..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Hayaller olmasaydý, umutlar dünde kalýrdý. - Dolmuþ atasözü
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Öykü > Toplumcu > Þenol Durmuþ




28 Mayýs 2010
Parti  
Þenol Durmuþ
"Sayýn baþkaným, sayýn baþkaným, sizin de izah ettiðiniz gibi ben de bu akþamdan itibaren seçim çalýþmalarýna baþlamazsam namerdim.Ev ev dolaþacaðým..Yoksullarý, yolsuzlarý haykýracaðým. Allahýn izniyle partimizin oylarýný en yükseðe, hatta göklere çýkarmazsam, bana da Muzaffer demesinler. Ben otuz senedir ne seçimler gördüm, ne seçimler."


:ACGI:
-- "Ey ayna, söyle bana bu dünyada benden daha güzeli var mý? --

Adeta bu soruyu sormuþtu. Tombul pembe suratý, fýrça býyýðý, ela gözleri, fýndýk göbeðiyle birazcýk erkek güzeli sayýlabilirdi. Takým elbise de tam oturmuþtu. Omuzlar biraz sýkýyordu ama ne yapsýn kahveci Þaban, tam beþ yýldýr bu takým elbisenin içine mecburen girip saklanmýþtý. Pantolon paçasýnda kravatýnýn tam ortasýnda yer alan bir kaç sigara deliði bu muhteþem elbisenin görüntüsünü hiç de bozmamýþtý.

Paranýn para zamaný iyi bir fiyat ödemiþti. Kalite takým elbise üstüne düþen vazifeyi yaparken kahveci Þaban, kendi vazifesini tabii ki ihmal edecekti. Kilo alarak.. Elbisenin hiç de suçu yoktu. Saçlarýný tararken býyýklarýný çekti. Yanaklarýný okþadý, makas aldý. Sinek kaydý traþý ucuz bir permatikle baþarmýþtý.

"Herif herif yeter artýk, bu parti iþlerini býrak artýk. Senelerdir býkmadýn mý, boþ yere harap ettin kendini. Sen adam olmayacaksýn. Allah akýl fikir versin yarabbi."

Kadýn koridorda baðýrýyordu. Arkasýný döndüðünde karýsýný elinde bir bezle gördü. Ses çýkarmadan tekrar aynaya dönerek iki omzunu saðlý sollu oynattý. Kadýn baþörtüsünü çýkartýp koltuða atarken, kocasýnýn az önce çýkardýðý pantolon, don, gömlek, çoraplarý topluyordu. Söyleniyordu kadýn:

"Sesi de çýkmaz mendebur herif, sanki milletvekili olacak. Ýnsaný çýldýrtýrsýn. Bakalým nereye kadar gidecek, ya sabýr.."

Þaban duymuyordu. Kadýnýn söylediði sözler anýnda kulaðýna girip çýkýyordu. Kendinden iyice bir emin olduktan sonra kapýya çýktý. Ayakkabýlarýný giyerken kadýn hala söyleniyordu.

Sokaða çýktðýnda derin bir nefes aldý.Lanet olasý kadýnýn çenesinden kurtulmuþtu.Artýk özgürdü.Çevresine insanlara önünden geçen o kediye sevgiyle baktý.O sevgi dolu bir insandý.Cadaloz karý bu sevgiyi nereden bilecekti...

. Onu gören bazý kiþiler selam veriyordu:

"Þaban abi hürmetler"

"Þaban bey iyi günler."

"Merhaba Þaban bey nasýlsýnýz?"     

Yaþlýlar, gençler, kadýnlar, onu tanýyan hemen herkes selam veriyordu.O sevilen bir insandý. Ýnsanlarýn selamlarýna tebessümle, içtenlikle karþýlýðýný iletiyordu.

Ýktidar partisinin ilçe teþkilatý yönetim kurulu üyesi olan Þabaný birçok kiþinin tanýmasý gayet normaldi. Az önce selam veren kadýnýn çocuðunu bir okula torpille kayýt ettirmiþti. Yaþlý bastonlu ihtiyar keçinin ise hastane iþini halletmiþti. Serseri görünümlü, hýrsýz kýlýklý adama da balýkhanede iþ ayarlamýþtý. Üstelik bütün bunlarý karþýlýksýz bir fedakarlýkla yapmýþtý. Þaban babadan particiydi. Dürüst, yumuþak, yufka yürekli bir adamdý.

