Duy - Arlı - İnsan!..
...bunlar bir filmin kareleri değil masustan izlediğimiz, bağıra çağıra gerçekler, bunlar senaryo değil gerçekler, gerçekten gerçekler, DUY- ARLI-İNSAN gör ve idrak et bil!..
...bunlar bir filmin kareleri değil masustan izlediğimiz, bağıra çağıra gerçekler, bunlar senaryo değil gerçekler, gerçekten gerçekler, DUY- ARLI-İNSAN gör ve idrak et bil!..
Ey tarih bildiğim tek dostum; Atatürk’üm!
Mustafa Kemal’im; Paşam!...
Siz, savaşı bir ayyaşın düşkünlük histerisiyle talep ederken, tarifi imkansız bir şehvetle arzularken, savaşta çocukların öleceğini, anaların ağlayacağını, göçlerin yaşanacağını bilmiyor muydunuz?
Türlü aldatmacalarla örülü bir çağda yaşamaktayız. Bu çağa altın çağ demek, ya da o çağı övmek de bir aldatmaca niteliği taşıyor. Tabi, biz canımızı sıkmayalım, iyiliklere, hayatlarımızdaki sevinçlerimize bakalım ama, duyarlı bir insan olarak bu oyunlara seyirci kalmak pek doğru değil gibi geliyor. Ayrık otu, ne yazık ki
Amen isimli film, filmin konusu gaz odaları ve geleceğimiz üzerine.
Neredesiniz?
Geziciler, çapulcular, duran, oturan adamlar?
Mısır, Şam ağlıyor. Bebekler, çocukla, analar ölüyor.
Siz neredesiniz?
Hangi yazlık bölgede? Hangi koyda. Yatınız da, şezlongunuz da bilmem hangi marka içkiyi yudumluyorsunuz????
Amerikan ve İngiliz mallarına boykot bütün dünyada yayılıyor. Hatta bazı amerikalılar bile boykota katılıyor, boykot başlatıyor. Bana gelen bir ileti.
Pazar günü güzel hava bizi deliğimizden çıkardı. Neredeyse koca kış evimizde kapalı kalmıştık. Her ne kadar arabamızla hayranı olduğumuz nergis ve lale beldesi Çeltik köyüne sık sık gittiysek de soğuk yüzünden arabadan çıkamamıştık.
Karabağ’ın işgali ve Hocalı soykırımı bütün Türk milletinin kalbindeki yaradır... Hocalı soykırımı, sadece Türk milletinin değil, insanlığın kalbinde yara olmalıdır. Soykırımlar insanlık suçudur çünkü...
Biz tarihi yanlış biliyormuşuz. Meğerse Haçlı seferleri, Müslümanları ve Hristiyanları ayrıştırmamış, tam tersi bu sayede taraflar birbirlerini tanımış, birbiriyle şimdi olduğu gibi ittifaklar kurmuş, en önemlisi de çok yoğun bir şekilde bilim ve sanat noktasında alışverişte bulunmuşlarmış.....
Onlara ‘battaniye serecek bir yer’ bile bırakılmadı. Hepsine çoktan ’vahşi’ damgası vurulmuştu. Kuşaklar boyunca doğayla uyum içerisinde yaşayan Kızılderililerin bilgeliği hiçe sayılmış, dinsel ritüelleri bile yasaklanmıştı. Vatandaşlık ve oy hakkı da 1924’e kadar tanınmadı.
"...15.000 Türk Askeri Esir edilmiş ve bir ERMENİ DOKTORU İngilizlerle birlikte Türk Esirlerinin gözlerini asitli suyla kör edip, asit havuzlarına atmışlar, havuzlardan sağ çıkmamışlar. Etleri kemiklerinden ayrılana kadar bu vahşeti izlemişler. Türkiye Bu savaş Suçuna Neden Hala Tepkisiz? Bir avuç ERMENİ TASARISINI Dünyaya kabul ettiriyor..."
Hem güncel, hem de her kritik dönem için geçerli bu yorumu okuyunuz!
Pakistan'daki çocuk, sel felaketinin ardından çamurda yatmaktasın. Yorganın rüzgar, rüyaların yaprak olmuş gecenin en ayaz vaktinde. Saçların toprağın ıslak elleriyle yıkanırken, sabunun çamur olmuştur. Sana uzanan eller seni çamura boyamıştır.
Gemiler kalkar limandan, içi dışı beyaz ve tertemiz gemilerdir bunlar. İçindeki yüzler pürüzsüzdür. Ne Bangladeş'te yüzüne
Birkaç günlük talimden sonra yola çıkacaktık.Kısa boylu ve yaşım küçük olduğundan omzuma astığım tüfek neredeyse yere değiyordu.Gerçi boyum şimdi de kısa,ama o zaman daha da kısaydı.Şimdi olsa bırak askere almayı bunlar daha “kızan” deyip kahveye bile sokmazlardı.Amcaoğlu Hüseyin, benden daha iri ve uzundu.Bir kavga oldu mu o yüzden
Başbakanın yaptığı buydu,zulme seyirci kalmamaktı.
Zulme karşı dünyanın uyanmasını sağlamaktı.
Kırıp dökme buysa eğer,sayın Başbakan bu kırıp dökmelere devam etsin.
Ermeniler kendi yayınladıkları gazete veya dergilerde bu olaylarda Türkleri nasıl kestiklerini anlatmışlardır.
İstanbul ve Trakyadaki Yüzyılın Âfeti denilen selzedeler için neden hiçbir Yardım Kampanyası açılmıyor? Çok merak ettim.
... 80-100 kadar erkek, kadin ve çocuk öldürülmüstü. Çocuklari kafalarina sopalarla vurarak öldürdüler. Her evden en az bir kisinin canina kiyildi. Köylerde erkek ve kadinlar yiyecek ve su verilmeksizin evlere kapatildilar. Sonra da sabotajcilar gelip evleri havaya uçurdu. Bir kumandan, bir ere emir vererek, havaya uçurmak istedigi bir