Kitap - Meraklısına Metal Fırtına
Örnek 2: Helikopterler kuzeye doğru yönlenmeye başlayınca artık kara onlardan fazla uzak değildi. (S. 272)
Örnek 2: Helikopterler kuzeye doğru yönlenmeye başlayınca artık kara onlardan fazla uzak değildi. (S. 272)
Burada sorulması gereken en önemli soru şudur: Devlet bir özel bankanın zararlarını, iflasını nereye kadar karşılayabilir? Daha doğrusu karşılamalı mıdır?
İMF bu güne kadar kriz yaşayan ülkelerin ekonomilerine müdahale ederken,ekonominin sosyo-ekonomik yönünü göz ardı ederek,kendince tespit etmiş olduğu kriz politikasını her ülkede aynı şekilde uygulamıştır
Eğitime Türkiye'de her gün yeni darbeler atılıyor.Bu yazım eğitime darbe vuranlara kapak olsun!!!
Türkiye’de muhafazakâr duruşun peşinen getirdiği açık ya da örtülü bir önkabul vardır. Bu önkabul, Osmanlı geçmişine, Osmanlı’ya dair her şeye sempati duyma ve bu dönemi “ideal devlet ve toplum düzeni” olarak tahayyül etme biçiminde tezahür eder. Bu düşünüş biçiminin aynı zamanda bir tepkiselliğin sonucu olduğu da kuşku götürmez
Türkiye,doğal dokusu bakımından dünyanın en cazip ülkelerinden biridir.Ülkemizdeki bitki zenginliği,özellikle arıcılığın altyapısını oluşturmaktadır.
Sabah uyandığında hemen ‘aman bugün borsa ne olacak, hükümet düşer mi, akşama bizim başbakan halâ başbakan mı, işe yetişebilecek miyim, eve vaktinde dönebilecek miyim, trafik tıkanmış mıdır, benzin zam görecek mi bu hafta, maaşım beni ay sonuna kada
Türkiye’de ekonomi hiçbir zaman rahat bir nefes almamıştır.Her dönemde ciddi ekonomik krizler yaşanmıştır.Bu hususta,gelen iktidarlar gidenleri aratmıştır.Çünkü iki yanlış bir doğru etmez.
Bu çıkarsama doğru kabul edilirse son yüz, yüz elli yıldır batı kültürünün bize dayattığı yılbaşı kutlaması adına Hıristiyanlık ritüellerini yapmamız da doğal ve doğru kabul edilecektir. Böyle düşünüyor ve bunu gayet doğal görüyorsak bir sorun yok demektir. O zaman hep azınlıkta kalmış peygamberler konumundaki az sayıdaki insanların inanç
17 Mart 2005 tarihli gazetelerde, uluslararası bir kuruluşun 'küresek saydamlık raporunda', ülkeler arasında yolsuzlukları algılama konusunda yapılmış bir sınıflandırmanın sonuçları ile
Çıkışta eşi, dostu, ahbabı karşıladı. İki yüz elli bin Euroluk arabasına bindi. Şoförüne baktı. İstanbul Masalı’ndaki Atlan erkekli gibi sessiz, sakin ve masum bir adamdı. Bir an dışarı baktı: Şu ter kokan sıradan İstanbullular. Onu sorgulayan savcı
Genel af tartışması ve bunun götürecekleri lütfen mantıklı düşünelim...
Bir damla değdi yüzüme, bakışlarımı güvercin rengindeki bulutlara çevirdim. Uyumakta olan gökyüzü kirpiklerini aralamıştı. O da ağlıyordu benim ağladığım gibi
26 Şubat 2004 Perşembe günü AGOS Gazetesinin önünde ülkücüler bildiriler okumaya, Hrant Dink’e yönelik ölüm tehditleri içeren sloganlar atmaya başladılar.
Avrupa Birliği’nin temsil ettiği ve savunduğu değerlerin bir çoğunu samimiyetle benimseyen bir insanım. Avrupa Birliği ideallerinin büyük bir kısmı benim de ideallerim. Ancak bu benimseme ve kesişen idealler benim kendi, Avrupa ve dünya gerçeklerini
Ağrı'da, tutuşan öğrencilerini kurtarırken yanan Aysun ve Burçin Öğretmenime ağıtımdır...
\- Oğlum, Hüseyin dayını Şıpka’da, babanı Dimetoka’da, kardeşleri Çanakkale’de yatıyorlar! Sen benim son yongamsın! Minarelerden ezan sesi kesilecekse, caminin kandilleri körlenecekse sütlerim haram olsun. Öl de köye dönme. Yolun Şıpka’ya uğrarsa, dayının ruhuna Fatiha okumayı unutma. Haydi Oğul! Allah yolunu açık etsin.