Bazýlarý onun için kerizin teki yahut eþeðin önde gideni diyordu ama o bunlarý hiç umursamazdý. Meyve veren aðaç taþlanýrdý. Ýlçe baþkaný bu sözü Þaban'a sýk sýk hatýrlatýrdý.

Kahvehanenin olduðu sokaða girdiðinde bir kaç esnaf komþusuna selam verdi. Halk partili kasap Niyazinin önünden geçerken baþýný çevirdi. Niyazi bir kemiði satýrla parçalarken sinirliydi. Ana Muhafelet Niyazi, iktidar Þaban'a büyük bir öfke, kin ve nefretle bakýyordu. Niyazi de Halk Partisinin ilçe yönetim kurulu üyesiydi.

Üç yýl önce iktidarý kaybettiklerinde mecburen, Niyazi kasap dükkanýna geçti. Kahvehaneye girdiðinde müþterilerde ayný sokaktaki insanlar gibi saygý gösterdi. Bazýlarý ise ayaða kalktý. Müþterilerin çoðu da zaten mahalle delegesiydi. Hepsi mutluydu. Ýktidar düþene kadar birçoðu uzun süre bu kahvehanede bedava çay içme þansýna sahipti. Çay ocaðýnýn yanýnda duran gösteriþli masasýnda ki geniþ koltuða oturduðunda garson koþar adým geldi.

Külüstür kýraathanede bu masa fazlasýyla lükstü.

Sansar suratlý garson büyük bir nezaketle çayý masaya koydu.

"Hoþgeldin Þaban abi buyur çayý."

Garson bir kedi çevikliðiyle diðer masalara yöneldi.

Koltuðunda yaylanýrken, baþýný çevirdi.

Duvarda asýlý duran þýk çerçeveli, siyah beyaz büyük bir fotoðrafa baktý. Bu fotoðraf onda tik yaratmýþtý. Bu koltukta oturduðu müddetçe günde binlerce kez döner bakardý. Muhteþem Süleyman kürsüde konuþurken yanýnda sýraya dizilmiþ yüzlerce kafadan bir tanesi de Þabandý. Yirmi küsür sene önceki resimde çok gençti. Daha da yakýþýklýydý. Kahvehanesine gelen müþterilere, misafirlere büyük bir gururla gösterirdi. Üstelik polisler için de iyi bir referanstý. Ama resme bakanlar Þaban'ý görmekte biraz zorlanýrdý. Dakikalarca seyreden mecburen sorardý. Onu görebilmek için bir tane de dürbün þarttý.

"Bu sakallýnýn yanýnda duran sizsiniz öyle mi Þaban abi, pardon Þaban bey."

"Maþallah o zamanlar da çok yakýþýklý bir tipmiþsiniz."

"Resim siyah beyaz olduðundan çýkartamadým özür dilerim."

"Vay be Süleyman o zaman da baþbakandý demek."

"Siz o zaman gençlik kollarýnda üyeydiniz öyle mi, bravo.."

Bu iltifatlar Þaban'ý çok mutlu ediyordu. Ýþte o zamanlar yaþadýðýný hissediyordu. Garsonun getirdiði hesap pusulasý ve bir miktar para onu hayallerinden sýyýrdý.

"Buyur abi dünkü hesap."

Fiþlere paraya baktý. Her zamanki hasýlat normal seyrindeydi. Koca kahveden kalan para anca bir garson yevmiyesi kadardý. Kahvedeki müþterilerin sayýsýna göz ucuyla bakarken, bir gözüyle de garsonu izliyordu. Aslýnda garson da hiç farkettirmeden patronunu yokluyordu. Þüpheleniyordu adamýndan, acaba onu soyuyor muydu? Buna raðmen yýllardýr yanýnda çalýþan, onu hiç acýmadan soyan bu adama acýyordu. Kovsa sanki daha iyisi mi gelecekti.

Biliyordu ki garsonluk mesleði, hýrsýzlýkla eþ anlamlý bir meslekti. Yýllardýr hemen her gün, ilçe teþkilatýnýn çalýþmalarýna, toplantýlarýna gönüllü katýlan Þaban, iþyerini bu soyguncuya teslim etmiþti. Bu adam bir tilki gibi, bir sansar gibi çay paralarýný cebine indiriyordu. Gözü tok uysal, yumuþak insan Þaban için artýk hasýlat kaybý önemli deðildi. Koskoca iktidar partisinin ilçe yönetim kurulu üyesi, semt temsilcisi Þaban'a önlük takýp çalýþmak hiçte yakýþmazdý. O önemli bir adamdý.

