• İzEdebiyat > Deneme > Din |
181
|
|
|
|
İnsanları insan olmanın da ötesinde daha bir anlamlı kılan en yüce değer sevgidir. |
|
182
|
|
|
|
Bugün bile bazı dinler, dinden ayrılanlarla veya başka bir inancı seçenlerle görüşmeyi, selamlaşmayı, iletişim kurmayı “imansızlarla uygunsuz boyunduruğa girmeyin” diyerek yasaklamaktadır. |
|
183
|
|
|
|
Ey toprak! Zatında kendimi buldum bu gece. Kucakla beni, ayır hece hece... |
|
184
|
|
|
|
Affan’ın oğlu Osman’ın “Duruşu” ile anlattığı bizim “söz” ile anlattıklarımızdan daha derin bir “tesir”
bırakıyorsa o zaman “söz”ü artık “Yürek”’e bırakmanın zamanı gelmiştir!..
Önce “Yürek”te yaşamak gerekir…
|
|
185
|
|
|
|
Bir insan günde beş vaktini Rabbine ayıramıyorsa, onu Yaratana ayıramıyorsa
nasıl halinden memnun olur,mutlu ve huzurlu olabilir ...Bir bayan farz olan
kapanmayı gerçekleştirmiyorsa nasıl kendini özel hissedebilir ,nasıl işte ben böyle
daha güzelim ,beni böyle herkes beğenir diye kendini sergilemeyi düşünebilr. |
|
186
|
|
|
|
İslam sevgiyle, ilimle, fikirle, örnek olarak yayılır. Dileyen dilediğine inanmakta özgürdür. Kimse, inancından ötürü zulüm görmez. Bu İslam'da yasaklanmıştır. ''Allah, sizinle din konusunda savaşmayan, sizi yurtlarınızdan sürüp-çıkarmayanlara iyilik yapmanızdan ve onlara adaletli davranmanızdan sizi sakındırmaz.'' (Mümtehine Suresi, 8) buyurur. |
|
187
|
|
|
|
Son yıllarda Müslüman ülkelerde yaşanan çatışmalar, kargaşa ve zulümler bizlere, Müslümanların birlik olması gerektiği konusunda daha aceleci olmamız gerektiğini göstermektedir.
|
|
188
|
|
|
|
Türkler tarihin şahit olduğu eşsiz bir millettir.Bu iddia kuru bir lâftan ibaret değildir.Şanlı ecdadımız,İslâm’la mücehhez olan Türk’ün neler yapabileceğini defalarca göstermiştir. |
|
189
|
|
|
|
Aşk sana onun yüzündeki bir kırışıklıktan bütün halini ortaya koymalı.Gözleri semaya baktığında
ne düşündüğünü buldurtmalı.Aşk seni gece-gündüz Rabbe yalvartmalı.
Eğer gerçek aşkın bu aşk olduğunu düşünüyorsan... |
|
190
|
|
|
|
Bayramın olmazsa olmazları arasında yer alan bayram şekerini de borca alarak durumu idare etmeye çalıştım.
“Borç almak” da tarihe karışıyor yavaş yavaş.
Borç vermenin sadaka olduğunu bile bile borç verme ve alma kültürümüzü de kaybediyoruz.
