. Ben onun öz babasýyým çünkü. Bu kararýndan sonra iyice rahatladý. Uyku aðýr bir yük gibi göz kapaklarýnýn üzerine çöktü ve derin bir uykuya daldý.
Uyandýðýnda günün bir hayli ilerlediðini fark etti. Hiç te alýþýk deðildi böyle geç kalkmaya. Hemen yataktan fýrlayýp hýzla giyindi. Salona geçtiðinde gördükleri karþýsýnda þaþýrýp kaldý. Henüz kalkmamýþtýr diye düþündüðü Aysel, dünkü aldýðý giysilerden birini giymiþ sýrtýna, saçlarýný itinayla taramýþ, kahvaltý masasýný hazýrlýyordu.
Günaydýn, dedi Mustafa’ya, bunca yorgunluktan sonra, neden bu kadar erken kalktýn. Bilseydim böyle erken kalkacaðýný daha önce hazýrlardým kahvaltýyý. Geç hazýrladýðým için kýzmadýn deðil mi.
Ne kýzmasý güzelim, esas ben þaþýrdým senin böylesine erken kalkmýþ olmana. Kahvaltý masasýný bile hazýrlamýþsýn diyerek masa yanýndaki sandalyeye oturdu. Aysel’in kývrak hareketlerle mutfak ile masa arasýndaki gidip gelmelerini zevkle izlemeye baþladý. Yeni giysilerinin içinde, özenle taranmýþ saçlarýyla, makyajsýz olmasýna raðmen, harikulade bir güzelliði vardý. Bir sanatçýnýn eseri karþýsýnda duyduðu kývanç gibi bir duygu seli kapladý tüm benliðini. Çayý bardaklara boþaltan Aysel’in yüzüne hayran, hayran baktý. Sen ne kadar da güzelmiþsin be Aysel dedi. Aysel’in yüzü kýzardý, yutkundu,yutkundu, bir þeyler söylemek istedi ama, boðazýna sanki bir düðüm vardý. Konuþamadý.
Kahvaltýdan sonra, Mustafa,
Ben sandalýn yanýna kadar gideyim dedi ve ayaða kalktý. Aysel hemen ayaða kalktý,
Dur bakalým, kahveni içmeden nereye gidiyorsun, hemen kaynatýp gelirim diye mutfaða gitti. Az sonra dumaný tüten ,bol köpüklü kahvelerle geriye döndü. Karþýlýklý höpürdete, höpürdete kahvelerini içtiler. Mustafa kapýdan çýkarken seslendi.
Sakýn kendini yoracak iþlere kalkýþma. Ben az sonra geri döneceðim. Evi temizlemek için gerekli olan kireç ve temizlik maddeleri alýp döneceðim. Sandala da geçici bir adam bulacaðým. Ne de olsa ekmek teknemiz, boþ yatýrmaya gelmez. Hadi þimdilik hoþça kal.
Güle, güle,hadi bakalým hayýrlý iþler.
Nikah gününe kadar hiç boþ durmadýlar. Mustafa elinde fýrça, evin içini dýþýný kireçle badana ederek bem beyaz etti. Kapý ve pencereleri de yaðlý boya ile güzelce boyadý. Ne de olsa sandal boyaya boyaya iyi bir boyacý olmuþtu. Hasan Kaptan emanet bir gelinlik bularak, gelinlik iþini de hal etmiþti.
Mutlu gün gelmiþti. Saat üçte nikahlarý kýyýlacaktý. Tüm hazýrlýklar bitirildi. Gelinle damat bir arabaya bindirilerek resim çektirmeye gönderildiler. Davetliler nikah salonunda toplandýlar. Resim çektirdikten sonra salona gelen gelin ve damat coþkulu bir alkýþ salvosuyla karþýlandýlar. Hasan Kaptan yanlarýna gelip ikisinin kollarýna girip masaya kadar götürdü ve nikah memuruna; bak iþte evlatlarýmý getirdim sana. Hadi bakalým kýy bunlarýn nikahýný diye baðýrdý neþeyle. Gelinin yanýna oturdu, ben kýzýmýn þahidiyim. Davetliler arasýndaki Nusret kaptana baðýrdý,
Ne duruyorsun orada, hadi sende otur oðlumun yanýna. Sende oðlumun þahidi ol. Hasan Kaptanýn çaðrýsý üzerine kývrak bir hareketle gelip damadýn yanýna oturdu.
Nikah memurunun formalite sorularý bir yýl gibi uzun geldi ikisine de. Bu tören sanki hiç bitmeyecekti. Ýmzalar atýlýnca derin bir oh çekti ikisi de. Damat gelini duvaðýný kaldýrýp iki yanaðýndan öptü gelenek gereði. Ýkisinin de yüreði çingen davulu gibi güm, güm vuruyordu. Taký ve kutlamalar bitince topluca dýþarýya çýkýldý. Gelinle damat özel hazýrlanmýþ gelin arabasýna bindirildiler. Bir çok araba takýldý peþlerine. Uzun bir þehir turu yapýldýktan sonra damadýn evinin önünde durdular. Arabalarýndan inen gençler Gelinle damadý evlerine býraktýlar. Tören sona ermiþti. Gençlerden biri baðýrdý
Haydin arkadaþlar her kes kendi evine. Bu uyarý üzerine kalabalýk hýzla daðýldý.
Eve girer girmez hasretle sarýldý karýsýna. Duvaðý çýkarýp divanýn üzerine attý. Öptü, öptü, sanki bin yýllýk hasretin acýsýný çýkarýrcasýna. Dudaklarýný ayýrmadan yürüdüler yatak odasýna. Kapýyý kapattýlar. Ertesi gün akþamüzeri çýktýlar yatak odasýndan. Acýkmasalardý hiç çýkmayacaklardý.
Bir hafta sonra iþ baþý yaptý Mustafa. Evliliði ona þans getirmiþti. Nereye aðlarýný atsa, balýkla doluyordu aðlarý. Kýsa sürdü sandalýnýn ve düðün borçlarýnýn ödenmesi. Borçlarýnýn son taksitini ödediðinde derin bir oh çekmiþti. Bundan böyle doðacak bebek için atacaktý aðlarýný. En güzel, giysileri, en güzel en pahalý oyuncaklarý alacaktý bebeðe.
Ola bildiðince mutlulukla dolu üç yýl geçmiþti aradan. Kýzlarý iki buçuk yaþýnda, þirin mi þirin, güzeller güzeli bir kýz olmuþtu. Yemek sýrasýnda kýzýna takýldý
Söyle bakalým Mutlu, beni mi daha çok seviyorsun yoksa anneni mi.
Kulaðýna söylerim.
Kulaðýný dayadý kýzýn aðzýna,
Hadi söyle bakalým.
Seni.
Aysel gülerek bakýyordu kýzýna
Beni sevmiyor musun
Seni sevmez olur muyum anneciðim, ama babamý daha çok seviyorum.
Aysel sevgiyle baktý kocasýnýn yüzüne. Gözlerinden akan mutluluk göz yaþlarýný kýzý görmesin diye sýrtýný döndü ve kalkýp mutfaða yöneldi.



