Gençliðinde müzik öðrenen, felsefeyi daha iyi anlar. -Platon |
|
||||||||||
|
M.NÝHAT MALKOÇ Ýnsanlar el ele, gönül gönüle verdiklerinde zor gibi görünen iþleri de rahatlýkla yapabilirler. Yeter ki birlik ve beraberlik olsun. Ülkeleri ve cemiyetleri ayakta tutan birlik ve beraberlik çimentosudur. Düþman milletlerin ilk planda yaptýðý þey, hedeflerindeki ülke halklarýný birbirine düþürmektir. Bu da sanýldýðýndan daha kolaydýr. Dostluk ve kardeþlik emek ve fedakârlýk istese de, kargaþa ve fitne koþarak gelir bize. Onun içindir ki sabýrsýz ve tahammülsüz toplumlarda þiddet ve nefret daima pirim yapmaktadýr. Ülke olarak birlik ve beraberliðe, menfaate dayanmayan dostluklara her zaman çok ihtiyacýmýz vardýr. Bunu yerel ölçülerde de düþünebiliriz. Nedir bu kin, nefret ve kavga?… Neyi paylaþamýyor insanlýk? Yunus’un dediði gibi “Mal sahibi, mülk sahibi / Hani bunun ilk sahibi / Mal da yalan, mülk de yalan / Var biraz da sen oyalan...” Kim ne derse desin hayatýn gerçeði dünyanýn kuruluþundan beri bundan ibarettir. Son yýllarda iller arasýndaki çekemezlikler ilçe seviyesine, hatta belde boyutuna düþmüþtür. Köyler arasýnda bile husumetler sürüp gitmektedir. Bunlar þýk þeyler deðildir. Kaba kuvvetle meseleler çözülemez. Bütün kavgalar, kin ve nefretler yürekte birikmiþ zehirlerin dýþavurumudur. Bunlar ancak sevgi panzehiriyle yok edilebilirler. “Ateþe körükle gidilmez” demiþ eskilerimiz. Fakat günümüzde bazý kesimler ateþe körükle giderek, onu daha da þiddetlendiriyorlar. Trabzon’un Köprübaþý ilçesinin tek beldesi vardýr. O da adýndan da anlaþýlacaðý gibi beþ köyün bir araya gelmesiyle vücut bulan Beþköy beldesidir. Bu belde henüz oluþmadan evvel þiddetli bir sel baskýný yaþadý. Ellinin üzerinde insanýmýz sel sularýna karýþarak hayatýný kaybetti. Bunlarýn çoðunun cesedine bile ulaþýlamadý. Bu felaket esnasýnda Köprübaþýlýlar tam bir seferberlik ruhuyla Beþköylülerin yardýmýna koþtular. Bir zamanlar birbirine rakip ve üvey kardeþler gibi gösterilmeye çalýþýlan bu yörenin insanlarý, gerçek dostluðu ve kardeþliði fazlasýyla gösterdiler. Olmasý gereken de buydu zaten. Bizler birkaç fitne fesatçýnýn peþine takýlýp gelecekte hiç de hoþ sonuçlar doðurmayacak maceralarýn arkasýndan sürüklenebiliyoruz. Ýnsan aklýný kullanarak doðrulara varabilir. Doðrular da kiþiye göre deðiþmez. Bütün toplumlarda doðrular birdir aslýnda… Zira aklýn yolu birdir. Bir zamanlar Köprübaþý ile onun ayrýlmaz bir parçasý olan Beþköy(Mezirealtý)’ü husumet içerisinde göstermeye çalýþtýlar. Bunu yapanlarýn belli çýkarlarý ve planlarý vardýr elbette. Fakat bir türlü halklarýn dostluðunu ve kardeþliðini engelleyemediler. Bu yörelerin insanlarý birbiriyle alýþveriþ yaptý, kýz aldý, kýz verdi. Yaylada, ovada, köyde komþuluk yaptý. Gül gibi geçinip gittiler. Beþköy’deki halkýn Rumca konuþmasý bile farklý þekillerde yorumlanmaya çalýþýldý. Oysa bu bir kültürel zenginlikten baþka bir þey deðildi. Beþköy, sel felaketinden önce bir hayli geliþmiþ ve toparlanmýþ bir yerleþim yeriydi. Bir akþam vakti gelen azgýn sular burada dikili aðaç býrakmadý. Evler ve insanlar sulara karýþtý. Bu felaket sanki belde halkýnýn bitiþinin resmiydi. Dört tarafý yemyeþil olan, bu haliyle bir kartpostalý andýran bu topraklar þimdi kaderine aðlýyor. Çünkü Beþköy sel felaketinden sonra en az bir asýr geriye gitti. Þimdi burada yaþayanlar yarýnlarýndan umutsuzdur. Selden sonra imkâný olanlar buradan ayrýlarak baþka yerlerde yeni bir düzen kurmaya çalýþtýlar. Tabii ki aileler parçalandý. Kýt imkânlar pek çok trajedilerin müsebbibi oldu. Fakat son derece dindar, sabýrlý ve kanaatkâr olan yöre halký asla isyan etmedi. Köprübaþý’nda okuduðumuz yýllarda Beþköy’den pek çok dostlarýmýz oldu. Hepsi de ahlaklý ve güvenilir insanlardý. Bazý kesimlerin bu iki yöre arasýndaki dostluða ve kardeþliðe kin ve nefret dinamiti koyma giriþimleri çok þükür ki sonuçsuz kaldý. Bugün Köprübaþý açsa, Beþköy tokluðuna sevinemez; Beþköy açsa Köprübaþý rahat uyuyamaz. Çok þükür ki bugün bu kardeþlik ve dostluk havasý oluþturulmuþtur. Bizler Köprübaþýlýlar olarak Beþköylüleri çok seviyoruz. Onlarýn da ilçeleri olan Köprübaþý’ný ve buranýn halkýný sevdiklerini biliyorum. Bizler bir tavanýn balýðýyýz. Aramýzda ayrýlýk gayrýlýk yoktur. Ayný bedenin farklý uzuvlarýyýz.
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © M.NÝHAT MALKOÇ, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |