• İzEdebiyat > Deneme > Unutulamayan Dönemler |
201
|
|
|
|
Serseri düşünceler elini kolunu sallayarak gezerken dışarıda,siyasi tutuklu düşüncelerim vardı bu mapusta...Neden sustuğunu bilmediğim,göğsü daralıp yüreği kanayan kirli sakallı bir dost dururken yan hücremde,meydanda volta atıyordu yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür ve bir orman gibi kardeşçesine felsefesini hepimize aşılayan mavi gözlü,selvi boylu delikanlı. |
|
202
|
|
203
|
|
204
|
|
205
|
|
|
|
Okunanları dinliyor gibi göründüm ama aklım başka yerdeydi.Bir şiiri mayalıyordum yüreğimde: YASAK AŞK!... |
|
206
|
|
207
|
|
|
|
Yalan dünyada,insanoğlu yaşadıkça gerçek,yaşadığı sürece de gerçeklerden asla sapmamalı düşüncesindeyim,İnşallah da hep aynı düşüncede olacağımdır.Yüce Allahın izni ile.Amin. |
|
208
|
|
|
|
Senden vazgeçmeyi bilmedim kendimden vazgeçmeyi bildiğim kadar. Bu yüzden ‘gece gözlerin’ yarıladı her gece yarılarımı. Saman alevleri söndükçe tutuştu yeniden, tutkuya bezedi karartma gecelerimi, dantel dantel işlendi sanrılarıma tutukluluğum. |
|
209
|
|
|
|
Henüz sekiz -dokuz yaşımdaydım. Köyümüze gelen çerçiciden iki tane bilezik , bir çift de küpe almıştım bir gün. Ama kulaklarım delik değildi. Oysa ben, küpeleri takmaya can atıyordum. O halde, kulaklarımın delinmesi gerekiyordu. Bunun |
|
210
|
|
|
|
... Aylardan Haziran... Çok düşündüm, günlerce uykusuz gecelerin koynunda arşınladım odamı. Kül tablası üretildiği günden o kadar izmaritin közüyle yanmamıştı her halde. Şafak sökmeden önce gökyüzünün renklerini izledim sabahlarca. Laciverdin tonlarını gördüm semada. Horozların ötme saatlerini ezberledim. Bildiğim ve bana öğretilen bütün patolojik ve bilimsel yöntemlere el attım. Monitörün ışınlarıyla zehirledim bedenimi, 24 saatlerce başından kalkmadan... |
|
211
|
|
|
|
Bir cuma akşamı dönüyordum eve;bilemezdim bunun cuma akşamıyla son buluşmam olduğunu.Işıklar kapanmış ve sessizdi sokağın evleri...Kapıyı açmamla tanışmıştım karşımda bekleyen üç silahın merhabasıyla,teslim ol diye sesleniyordu bir ses düşüncelerime ve tek bir kurşun değdi sol ciğerimin üstüne.Kan oldu düşüncelerimin gözyaşı akmaya başladı ahşap zemine.Ağlayan Meryem'im daha fazla dayanamadı ve kapaklandı üzerime ve peşine bir kurşun daha.. |
|
212
|
|
|
|
Yoğun bir yalnızlık bunaltısının ardından ve hatta birebir içindeyken yazıldı. |
|
213
|
|
|
|
Siz hiç ağlayan papatya gördünüz mü? Çiğ tanelerinin papatyanın beyaz yaprakları arasından süzülmesi neye benzer bilir misiniz? Tabi ki çok özel bir hanımın uzun kirpikleri arasından dökülmeye çalışan gözyaşlarına...
|
|
214
|
|
|
|
Ömrümüz, kalblerin sevmekten yorulduğu günlerde tüketildi. Çırılçıplak anılarla yüzleşmek ve duyumsamak ateşin deriyle temas edişini. Sitemkâr nefisler ve âtıl yüreklerle koşmak ne mümkün ?! |
|
215
|
|
|
|
ayaklarının altında ıslanmış yapraklar. |
|
216
|
|
|
|
Şimdinin mega marketlerini hayal edememiş olmaktan dolayı akılsız sayarım kendimi... |
|
217
|
|
|
|
Çocukluk çağımdan bu yana en büyük aşkım Türk Sanat Musikisi ve şarkılar şarkılar yine şarkılar... |
|
218
|
|
|
|
dünlerde aramak sevgiliyi...yıllar evvelinden mayasını çaldığın sevginin yıllar sonra tutması...yoksa çocuk dürtülerin depreşimimi? |
|
219
|
|
|
|
Kolay olan ölümdür,zor olansa sevmek ve onun yükünükaldırabilmek. işte dünyanın tek gücü! |
|
220
|
|