Nazım´ın Saman Sarısı´ndan
Okşuyordu duvarı, sen susuyorsun…
Sus!
Fırtına yaratma, ne yapmalı sorma…
Yoksa,
sevgilinin her gece ölüşünün resmine bakabilirmisin…
"Kelimelerin gücüyle dünyaları değiştirin."
"Kelimelerin gücüyle dünyaları değiştirin."
Okşuyordu duvarı, sen susuyorsun…
Sus!
Fırtına yaratma, ne yapmalı sorma…
Yoksa,
sevgilinin her gece ölüşünün resmine bakabilirmisin…
Karanlık gecelerine akıp sabahlara kadar içmek son çaredir besbelli, unutturamıyorum kalbimin ruhuna seni, belki unutur diye şarkılara gömüyorum kendimi.
YZ
Sakın indirme yumruklarını yüzünden aşağıya diye öğretilirmiş hayat çocuklara, indirme ki aldığın darbe burnunu dağıtmasın. Ama kendi yüzünü korurken öyle bir indir ki yumruğunun birini karşında ki bedenin boş olduğu anda zayıf yanına, devrilsin boylu boyunca, kalkamasın bir daha…
Zülfü Livaneli
Geceler…Gündüzden öte sığınaklar…Yıldız koparma, yıldızlara boyama siyahlıkları ve nefes almayı öğrenme boğan dört duvarın yalnızlığına inat…Sonra o hangi gülümseyiştir yardan gelen ya da senden, gecenin emip gizlediği? Açacaksın düş sayfasını, yaşanmışlıkların düş kırıklıklarını, sevgiler hatırına, sevgiye liyakat hatırına; umut renginde, bir sonraki yarına emanet edeceksin…”Her şey burada kalsın”
suskunluğum, sessizliğim, yokluğum, varlığımın ortadan kayboluşundandır. kelimeler kendisini saran hecelerin ortasından geçen binlerce soru işareti ile anlamsızlaşıyor.
Körfez Gazetesi̇nde Çikan Köşe Yazilarimdan
Bu demek oluyor ki şiirin nal sesleri ruh göğünde iz bırakmaya niyetlendiğinde şair, ona gerekli izleği sunabilmelidir
Neden senin de dudaklarının kenarında hayattan ve aşktan memnun
bir gülümseyiş yok onun gibi…
Neden her gece kapını açıyorsun sana gözyaşları getiren bu yabancı kadına?
Bir tek yaramı unutmadım ben,zaman zaman sızlattım,kanattım kendi kendimi acıttım…unutmadım bana yar’dın yaram oldun unutamadım...
Moskova günlüklerinden anılara bir başka bakış...
Sema Kaygusuz