Aforizmalar - 2 Deneme - 29
\*\* Zulm ile idare edilemez hiçbir ülke; adalet olmalı birinci ilke.\*\* Vicdan azabı duyabilmek için de vicdan sahibi olmak gerekir.\*\* Yalnızlığın tadını, yalnız kalmayan bilemez.
"Yazarın en büyük düşmanı, bitmemiş roman değil; bitmeyen kahve fincanlarıdır." – Franz Kafka"
"Yazarın en büyük düşmanı, bitmemiş roman değil; bitmeyen kahve fincanlarıdır." – Franz Kafka"
\*\* Zulm ile idare edilemez hiçbir ülke; adalet olmalı birinci ilke.\*\* Vicdan azabı duyabilmek için de vicdan sahibi olmak gerekir.\*\* Yalnızlığın tadını, yalnız kalmayan bilemez.
E.
Adın geçtiğinde tüm bildiğim isimleri sildim şimdiye kadar, silmeye de hazırım.
\*\* Her ok bir hedefe yöneliktir, ama bu her ok hedefi vuracak demek değildir.\*\* Başkalarının başarısını gerçekten alkışlayan kaç kişi var?\*\* Her şeyde ölçülü davranmalı. Çünkü ölçünün kaçırılmasını zarar takip edecektir.
Doğayı seviyorum, mevsimlerin her biri bende ayrı heyecan, öyle böyle yapabilirim. Yine de yetmez. Tanıyorum çünkü kendimi. Seslendirmediklerimi biliyorum.
\*\* Hayatın kuralları karmaşık değil, aksine çok basit ve anlaşılır. Mesela; tercihi yapan sensen sonuca katlanması gereken de sensin\*\* Kin, nefret, öfke, kıskançlık, intikam duygularının yarattığı bedensel hasarı hiçbir hastalık yaratamaz.\*\* Ruh; istekleri yerine getirilmezse, oynamasına izin verilmediğinde ya da gezmeye götürülmediğinde hırçınlaşan küçük bir çocuk gibidir.
Hayat benim gözümle basit ve acımasız bir döngü yalnızca tek bir
felsefe adamının Sokrates hayat ızdırap demiş çokta afilli hayatta fazla ayrıcalık var aslında coguda ızdırap bazılarına fazla kolay adaleti
Sorgulamak fena olmaz...
Hani bazen annelerin yüreğine korlar düşer
Ve ardından yangınlar başlar,
Sonrasında o yangın büyür de büyür...
Ve sirayet eden yangınlara tanık oluruz...
Sandık başkanı, çok tecrübesiz. Neredeyse hiçbir şey bilmiyor. İnisiyatif kullanamıyor. Belki beş dakika önünde oy pusulalarımı almak için bekliyorum. Elimi uzatıyorum. Ama nedense o, bir türlü vermiyor. Oy kullanılan yere bakıyorum. Acaba birileri mi var? Dolu da ondan mı vermiyor. Ama değil. O bölümler de boş. Artık yumuşak
Soytarı değilim; bir palyaçoyum belki farkım bu. Sıradan insanların mahalle ağızlarında bir dedikoduyum. Çoluk çocuğun topu, büyüklerin şutuyum. Acıların tuzu biberi hayat mutfağının ocağında kaynayan bir ceylan yüreğiyim. Sevgilerim çimen yeşili; korkularım aslan dişi beyazı. Kan kızılıyım. Bir hırdavat dükkanında baltaların ve kazmaların arasında unutulmuş ve her gün
Ağlama gözlerim ne olur. Sen bir kez ağlarsan ben bin parçaya bölünürüm. Gözyaşı olurum, bir karlı dağ olurum. Sel olur, çığ olur düşerim gözlerimden. Parçalanır bir intihar bombacısı gibi vücudum. Gözlerim ağlama ne olur. Onu göremediğim zamanlarda dakikalara, saniyelere, saliselere bölünürüm. Ey gözlerim bir kez ağlarsan, ben her
Mutluluk kendi sandalımdır. Bu sandalda, kürek mahkumuyum. Özgürlüğüm ise yine kendi ellerimde. Ne kadar denize düşüyorsa gölgem, o kadar aydınlıktayım. Güneşe doğru yol almaktayım. Ufkum renklerin her türlüsüyle dolu. Küreklerim bazen mor bazen kırmızı. Sular yosun tadında, balık tadında. Yüreğim mangal kıvamında. Kendi açlığımı kendim dindirmekteyim. Kimseden yardım
Seçimin akmaktan yanaysa eğer, başka acılar da çağıracaktır seni…
Bombalanan bir toprakla, yanan börtü böcekle, bitki ve insanla birlikte yanacaksın. Senin de kolun bacağın kopacak, beynin parçalanacak, darma dağınık olacaksın öleceksin.
Ateşe verilen insanların derileriyle birlikte kavrulacak derin, saçların tutuşacak, cayır cayır yanacaksın.
Mektubunuz var bu mektup içinizden geldiği gibi olsun içinde itiraflar olsun kısacası biraz farklı ve kendinize dönük olsun sevgi dolu umut biraz da hüzün hadi ozaman mektubumuza başlayalım benim mektubumun konusu dünya...