Yaþamým boyunca, ondan birþey öðrenemeyeceðim kadar cahil bir adamla karþýlaþmadým. -Galilei |
|
||||||||||
|
Ne ilginçtir ki, Bilge-þair Sezai Karakoç, bölgedeki bu günkü manzarayý bundan tam 20 sene önce sanki fotograflamýþ. Yazýnýn kaleme alýndýðý tarihten takriben 5 ay önce Irak Devlet Baþkaný Saddam Hüseyin, ABD’ nin hazýrladýðý bir senaryoyu uygulayarak, 2 Aðustos 1990'da Kuveyt'i iþgal eder. Sonrasýnda, Birleþmiþ Milletler, ABD ve müttefik devletlerin ýsrarlarýna raðmen, Saddam Hüseyin' in Kuveyt' teki iþgâlden ýsrar edince, müttefik “ Çok Uluslu Hava Güçleri ” 17 Ocak 1991 tarihinde, Irak' a taarruzu ile ile Birinci Körfez Savaþý olarak adlandýrýlan savaþ baþlar. Ýþte savaþýn en sýcak günlerinde Üstâd, “ Diriliþ “ dergisinin Ocak/ 1991 tarihli, (119-120) no.lu sayýsýndaki baþyazýsýna, tokat gibi þu satýrlarla girer : " Ýslâm ülkelerinin baþýnda bulunanlara çaðrý: Size sesleniyorum. Ýslâm ülkelerinin baþýnda bulunan cumhurbaþkanlarý, baþkanlar, kýrallar, size sesleniyorum. Türkiye'nin, Mýsýr'ýn, Ýran'ýn, Suriye'nin, Ürdün'ün, Pakistan'ýn, Tunus'un, Cezayir'in, Fas'ýn ve diðer Ýslâm ülkelerinin baþýnda bulunanlar size sesleniyorum. Bulunduðunuz yere nasýl geçmiþ olursanýz olun, ister kaderin sevkiyle veya cilvesiyle, ister babadan, dededen size geçen veraset hakkýyla, ister alnýnýzýn teriyle, ister hak ve hukukla, ister kuvvet zoruyla halkýnýzýn yönetimini ele geçirmiþ bulunun, size sesleniyorum ve diyorum ki, tarihin en kritik göreviyle, en aðýr sorumluluðu ve ödeviyle karþý karþýyasýnýz. Bu görevi çoktan yerine getirmeniz lâzýmdý þimdiye kadar. Þimdi, hülûl etmiþ vâdenin son deminin son demidir…”, tesbitini yapýyor ve Irak'ýn iþi bitirildikten sonra, teker teker, birer bahaneyle bütün Ýslam ülkelerinin ayný Batýlý ülkelerin hava, deniz ve kara kuvvetlerinin saldýrýsýna uðrayacaðýný, bu ülke yöneticilerinin tarihten ibret almalarý gerektiðini söyledikten sonra, " Bulunduðunuz mevkilerde ebedî kalacaðýnýzý mý sanýyorsunuz? “ diye uyarýda bulunuyordu. Karakoç yazýsýný þu satýrlarla bitiriyordu: “…Þimdi iktidarda olduðunuzdan sizi uyarmak bir görevdir. Siz bu görevi yapmazsanýz, elbet, büyük devrim olacak ve görev yapacaklar gelecektir( …) Büyük uyanýþ ve diriliþ sûrunu üflüyorum. Bu kulaklarý patlatacak sesi iþitmeyeceklere ne yazýk! Son anda da olsa uyanýp dirilecek olanlara muþtular olsun(...) Liderler duymazsa, devletler duymazsa bizler bu çaðrýya kulak verelim. Türkler, Araplar, Acemler, Kürtler! Tarihe dönün, Kudüs'e dönün, kardeþ olun, kenetlenin…” Üstâd bu satýrlarý tabii ki bir kehânetle yapmýyordu. Yazýyý kaleme aldýðý tarihten iki sene önce “ demir perde “ olarak adlandýrýlan komünist blok, baþta lokomotif devlet olan SSCB, olmak üzere, Yugoslavya, Bulgaristan, Romanya v.d. uydularýndaki halk hareketleri sonucunda kartondan yapýlmýþ þatolar misali tek tek çöküyordu. Oralarda yaþanan sürecin ileriki yýllarda kaçýnýlmaz bir þekilde Baasçý despotik rejimlerle yönetilen Ýslâm ülkelerinde de yaþanacaðýný görmüþtü. Bu öngörüye raðmen, baþta Mýsýr ve Tunus olmak üzere despotik lâikçi sistemle idare edilen ülkeler, Türkiye’ nin ulusalcý, lâikçi modernist düþünce tezinde olan cenâhlarca yere göðe sýðdýrýlmýyordu. Tunus’ un Habib Burgiba ve halefi Zeynel Âbidin bin Ali, Mýsýr’ ýn Cemal Abdülnâsýr, Enver Sedat ve Hüsnü Mübârek isimli despot liderlerini Mustafa Kemâl’ in izinde kurtarýcýlar olarak niteliyorlardý. Bu gün hepsi ülkelerinin halklarýnca lânetleniyorlar. Ne gariptir ki ülkemizdeki ayný düþüncenin siyasi sözcüleri, kendi çarpýk mantýklarý ile bu kez o ülke rejimlerini tu-kaka ediyorlar. Kafalarýna göre çýkarýmlarla Atatürk’ ün asla, dile getirmediði 1950’ lerle uydurulmuþ çakma bir “ Bursa Nutku “ hurâfesine sýðýnarak halkýnýn neredeyse yarýsýnýn desteði ile hükümet eden bir lideri ve partisine karþý, Tunus ve Mýsýr’ daki gibi isyan çaðrýsýnda bulunuyorlar. Bir türlü anlayamadýklarý, Türk milletinin daha 1946’ larda “ Yeter Söz milletindir “ diyerek “ Millî Þef “ leri Ýsmet Ýnönü’ yü, 1960’ larda darbecibaþý Cemal Gürsel’ i, 1971’ de balyozcu grubun demir yumruðu Faruk Gürler’ i, 1980’ lerin yere göðe sýðmayan Kenan Evren’ ini, 28 Þubat 1997’ nin ismail Hakký Karadayýlarýný hep demokrasi sandýðý içinde yok ettiðidir. Ayrýca o bölge halklarý ve siyasetçilerinince de neden Baþbakan Erdoðan ve Partisini rol model olarak ele aldýðýný bu zevâtýn kafalarýný iki avuçlarýnýn arasýna alýp uzun uzun düþünmeleri gerektiðini düþünüyorum… http://ferahnak.wordpress.com/2011/02/01/188/
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Salih Zeki Çavdaroðlu, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |