Twitter Yazıları
Suya yazılan yazılar olmasın dediğim tweetlerim ve beğendiğim başka tweetler... Çok ilgi çekici ve değerli sözler yumağı...
"Benim için bir kitap, bir süpermarket kasasından daha az kalabalık bir yerdir." – Terry Pratchett"
"Benim için bir kitap, bir süpermarket kasasından daha az kalabalık bir yerdir." – Terry Pratchett"
Suya yazılan yazılar olmasın dediğim tweetlerim ve beğendiğim başka tweetler... Çok ilgi çekici ve değerli sözler yumağı...
derken,Rita ve Damyeli'nin beş yıl sonraki halleri gelip oturuyor hayalime;
Bir de daha çok para kazanmak için hileli iş yapan, esnaf, müteahhit, iş mensubu tanıdığınız var mı hayvanlar âleminde? Silah ve mühimmat satıp para kazanmak için hayvanları savaşa sürükleyen sömürgeci zihniyete sahip,zalim ,piskopat aslan kral tanıdınız mı? Ben hayvanlar âleminde böyle çirkef ,pislik fitne gibi durumların olduğunu ne
Dönem yanlış belki de… Ya da yanlış zaman diliminde birileriyiz. Anlamlı düşünenlere, “anlamsız anlamsız bakanların dönemindeyim”
Çocuk doğurma, büyütme, besleme, hasta olan yakınlarını bakma, temizliğini yapma, evde erkek olarak bulunan baba, kardeş yada koca gibi ‘reislerin’ hizmetlerini sağlama…
Zaman, acılarımızın aktığı nehirdir bir bakıma. Bu nehrin yanı başındaki bir ağacın altına oturup, Nirvanaya ulaşmayı bekleyebilir insan; ama bu hissizlikten medet ummaktan başka nedir ki? Oysa insanı gerçek anlamda acılarının esaretinden kurtaracak olan, acılarından kaçmak değil, tersine onlarla savaşmaktır.
İnsan, acılarını yenmeyi, kazanarak bilmelidir.
Çok yaklaştı, bir kez daha kırılma noktasında tarih. Sadece Alevi-Sünni değil, sadece sağ-sol, sadece Türk-Kürt değil, bütün ayrım noktaları aynı anda kaşınmış, bütün sinir uçları aynı anda uyarılmış ve cepheler oluşmuştur.
En nihayetinde en büyük sanat kendini sınırlandırmak, izole etmektir. ~Johann Wolfgang von Goethe
Bir de kendimizi sorgulasak, başkalarından ziyade biz bizi bilsek önce...
İdamlar ülkesi Türkiye'de üç gencin asılma yıldönümünde bizim penceremizden sorular...
kimse toprağında mutsuz olmamalı. ancak o şekilde bu algıyı çevirebiliriz. yoksa ortalık "ahhhh yazık" dan geçilmez ve bu algı da değişmez we kaçınılmaz olarak tüm toplum sonunda fakirleşir we diktatörlere boyun eğmek zorunda kalırız. işte o zaman "ahhhh yazık"!!!!!!!
Mustafa Kemal Atatürk, ilke ve inkılaplarıyla öne çıkarılırken yavaş yavaş bu ülke insanının elinde oraya buraya çekiştirilmeye başlamış, nesnelliğini kaybetmiş, hepimizin değil, birilerinin olma yolunu tutmaya başlamıştı.
Hakikate bilgiyle gelemezsin, bu yüzden bilimle gelmelisin. Bilim bilmeye çalışmaktır ki; bilerek ermen -bilmen- mümkün olmasa da, bilmeye çalışarak hakikate yakınlaşabilirsin.
Yeter ki; bilimle bileceğin yanılgısına kapılıp kör olma, bilmeden bilime kör olabilirsin.
Bayanların bakımsızlığı bedene vurursa ne olur?
Bakımsız bayanlar Yani tabiri caiz ise çirkin bayanlar Erkeklerin onları fark etmeleri için, yarım kilo badana, oje, far, sürme ve birçok çeşit malzemeyi yüzlerini sürerek, adeta bakmamamız için fedakarlıklar gösteriyorlar. Yüzleri boya tutmayan sakallı ablalara, teyzelere ne demeli...
Ben insanın farklılaşmış bir hayvan türü mü yoksa yaradılış hikâyesinin kanıtı mı olduğu hususunda bir tartışmaya girmektense, insana, hayvandan farklılığının sonucu ve göstergesi olarak bulunduğu yerden bakmanın en doğrusu olduğunu, aynı zamanda onu bir alt seviyeden çağırmak yerine bir üst seviyeye davetten kazanç elde edebileceğimizi düşünüyorum.
-Değiştim, NASIL?...
Nasıl diye sormayan toplumlar faşizme mecburdur...
Nasıl sorusu değişimin niyetini ve sonucunu önceden aydınlatır...
Değişim, nasıl, istek, memnuniyetsizlik hali, nicelik, güç...