Sevda ve hasret kokuları sardığı zaman ruhlarınızı bazen ırlandığınız;
Hey on beşli on beşli
Sokak yolları taşlı
On beşliler içinde
Sevdiğim gözü yaşlı
Türküsü var ya;
İşte o türküdeki kahraman benim..
Duyguları kirlenmemiş,,
Sevda çiçeğini dalından yeni koparmış,
Hayallerini toprak kokularına sarmış;
elleri nasırlı ama yüreğinin temizliği yüzüne vurmuş,
anasının gonca gülü,
babasının taze umudu,
gezdiği ve işlediği toprağın namus bekçisi..
Tek markası helal olan,
Haramı düşman belleyen toprakların civan merdi
Ölünce şehit doğurunca gazi olan anaların emzirdiği,
Terleri ak, gönülleri mert olan babaların büyüttüğü
Yüreğinde iman ,dilinde besmele,alnında secde izinden başka
sermayesi olmayan ;
bendim o kahraman..
Sadakat kokulu topraklarda hayallerimi kovalarken,
Umutlarımı yeşertirken bir gür seda duyuldu;
-Memet kalk,Vatan nöbetine..!
Vatan dendi mi sular değil zaman dururdu bizim için..
Önümüze ve arkamıza bakmazdık;Ufuktan gelecek mukaddes muştuda olurdu
Yüreğimiz ve gözlerimiz..
Adımız Mehmet idi ama Mehmetçik oluverirdi hemen..
Küçük Muhammed..
Muhammed diyemezlerdi büyüklerimiz;
Ola ki kem bir söz duyarsak Peygamberimizin ruhaniyeti incinmesin diye..
Ve sonra;
Emanet ederdik hayallerimizi ve umutlarımızı
Sevdiklerimize..
Babalarımız ve analarımız mahzun ama mağrurdu..
Anamın ellerinde kına..
İbrahimin elindeki İsmail gibi beni Rabbime yolcu ediyordu..
Vurduk sırtımıza dualar ve aminleri
Ulaştık menzile..
Yüreklerindeki cesareti omuzlarında madalya olarak taşıyan
Komutanlarımızla kader çizgimiz aynı mevzilerde kesişmişti..
Karşımızda tek dişi kalmış canavarın modern mermileri ve topları
Yanı başımızda patlarken,
Mağarada yol arkadaşına;
Korkma! Allah bizimle beraberdir.. diyen mukaddes muştuyu
Tekrar ediyorduk..
Kucağımızda taşıdığımız bedenler
Yarım kalmış sevinçlerin ve umutların,
Uzaklarda gizliden akıtılan gözyaşlarının,
Elleri semada dualı dudakların hasretiydi..
Toprağa gömdüğümüz bedenler nurla yıkanmış
Kirlenmemiş duyguları ötelere taşıyan
Yol ve Menzil in Hakiki Sahibine kavuşanlardı..
Bedrin Aslanları,Malazgirt ve Fetihin kahramanlarıyla
Aynı sancağın altında buluşanlardı..
Kimi zaman bulduğumuz ama çokça hasret kaldığımız
Kuru yufka ve yağsız bulgur çorbası
Yorgun bedenlerimizin yanında katığımızdı..
Koğuşlarda hasretini mektuplara,
Siperlerde türkülere döken yanık yürekleri dinlerdik..
Göklerin ölüm indirdiği,
Yerlerin ölü püskürttüğü o hengamda
Şehadet kovalayan mücahidlerdik..
Ve bir kahpe şarapnel göğsüme yapıştı..
Sımsıcak kanım toprağa suluyordu,
Benim canımdan Can katıyordu..
Gözlerim küçülürken içimde sevinç,
İçimde şükür büyüyordu..
Ve bende
Dilimde zikir sonsuzluk kervanına katılıyordum..
Şairin Peygamberimize sunduğu o şehit kanıyla dolu
Mukaddes Kasede benden de bir damla vardı artık..
Ve o damla benim şehadet mührümdü..
Ve ben de Ölümsüz Dirilerin yanındaydım..
Eğer sorarlarsa;
Onların avmlerde çınlayan neşeli kahkahaları değil,
İffetli tebessümleri;
Parfüm kokulu yüzleri ve bedenleri değil,
Buğday kokulu tenleri;
Huzur evlerine terk edilen anaları ve babaları değil,
Toprak ve hamurla yoğrulmuş elleri öpülen
Cennet muştusu anaları ve babaları;
Rant ve para uğruna değerlerini terk edenler değil,
Sahip oldukları Azı helal ile çoğaltan iradeleri;
Kadınlarının iffet ve harimlerine düşman değil,
O değerler için canlarını verecek azimleri;
Tarihi düşmanlarımızın hile ve tuzaklarıyla
Kardeşine silah sıkarak bölücülük yapanlar değil,
Vatan toprağını kanlarıyla sulayarak ağıtlarını
Türkçe,Kürtçe,arapça,lazca yakan ortak hisleri;
Hırsızlık,gasp,yolsuzluk,fuhuş,içki,kumarda kaybolmuş
Bir nesil değil,
Mayası helal süt ,rızkı helal lokma,işi alın teri
Markalı erdemleri;
Vardı dersiniz
Ve eğer sorarlarsa;
Üzerinizde gezindğiniz o toprağın altında
Bugün kaybettiğiniz..
İman,ahlak,cesaret,iffet,azim,mücadele,sabır gibi değerlerin timsali
Tarihi abideler yatıyor dersiniz..
Eğer hatıramıza sahip çıkmak isterseniz
Tüllenen mağribi akşamları değil,
Anadolunun üzerine doğan
Meşriki fecirleri sarın yaralarımıza..
]