İnsanlar
İnsanlar... Doğuştan eşit ve masumdurlar... Acaba? O zaman bu kadar çekişme ve kargaşa niye?
İnsanlar... Doğuştan eşit ve masumdurlar... Acaba? O zaman bu kadar çekişme ve kargaşa niye?
Çocukluğumdan kalma güzel bir anıdır; radyoda dinlediğim “Arkası Yarın” lar... Bakalım aynı tadı buralarda da yakalayabilecek miyim? (daha once “Masalı” dinlemiş olanlar susun lütfen. Aksi takdirde çok sinirlenebilirim ki sinirli h
Ve gün geldi, farkında olmadan, anlamadan, tadına varamadan, içimizdeki zincirleri kıramadan büyüdük..Sorumluluklarımız arttıkça, yalnız kaldıkça daha da büyüdük..
Bir ruh gerekli.. hepimizin ruhu ,enerjisi,inancı gerekli çözüm için.Üç maymun psikolojisini bırakıp,gerçek anlamıyla“ insan ”gibi;düşünerek, konuşarak,hayatla inatlaşarak yaşamaya başlamak gerekli..
Ne belâ bir rüzgâr , ne hoyrat bir dost girmiş olmalı ki bağımıza her şey tarumar, bağ tarumar bağban tarumar.
Ayırdına varmadan girdim dibi karanlık düşüncelere...
Ne yaparsınız işte bu hatun konuşur
böyle kendi, kendine 'sen sus, sus söyleme'
deseler de...
krallığın sona ermiştir artık ve bütün kraliyet mensupları senin cenazene katılmak için bir bir sıraya girer, ama onlar yüzünden öldüğünün farkında bile değillerdir, onlar sadece eğitilmiş ama kör birer katildir…
Evrim olmuşsa da, bunu yaratan Allah'tır. Bu kadar olumlu mutasyonun bu kadar üst üste denk gelmesini şansa bağlamak akıl dışı. Ama şansla olmuşsa bile, şansı da yaratan Allah'tır.
Bu kişilerin yaşlanacaklarını hatırlamak istememelerinin en önemli nedeni, yaşlılığın, dünyada sonsuza dek var olamayacaklarını ve ölümü kendilerine hatırlatmasıdır. Bu yüzden geç bile olsa karşılaşacakları bu dönemden pek söz etmez; önlerinde uzun yıllar olduğunu, yaşlılığın ve ölümün çok ileride olacağını düşünmeye çalışırlar...
Allah’ın emirlerini öğrenebileceğimiz tek kaynak olan Kuran’ı Kerim 1400 yıl önce peygamber efendimize vahyedilmiştir.
Ağlamak gözlerimizde çiçek açması gibi bir şeydir. Ağlamayı kedere dönüştürmektense yanaklarında açmakta olan bir çiçeği hayal et ve onun suya ihtiyacı olduğunu düşün
Namaz kılarak, makineleşerek, el öperek, yalnız, etek yalayarak, ölerek, sevişerek, bakire, yalnız, gülerek, samimi
“Derdim nedir benim” dedim, içime döndüm, ve baktım. Baktığım yerde Şeytanımla göz göze geldim.
Şeytanımın gözlerinde aynı bendeki gibi bir hüzün
ve gözlerinde aynı bendeki gibi iki damla yaş…
“Ne haber?”dedim şeytanıma, “nasıl gidiyor işler?”...
İnsan, neden insanca yaşamayı denemez?
Kendilerine ait olmayan yaşamları, yaşanmaz hale getirmek için neden yarış içine girer? İnan ki ''gücüme gidiyor, böyle yaşamak''