Saatine baktý. Vakit yaklaþýyordu. Çayýný bitirdikten sonra ayaða kalktý. Garson hýzla bir emireri gibi yanýna geldi.

"Ýsmet arayan olursa partiye gittiðimi söyle, toplantýmýz var tamam mý?"

Garsonun gözleri parladý. Sevincinden çýldýracaktý.

-Olur Þaban abi sen merak etme, gözün arkada kalmasýn.-dedi yalvararak.

Adamýna bakarken, hüzün, þüphe, korku duygularý içerisinde hiç konuþmadan yürüdü. Bir taksi çevirmeyi düþündü. Cebindeki parayý da düþündü. Zaman vardý, yürümek belki daha hayýrlý bir iþti. Birazcýk spor, cepte kalacak beþ lirada iyi bir fikirdi. Alt tarafý üç kilometrelik bir yoldu. Üstelik yokuþ aþaðý inecekti.

Gülümsedi..

Þaban Eyüp ilçesinin ara sokaklarýnda mutlu ve aðýr bir þekilde yürürken, tarihi ahþap binalara, yeni inþaatlara, apartmanlara da hüzünle bakýyordu. Çocukluðunda yeþil tarlalarla çevrili olan bu ilçenin bütün güzellikleri eski, yeni, biçimsiz binalarla doluyordu. Bütün güzellikler artýk tarihe karýþýyordu. Kendisinin de yakýnda bir tarih olacaðýný, çok geçmeden partide baþka birisinin onun yerini alacaðýný düþündüðünde biraz ürperdi. Yaþlanýyordu... Yakýn bir zamanda da ayaðý kayabilirdi. Ama o kolay kolay teslim olmazdý. Tecrübe vardý.. Babadan partiliydi.

Ceketinin yakasýnda parlayan rozete göz ucuyla bakarken, gülümsedi. Beygir de gülerek ona bakýyordu. 12 Eylül darbesinden önce beygir rozette þaha kalkmýþtý. Þimdilerde ise düz yolda yürürken tek ayaðýný kaldýrmýþ, uysal bir vaziyette durmuþtu. Partinin adý da Düz Yol Partisi olmuþtu DYP.

Askeri darbe lideri Kenan Paþa beygiri terbiye ederken, düzeltmiþti. Paþanýn iþiydi bu. Zaten paþa da ne beygirleri, ne eþekleri, ne koyunlarý terbiye etmiþti ki onu etmemesi paþalýðýna hiçte yakýþmazdý. Beygirin eski sahibi de iyi bir fiyata onu elden çýkarmýþtý. Eski sahibi yeni taþýndýðý Çankaya köþkünde emekliliðin tadýný çýkartýrken, eski iþçilerden Þaban da yeni sahibine alýþmaya çalýþýyordu. Yeni sahip çok güzel bir kadýndý. Aslýnda kadýn ne anlardý beygirden, iþte Þaban bunu bir türlü anlayamýyor, çözemiyordu. Gerçi eskiler boþuna dememiþti, At, Avrat, Silah diye.. Mutlaka bir nedeni vardýr diye düþünmüþtü Þaban.

Ýlçe merkezine yaklaþýrken takým elbisesi sakan maðazalarýnda vitrinlerini izliyordu. Yeni model takým elbiselere hayranlýkla bakarken içi burkuldu. Takým elbise takýntýsý onda hastalýk derecesine ulaþmýþtý. Bu kalýbýn altýnda çok mutluydu. Dört katlý bir binanýn merdivenlerindne koþar adým çýkarken heyecanlýydý. Partinin ilçe merkezinde, ikinci katta hizmete hazýrdý. Ýçeri girdiðinde sekreter kýz ayaða kalktý. Zayýf, kýsa boylu sekreter kýz adeta evde kaldýðýný haykýrýyordu. Cýrtlak sesiyle konuþtu:

"Hoþgeldiniz Þaban bey toplantý baþlamak üzere, ben baþkana haber vereyim, içeri buyurun."

Her zaman olduðu gibi salon kalabalýktý. Ortalýk yardým isteyen, sefil insanlarla dolup taþmýþtý. Durdu.. Yufka yürekli olduðundan bekleyenlere bir süre acýyarak baktý. Ýhtiyar bir adam bastonunu çenesine dayarken, kýrçýllý sakalýný karýþtýrýyor, titriyordu. Þiþman bir kadýn ise kucaðýnda çocuðunu emzirirken, sýska bir çocuðu da diðer eliyle tutuyordu. Kadýn da çocuklar da periþan bir haldeydi. Saçý sakalý daðýnýk, pejmurde bir adam ise büyük ihtimalle þarapçýydý. Þarap parasý için gelmiþti.

