Karanlıkları Birlikte Aydınlatalım
bizler neden karanlıkların aydınlatılması için çareler aramıyoruz?
"Kelimelerin gücüyle dünyaları değiştirin."
"Kelimelerin gücüyle dünyaları değiştirin."
bizler neden karanlıkların aydınlatılması için çareler aramıyoruz?
YZErdoğan, itidalli yaklaşımı doğru olsa da, yarınlara yönelik savurduğu tehdit karşı taraftan sağduyu ile karşılanmasa ve Türkiye tekrar sınanmak istenirse ne olacaktır. Bence tartışmaya açılması gereken konu budur. Medyanın Erdoğan’ın konuşmasını analiz edip, Erdoğan ne demek istedi tartışmalarını bir kenara bırakıp, ya Suriye başka bir askeri eylemde bulunursa
Nurdan Gürbilek
Zulme dayalı çok oyun varsa da
Bir oyun bozanın binindeyim ben
Ant içse zalimler, tuzak kursa da
Bilemezler asla, inindeyim ben
Kırılıp kesilsin diye bileğin
Yukarda kısaca değinmeye çalıştığımız felsefenin kaygıya bakışında temelde varoluş ve din vurgusu ön plana çıkmaktadır. Sonuçta kaygı bireyde varlığını sürekli korumaktadır. Kaygı-insan özdeşliğini anlatan, ilk haliyle Hyginus tarafından kaleme alınan bir masalla bu bölümü sonlandıralım.
İyi dostu olanın aynaya ihtiyacı yoktur. der Mevlâna. Ayna kadar, sizi, size tüm gerçekliği ile yansıtan bir dostunuz varsa eğer, çok şanslısınız demektir. Böyle dostlar herkese nasip olmaz; onun kıymetini bilin. Ne yazık ki böyle dostlarımız pek sevilmezler. İşin garip tarafı toplumda da pek de kabul görmezler. Doğrucu
\*Gittim, gördüm, gezdim geldim 4G li 3 gün geçirdim. Bu şehir için Sevgi ve Barış kenti denilmesi tesadüf değilmiş, bunu öğrendim. Tarihmiş, turizmmiş, değişimmiş, beyaz altınmış, sanatmış. Evet, gittim, gördüm gezdim ve mutlu geldim Yaslı gittim şen geldim derler ya Öyle oldu Mutlu geldim
Bizler de öyle değil miyiz? Tül görevi gören, sis tabakası oluşturan, davranış ve sözlerimiz bazen yetersiz kalır. Bazende bilgi birikimimiz dışarıya karşı yetersiz durumdadır. Bu anlarda yetersizliğimizin anlaşılması asla kabul edilemez. Hemen zihnimizin kalın keten perdelerini çekeriz: Yani, inatla dogmalarımıza sarılırız.
Korku ve kaygı günlük hayatta sürekli birbirine karıştırılmaktadır. Her ne kadar günlük hayatta eş anlamlı olarak kullanılsa da eş anlamlı değildirler. Bunun nedeni iki kavram arasındaki farkın bilinmemesi ve benzer fiziksel göstergelerin olmasıdır. Heyecan, kalp atışları, terleme, mide kasılması, titreme, kas gerginliği gibi tepkiler fiziksel göstergeler arasındadı
İstanbul yorgunu kendini İstanbul da yaşıyor: Kağittan gemiler akıyor boğazın inci mercan sularına, martılar sabahın çiğ tanelerini yakalıyor sanki çığlıklarında, alacasında sabah mahmuru bir düş, salacak sokaklarında. Aslında nasıl da yorgun insan konuşmalarına. Ah! İstanbul Ah! Baktığım Yerden Sorguluyor: Topkapı Sarayı, Düş Salıncağından Tarihimi.
her şey yeni de, neden sensizlik eski ?
Kemal Tahir