Geriye kaldı kredi kartlarla alış-veriş…
Sonra…
Sonrası malum; tüketim çılgınlığının azgın dalgalarına kapılıp faiz bataklıklarına tepetakla düşenlerin sessiz çığlıklarıyla karşılaşıyoruz ki, bu da -maazallah- sekülerizme tabii olduğumuzun bir göstergesi…
|
|
191
|
|
|
|
...(nereden anam, babam oluyorlarsa yani(!)..)renginin güzelliği, onlardan türeyen iyi insanları ve mutluluğu; dikenleri, kötü insanları ve acıları simgeliyordu düşüncemde. |
|
192
|
|
|
|
Allah dilerse bizim de kalbimizi mühürler. Bir saat sonra kalbimizin mühürleneceği söylense, panik halinde dua ederiz. O halde kıssada söz edilen geçmiş kavimlerin hatalarına düşmeyelim. |
|
193
|
|
|
|
Kainat kitabını okumak gerek varlığı idrak edebilmek için ve bu snatı geliştirdikçe insan yeni ufuklara yelken açar okyanusta |
|
194
|
|
|
|
Yaratıcımız, Rabbımız Allah'ın önünde bütün kainat, yerdeki solucandan, gökteki kartala, denizde ki balıklardan, koşan atlara ve tabi eşrefi mahlukat olan insanlara kadar her canlı, cansız varlık boyun eğmiştir... Kul olma şerefi ise sadece ve sadece insanlara verilmiş bir üstünlüktür... İnsanda bunun, kul olmanın gereğini yapmak durumundadır... |
|
195
|
|
|
|
Kölelik İslam'da meşru zannedilen ve yanlış bilinen bir konudur. Meallerde köle kelimesinin geçtiği yaklaşık 10 civarında ayet vardır. Öncelikle meallerde "köle" olarak çevrilen bir kaç kelimenin manasını vermek istiyorum. "Abd: Hizmetkar, İbad: Erkek hizmetkarlar" İbadet kelimesi de hizmet etmekten gelir. "Eme: Kadın hizmetli, İmai: Kadın hizmetliler" demektir. Bu kelimeler köle değil, özgür insanı tanımlar. "Rakabe: Bir malın sahipliği, Er Rikab: Boyunduruk altında olan köle" demektir. Kölelikten bahseden ayetler, bu kelimenin geçtiği ayetlerdir.
|
|
196
|
|
|
|
Yalnız iki kapı sürgülüdür:Biri cehennemin diğeri cennetin kapısı.Ve bu iki kapının arkasında Tanrı gizlidir. Bütün nehirler ceset ve kan akıttığında ve bu manzarayı görenler intihar ettiğinde Tanrı’ya inanmayanlar sadece bir kapı aralığından bakamayanlardır ya da gözleri yaşlı olanlardır. İşte öyle insanlar ağlaya ağlaya ölüme giderler de arkalarında merhamete dair bir iz aradıklarında sadece geride kendisini sürekli ileriye iten hayatın hoyrat ellerini görürler ve önlerinde ise ketum bir uçurum vardır. |
|
197
|
|
|
|
Bir Pazar sabahı şehrin sokaklarını dolaşmaya çıkarsa kötülük, neşesi yerindeyse, derin derin nefes almak, gökyüzünü ciğerlerine çekmek istiyorsa; korkma zarar vermez sana… |
|
198
|
|
|
|
Kısa ve öz ifadesiyle cimri bir insanın cimri olduğunu fark etmemek gibi kısır bir döngüden kurtulması ile başlaması gerekir. |
|
199
|
|
|
|
Katip melekler bundan sonrasını bana bıraktılar fakat yazdıklarımı benimle beraber kaydetmeye devam ediyorlar. |
|
200
|
|
|
|
Şimdi ise hayatın karmaşıklığı içerisinde topuklarımıza kadar bir cenderenin içerisindeyiz, kaygılar, korkular ve en az bunlar kadar sükutun ızdırabı. Yapraklar düşüyor ömür ağacımdan yaprakların hışırtısı bana fısıltı gibi geliyor. "Sükutun fısıltısı" bugünlerde bu deyim dilime pelesenk oldu, bir yerde okumadıysam bana ait galiba; yada "sükutun fısıltısını dinlemek" kaygılar dedim, hayat sürprizlerle dolu,. kimi zaman insan iki cihan saadetini kaybetmenin kaygısıyla kavrulurken, kimi zaman samimi ve dürüstçe kulluk yapamamanın korkuları, kimi zaman da ummadığımız bir saadetin tebessümüyle sürur buluruz bütün bunlara rağmen... |
|