"Buyurun Þaban bey sizi bekliyorlar."

Sekreterin ikazý ile toplantý odasýna girdi. Baþkanýn küçük makam odasý, toplantý odasý niyetine de kullanýlýrdý. Ýktidar partisine hiçte yakýþmayan döküntü bir teþkilattý. Beþ altý koltuk, dört beþ sandalye küçük odayý kaplamýþtý. Sekiz dokuz partili ve baþkan ayaða kalktý. Toparlak suratlý, kýrk yaþlarýnda, imam býyýklý olan ilçe baþkanýnýn yüzünde gülücükler saçýlýyordu.

"Ooooo Þaban bey neredesiniz efendim, özlettiniz kendinizi, buyurun efendim buyurun, toplantýmýz da yeni baþlamýþtý."

Þabanýn yanaklarýndan hasretle öperken, iki elini de hararetle sýktý. Þabaný sanki yýllardýr görmemiþti ilçe baþkaný. Daha dün akþam bir meyhanede baþbaþa oturmuþlar, kafayý çekmiþler, kilolarca da et yemiþlerdi. Üstelik bütün hesabý da Þaban ödemiþti. Þaban bunlarý mahcubiyetle düþünürken gülümsedi.

Esnaflar, eski bir muhtar, birkaç emekli memur, bir sünnetçi kurul üyesiydi. Diðer üyelerle de tokalaþtýktan sonra da sandalyeye oturdu. Ýlçe baþkaný toplantýyý açmadan önce önünde duran bazý kaðýtlarý karýþtýrýrken, üyelere de çok ciddi bir yüz ifadesiyle bakýyordu.

Önemli bir politikacý ve ya önemli bir bürokrat gibi görünüyordu. Öksürdü, yutkundu, bir kaç kez hým hým yaptý. Kürsüden nutuk çekecekmiþçesine davranýyordu. Mahalle temsilcileri de sanki kahvehanede maç seyrediyor gibi dar odada birbirlerine yapýþmýþtý. Baþkan kaðýtlarý karýþtýrýrken öksürük hareketini de gittikçe uzatýyordu. Üyeler ise sabýrsýzlýkla, gittikçe heyecana kapýlýyordu. Kurul üyesi iki bayan yönetici de takým elbise giymiþti. Doktor Nurten haným, muhasebeci Ayþe haným, çok þýktý. Arada bir birbirlerini kontrol ederlerken, giyimleri, makyajlarý, saç modelleri ile sanki bir yarýþmaya katýlmýþlardý.

Ayþe haným saçlarý biraz sarýya kaçtýðýndan olacaktý ki, saç modelini genel baþkana benzetmiþti. Bu yüzden Nurten haným ona nefretle bakýyordu. Buna raðmen ikisi de ilçe baþkanýný hayranlýkla izliyordu.

"Arkadaþlar toplantýmýzý açýyorum."

Yeniden bir kaç kez öksürerek gýrtlaðýnda ki tozlarý sirkeledi. Sesi çok sertti.

"Malumunuz geçen ay kongrede yeniden seçildik, görevimizin baþýndayýz. Yeni genel baþkanýmýzla partimiz yeniden yapýlandýrýldý. Aldýðým duyumlara göre en kýsa zamanda baskýn bir yerel seçim olacak. Öhö öhö öhö."

Öksürdü, tekrar sustu. Gülücükler saçarak partililere baktý. Üyeler de, Þaban da hemen herkes gülümsüyordu. Hayaller birbirine karýþtý. Belediye baþkanlýðý, belediye meclis üyeliði, imar planlarý, amirlikler, müdürlükler, mevkiler, birbirine karýþtý. Hepsi de kendisi de bir yerlerde görüyordu. Baþkan bu hayal mevkilerini daðýtmak için adamlarýna yaþatmak için, birkaç dakika hiç konuþmadý. Partililer bu sürede baþkana hayranlýkla bakarken, heyecanlarý da doruk noktasýndaydý. Nurten ve Ayþe hanýmlar da baþkana daha bir özel bakýyordu.

"Ayrýca sizler de mahallenizde bir an önce sandýk görevlilerini tespit edin, seçim çalýþmalarýna þimdiden baþlayabiliriz. Evet sýrasýyla görüþlerinizi alabilirim."

Sustu..