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn aþk ve romantizm kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Onu Ölesiye Sevmiþti
Severek Ayrılalım
Neden Terk Ettin
Güz Gülleri Gibi
O Yalancının Biriydi
Aþk Bu Mudur
Ölümüne Aşk
Aðlatan Anýlar
Unutulmayan acý
Aþk Nedir

Yazarýn öykü ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Muhabbet Kuþlarý Nasýl Üretilir
Mutluluðu Ölümü Ararken Buldu
Mustafa Efe
Bir Zamanlar Ben De Politikacýydým
Baðýmsýz Aday Deli Osman
Tarýmda Neden Ýlerliyemiyoruz
Bebek Can
Giritli Nevres Cafer Aða
Çýldýrtan Aþk
Yasak Aþk

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Acýlarla Yaþamak [Þiir]
Özleyiþ [Þiir]
[Þiir]
Bir Dosta Mektuplar 1 - 12 [Þiir]
Sevgiliye [Þiir]
Seni Düþündüm Yine [Þiir]
Alýn Götürün Beni Dalgalar [Þiir]
Ah Bu Sensizlik Yok Mu [Þiir]
Bir Rüzgardýr Yaþamak [Þiir]
Uyan Be Memet [Þiir]


Özcan Nevres kimdir?

1958 de gazetecilige basladim. O zamandan beri yazmaktayim.

Etkilendiði Yazarlar:
Yaþar Kemal, Ümit Yaþar Oðuzcan Fazýl hüsnü Daðlarca


yazardan son gelenler

bu yazýnýn yer aldýðý
kütüphaneler


 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Özcan Nevres, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.