Gurbet…gidilesi Yer Değildir
Gurbet…
Bir mektuptur,ucu yanık.
Bir sevda türküsü,şarkısıdır mahzun söylenen.
Yazılan şiirlerdir gidenin ardı sıra.
"Kelimelerin gücüyle dünyaları değiştirin."
"Kelimelerin gücüyle dünyaları değiştirin."
Gurbet…
Bir mektuptur,ucu yanık.
Bir sevda türküsü,şarkısıdır mahzun söylenen.
Yazılan şiirlerdir gidenin ardı sıra.
Annen ne anlattıysa, hangi masalları anlattıysa, hangi gözyaşını sildiyse onu ararsın; bulamazsın.
Kulağında oğlunun kalp atımı. Nerede duysan tanırsın...
Gün olur gözümüzden güneş icat eder. Gün olur severiz.
Gün olur ellerimize tapar, sonumuzu alnımıza yazarız...
en kısasından hisse (1)
Ülkemizde neler oldu, neler olmaya devam ediyor ve sonuçta ne olacak
Kim aynada yansımış gibi gerçek kadar gerçek ile yüz yüze geldiğinde bunu kendine yakıştırabilir ki. Kara mizah yıllardır ironiktir. Çünkü ölüm, hastalık ve savaş gibi ciddi durumları mizahi bir dille ele alır. Bu yüzdendir ki sevmeyeni de çoktur.
İncelik ister. Kara mizah yapanlar deyim yerindeyse bıçak
Giden bir şeyler katar hep aslında.Gittiği yere değil,bıraktığı yere izler katar.
Resim Altı yazılara devam ediyoruz... Ama şimdi söz sizde... Bu resmi iki-üç cümleyle nasıl anlatsak acaba?
Birisi uyanır gecenin şu saatinde anlatamayız. ” Ne yapıyorsun?” “ Köpekler nasıl tek sıra iz bırakıyor anlamaya çalışıyorum” sabahın bilmem kaçında!
Bu mesele ta insan anlığındaki idelerin oluşumuna kadar gider ve Locke’nin ‘İnsan Anlığı Üzerine Bir Deneme’ adlı kitabını okumayı gerektirir ki herkesin harcı değildir bu iş. Bu kitapta o kadar çok ‘ters kelime’ vardır ki kitabı bitirmek ancak Kafka’nın ‘Bunaltı’ adlı eserini okumakla mümkündür.
Yeni denemeler, insanın ruhunu ve ufkunu açarmış... İstidatları zorlayalım biraz; bakalım neler çıkacak...