Koltuðuna iyice bir gömüldü. Herkes birbirine bakýyordu. Kim konuþacaktý. Baþkanýn bakýþlarý sürekli yer deðiþtirirken, gözler de fýldýr fýldýr dönüyordu. Baþkanýn kravatýný gevþettiðini gören birkaç üyeyle beraber Þaban da kravatýný gevþetti. Bazýlarý öyle bir sýkmýþtý ki, suratlar kýzarmýþtý. Yüzlerden ise sicim gibi ter boþalýyordu. Baþkan ayaða kalkarak, kemerini düzeltti. Bu arada Ayþe Haným'a tebessümle göz kýrptý.

"Evet isterseniz sizden baþlayalým Ayþe haným, sýrasý gelen görüþünü belirtir. Buyurun efendim.."

Ayþe haným heyecan içerisinde gülümsedi.

"Yani sayýn baþkaným ne diyeyim, zaten siz de söylediniz. Ben yani, ben kadýn olarak, partimizin baþýna da bir kadýnýn geçmesiyle inanýn çok mutlu oldum. Yani seçimler olursa da, ne yapmam gerekiyorsa yapmaya çalýþýrým. Teþekkür ederim."

Gülümseyerek baþkana baktý. Baþkan mutluydu.. Üyelerin konuþmasýný, belki de laf olsun torba dolsun dercesine dinliyordu.

"Sayýn Muzaffer Fener, sýra sizde buyurun."

Sivri kalýn býyýklý, göbekli, elli yaþlarýnda olan Muzaffer, sarý takým elbisesi, pembe gömleði, lavivert kravatý ile adeta pavyon müdürlerine benziyordu. En eski yalaka particiydi. Gür sesiyle haykýrdý:

"Sayýn baþkaným, sayýn baþkaným, sizin de izah ettiðiniz gibi ben de bu akþamdan itibaren seçim çalýþmalarýna baþlamazsam namerdim.Ev ev dolaþacaðým..Yoksullarý, yolsuzlarý haykýracaðým. Allahýn izniyle partimizin oylarýný en yükseðe, hatta göklere çýkarmazsam, bana da Muzaffer demesinler. Ben otuz senedir ne seçimler gördüm, ne seçimler."

Muzaffer Fener'in aðzýndan köpükler saçýlýyordu. Baþkan elindeki kalemi sinirden kýrmak üzereydi ki son anda durdu. Partililer kýskançlýkla, nefretle Muzaffere baktý. Baþkan düþünüyordu.

"Namussuz pezevenk, yine bol keseden atmaya baþladý. Hayvan herif, bunu yönetime alacaðýma keþke üç kaðýtçý nalbur Nusreti yönetime alsaydým. Allah belaný versin."

Üyelerin bakýþýyla kendine geldi.

"Çok teþekkür ederim Muzaffer, gerçekten çok sadýk, iyi bir partiliymiþsin. Keþke herkes sizin gibi olsa. Evet efendim neyse devam edelim."

Kahveci Þaban bir koyun uysallýðýnda konuþtu.

"Sayýn baþkaným üstümüze ne vazife düþerse yaparýz, merak etmeyin"

Belediye seçim heyecaný, partilileri coþturdu. Ortalýk adeta Çarþamba pazarýna döndü. Hepsi de mahallesini, kendisini, baþarýsýný anlatýyordu. Baþkan býkkýnlýkla dinliyordu, zamaný artýk gelmiþti.

"Evet, evet arkadaþlar sizlere inanýyorum. Hepiniz baþaracaksýnýz, eminim. Sizlere güvenim tamdýr. Allahýn izniyle Eyüp Belediye Baþkaný olursam sizler de benim baþkan yardýmcýlarýmsýnýz. Bu ekip daha ne zaferler kazanacaktýr. Þimdi gelelim ikinci konuya arkadaþlar."

Sustu baþkan. Adamlar mutluydu. Gözlerde okunuyordu mutluluk.

"Arkadaþlar biliyorsunuz ilçe teþkilatýmýzýn kira, elektrik su, telefon, sekreter giderleri, üç aydýr haddinden fazla birikti. Ödenmesi gereken acil faturalarýmýz var. Biliyorsunuz genel merkez teþkilatlarý para yardýmý yapmýyor. Belki ayýp olacak ama söylemek zorundayým, hazine yardýmýný Ankaradakiler yiyor. Bizi de böyle kaderimizle baþbaþa býrakýyorlar.

