Düşündüren Sözler - 18
\*Eskisi gibi olmak için ne kadar çabaladıysam da olamadım. Şimdi ise işi oluruna bıraktım, daha doğrusu güdülerimin emrindeyim!
"İnsanların parayla satın alamayacağı tek şey, kendilerine söylenmiş aptalca sözleri unutma yeteneğidir." — Oscar Wilde"
"İnsanların parayla satın alamayacağı tek şey, kendilerine söylenmiş aptalca sözleri unutma yeteneğidir." — Oscar Wilde"
\*Eskisi gibi olmak için ne kadar çabaladıysam da olamadım. Şimdi ise işi oluruna bıraktım, daha doğrusu güdülerimin emrindeyim!
Akış içerisinde sırf söylemek için söylemiş olduğumuz cümlelere ayna tutan kısa bir anlatı.
\*Her şeyin ihtiyaçtan fazlası yüktür, derttir.\*Rüzgâr senin için yön değiştirmez; sen yönünü değiştireceksin.
Yağmurda ıslanmak istiyorum. Güneşlenmek, kırlarda koşmak, gözlerimden yaş gelinceye kadar gülmek, denize girmek, köpüklü sularda yıkanmak, en sevdiğim şarkıları dinlemek, en sevdiğim yemekleri yemek hatta beni mutlu eden ne varsa yaşamak istiyorum. Resimler yapmak, bir orkestrayı yönetmek, imza günü düzenlemek, Lamborghini ile gezmek, önüme kırmızı halı döşenmesini istiyorum.
Yolda arabasında öykü dinlerken, Nihan Kaya'nın sözleriyle derinden sarsılan bir yazarın iç dünyasına tanık oluyoruz. Yalnızlığı seven, susma kararı almasına rağmen yazmaktan vazgeçemeyen, kendi düşüncelerini sorgulayan ve çelişkilerle yüzleşen bir ruhun samimi itirafları...
Atılmış bir mektup, silinmiş bir yazısın artık. Nerede kiminle yaşadığın ne de ne yaptığın umurumda değil. İçimde yakıyorum sana ait mektupları, yazıları. İçimde soğuyan bir mavi alevsin artık. Alev renginde kızıl güller yüreğimde bitmeye başlıyor. Bitmeye başlıyor sana olan sevgim.
Her şeyin akışkan olduğu bir dünyada, yazarın kişisel deneyimlerinden yola çıkarak duygularını nasıl yazıya döktüğünü ve okuyucuların bu yazılarda kendilerini nasıl bulduklarını anlatan samimi bir düşünce akışı. Hislerimizden kendimizin sorumlu olduğunu vurgulayan, içten bir anlatım.
E.
Adın geçtiğinde tüm bildiğim isimleri sildim şimdiye kadar, silmeye de hazırım.
Doğayı seviyorum, mevsimlerin her biri bende ayrı heyecan, öyle böyle yapabilirim. Yine de yetmez. Tanıyorum çünkü kendimi. Seslendirmediklerimi biliyorum.
Hayat benim gözümle basit ve acımasız bir döngü yalnızca tek bir
felsefe adamının Sokrates hayat ızdırap demiş çokta afilli hayatta fazla ayrıcalık var aslında coguda ızdırap bazılarına fazla kolay adaleti
Sorgulamak fena olmaz...
Hani bazen annelerin yüreğine korlar düşer
Ve ardından yangınlar başlar,
Sonrasında o yangın büyür de büyür...
Ve sirayet eden yangınlara tanık oluruz...
Sandık başkanı, çok tecrübesiz. Neredeyse hiçbir şey bilmiyor. İnisiyatif kullanamıyor. Belki beş dakika önünde oy pusulalarımı almak için bekliyorum. Elimi uzatıyorum. Ama nedense o, bir türlü vermiyor. Oy kullanılan yere bakıyorum. Acaba birileri mi var? Dolu da ondan mı vermiyor. Ama değil. O bölümler de boş. Artık yumuşak
Soytarı değilim; bir palyaçoyum belki farkım bu. Sıradan insanların mahalle ağızlarında bir dedikoduyum. Çoluk çocuğun topu, büyüklerin şutuyum. Acıların tuzu biberi hayat mutfağının ocağında kaynayan bir ceylan yüreğiyim. Sevgilerim çimen yeşili; korkularım aslan dişi beyazı. Kan kızılıyım. Bir hırdavat dükkanında baltaların ve kazmaların arasında unutulmuş ve her gün