Baþkan konuþmasýný sürdürürken üyelerin bazýlarý bayýlmamak için kendilerini zor tutuyordu. Bunu hiçte beklemiyorlardý.

"Ben de sizin meslek durumunuza, bütçemize göre bir hesap çýkardým. Toplam borç 3700 lira."

Muzaffer Fener için için küfür ederken, kravatýný iyice çözdü.

"Sayýn Fener 400 lira.

Sayýn Þaban 500 lira

Ayþe Haným 200 lira

Nurten haným 300 lira

Rüstem bey 600 lira"

Rakamlar açýklandýkça, partililerin birçoðu zývanadan çýkmak üzereydi ki, onlardan önce Muzaffer Fener'in itiraz sesi duyuldu.

"Baþkaným bir þey söylemek istiyorum."

"Toplantýdan sonra söylersiniz Muzaffer bey."

"Ama baþkaným.."

"Lütfen rica ederim sayýn Fener."

Tartýþmalarý dinleyen Þaban huzursuzdu.Baþkana karþý çýkanlar, isyan edenlerin sesleri gittikçe yükseliyordu.. Düþündü.. Ne yapacaktý.Neler oluyordu.Artýk konuþma sýrasý ona gelmiþti.Ýlk kez öfkeye kapýldý..Yüz ifadesi korkunçtu..O uysal bir koyun deðildi.

Birden ayaða kalktý.

Bütün gözler bir anda Þaban'a döndü. Demek þimdiye kadar sessiz duran Þaban, artýk susmayacaktý. Aðýr aðýr yürüyerek baþkanýn masasýna geldi. Baþkan ürktü. Ne yapýyordu bu adam. Kýsa bir süre baþkana, sonra da partililere baktý. Bir elini baþkanýn masasýna dayadýðýnda baþkan panikle koltuðunu geriye çekti. Diðer elini cebine soktu, çýkardý.

Elinde para vardý.

"Arkadaþlar yýllardýr bu partiye hizmet ediyoruz, bu benim son param. Yarýn evimin kirasýný verecektim ama artýk ödemeyeceðim. Buyurun sayýn baþkan beþ yüz lirayý. Zor durumda partimize sahip çýkalým arkadaþlar. Milletimize sahip çýkalým, devletimize sahip çýkalým." haykýrýyordu Þaban....

Parayý masaya koyduktan sonra tekrar yerine oturdu. Bu içten hüzünlü sesleniþe, baþkan, partililer, hemen hepsi þok geçirdi. Muzaffer Fener'in býyýklarý titredi. Ayþe haným birden çýðlýk attý. Ayaða kalktý. Þaban'ý alkýþlarken, haykýrýyordu..

"Tebrik ederim Þaban bey, sizi yürekten kutluyorum. Örnek oldunuz bizlere. Particilik nedir bizlere öðrettiniz. Saðolun, varolun." .

Baþkan da ayaða kalktý.

"Ýþte gerçek partili Þaban bey. Helal olsun, sizler olduðunuz müddetçe ne bu parti, ne de bu devlet yýkýlýr. Saðolun, Allah razý olsun sizden. Toplantý bitmiþtir arkadaþlar. Lütfen ödemeleri sekretere yapýnýz.

-Ayþe Haným, Þaban bey siz ayrýlmayýn. Sizinle özel görüþeceðim.Partimizin size ihtiyacý var, lütfen gelin, benimle.... "



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn toplumcu kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Kurtarýn Beni
Sarýgöl Roman Mahallesi 2
Pavyon Sokaklarý
Gel Abi...
Ýblis Yeryüzünde
Çöp Kamyonu
Ýsyankar Ruhlar
Toplum Düþmaný
Genelev
Midyeci Raci

Yazarýn öykü ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Hýrsýzlar Kralý
Güzel Ýstanbul
Ýdam Ýsteriz
Dilenciler Köyü
Emret Baþkaným
Cafer Kalfanýn Ýsyaný 2
Düttürü Düüüttt
Þairler Çýkmazý Sokaðý
Ayþe Aþk Arýyor
Köpekler Sokaðý

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Kurtlar Sürüsü [Þiir]
Ego - [Þiir]
Çingeneler Zamaný [Þiir]
Açým Ben [Þiir]
Olmalý [Þiir]
Zaman Geçsin [Þiir]
Hani [Þiir]
Konstantin Aðlýyor... [Þiir]
Kuyu [Þiir]
Sen Gidersen [Þiir]


Þenol Durmuþ kimdir?



Etkilendiði Yazarlar:
CERVANTES


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Þenol Durmuþ, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.