• İzEdebiyat > Deneme > Unutulamayan Dönemler |
21
|
|
|
|
Bazı destanlar
Bazı kahramanlıklar vardır ki ne kelimelerle anlatabilirsiniz
Ne cümleler taşıyabilir onların hikayesini..
Bu kahramanlığı en güzel mısralarla gönül atlasımıza sunan Büyük Şairimiz’in başka bir mısrasında dediği gibi :
-Ağlarım ağlatamam hissederim söyleyemem
Dili yok kalbimin ondan ne kadar bîzârım..
|
|
22
|
|
|
|
Özellikle pandemi sürecinden önce her haftasonu kendime de zaman ayırıp İstanbul’un kitaplara hatta tarihe konu olmuş mahallelerini, sokaklarını motosikletimle yavaşça dolaşır o yazarların hissedip dile getirdiği gibi ben de aynı duyguları yaşamaya çalışırdım…
|
|
23
|
|
|
|
En az sizin kadar suçluyum.
Hadi son kez paylaşalım!
Hadi suçlarınızın yarısını verin... |
|
24
|
|
|
|
Bir rüya görüyorsunuz; televizyonda gördüğünüz her şeyi satın alıp kullanma, asla gidemeyeceğiniz konserlere gidip dans edebilme hakkı ve asla ölmeyeceğiniz bir nüfus cüzdanı veren bir dünyadasınız desem. Daha da ötesi bunun gerçek bir rüya olduğunu söylesem. |
|
25
|
|
|
|
Başka zamanlara ertelendik.
Zamansızlıkta kayboluyorum.
|
|
26
|
|
|
|
Bir reel video kadar kısa anlatılan, romanlar kadar uzun çabaların sonucu oluşan kısacık bir hayat, kocaman bir hayal....
|
|
27
|
|
|
|
Bir rüya görüyorsunuz; televizyonda gördüğünüz her şeyi satın alıp kullanma, asla gidemeyeceğiniz konserlere gidip dans edebilme hakkı ve asla ölmeyeceğiniz bir nüfus cüzdanı veren bir dünyadasınız desem. Daha da ötesi bunun gerçek bir rüya olduğunu söylesem. |
|
28
|
|
|
|
Akşam evde bağdaş kurup oturacağım ve çocukluğumdaki gibi yıldız şehriyeleri suluboya ile rengarenk boyayarak kolyeler yapacağım. Dilimde
eski bir reklam şarkısı olacak. BİZ PIYALECİYİZ, ONLAR PIYALECİLER, SİZ PİYALECİMİSİNİZ.???… PIYALEEEE...
|
|
29
|
|
30
|
|
|
|
Geldiler…
Sözü şerh edip renk katmaya geldiler. Daha iyi anlaşılsın diye sözler sayfa sayfa nakışladılar kitapları. Aşk hikâyelerinin duygusallığını, fabllerin öğreticiliğini, efsanelerin hayalperestliklerini ve siyerlerin kutsallıklarını kendi anladıkları şekilde resmettiler, daha iyi anlayalım diye okuduklarımızı.
|
|
31
|
|
|
|
97 yılında İstanbul’a yeni gelmiş henüz 17, yaşında her işi koşarak; heyecanla, aşkla ve şevkle yapmaya gayret gösteren bir gençtim… O yıllarda Ortadoğu Gazetesi’nde işe girmiş henüz 2-3 aylık bir emekçiydim.
|
|
32
|
|
|
|
Her insanın yemek, kitap, renk zevki farklıdır. Hani bilmiyorum ama acaba ağız tadına benzer bir zihin tadı da var mıdır insanların? Mutlaka olmalı diye düşünüyorum… Yoksa insan okuduklarını, gördüklerini; “iyi, “güzel”, “çirkin” ve “kötü” diye nasıl ayırabilir ki? |
|
33
|
|
|
|
Onun senin kucağına, seninde onun yanağına yabancı olduğun; kötü tasarlanmış bir parkta bir kereliğine ve sadece on beş dakikalığına iki buçuk yaşında bir kız çocuğunu öpüp koklamaktır aşk. Bir on beş dakika daha kokusunu alabilmek için kalan ömrünü verme |
|
34
|
|
|
|
hesaplaşmalarım arttıkça yani,uzaklaşıp gittim tanrıdan... |
|
35
|
|
|
|
Utanmadan karşısına geçip ilk önce başımı deli gibi sağa sola salladıktan sonra, saçlarımı bir güzel dağıtmış, hatta ellerimle şöyle bir de karıştırınca,
Benim Rapunzele benzeyen at yelesi işin içinden çıkılmaz bir hal almıştı.
Elinde tarakla ardımdan k |
|
36
|
|
|
|
Geçmişe kıs bir yolculuk...Depreşen hatıralar, kırgınlıklar, kızgınlıklar.... |
|
37
|
|
|
|
Ateşin denizden çekildiği akşam kadar selametli bir gecenin otağındayım şimdi. Kıyamet geçirmiş halimi nasıl anlatabilirim ki bilmiyorum! Aracın camından baktığım her şeyde Leylim var, özüm var, sözüm var… Gözlerim gönlümden akan kana doymadı bu gece! O mu benden zalim, ben mi ondan zalim bilemedim, bilemeyeceğim… |
|
38
|
|
|
|
Sadece çok özel bir yazı diyeyim kafi |
|
39
|
|
|
|
2007 de kaleme aldığım toplumsal içerikli önemli bir yazım ... Hala güncelliğini koruduğu ve günümüz bazı hadiselerine ayna tuttuğu için tekrar gündeme taşımayı uygun buldum. |
|
40
|
|
|
|
Neden Söğütlü? Bileniniz varsa beri gelsin…
Büyüklerimizin anlattıklarına göre; Söğütlü Camii çok büyük cenderelerden geçmiş. Malatya mimarisinin en önemli örneklerinden olan Söğütlü Camii, bazen memleketin en tanınmış Hoca Efendilerin vaaz-ı nasihatlerine şahit olmuş bazen de cezaevi olarak kullanılmış. Hatta bir zamanlar han olarak, ahır olarak kullanılmış olup, cezalandırılmıştır...
Bu açıdan bakıldığında Söğütlü Camii, Cumhuriyet döneminin en büyük tanık eserlerinden biridir. Dünümüzü bu güne taşıyan bu tarihi dokunun aslında koruma altına alınması, yıkılmaması gerekiyordu…
Ama maalesef yıkıldı!..
Hem de tüm gizemli tarihi izleriyle birlikte yıkıldı ve tarihin geri getirilemez çöp tenekesine atıldı.
Neden Söğütlü? Bileniniz varsa beri gelsin…
Büyüklerimizin anlattıklarına göre; Söğütlü Camii çok büyük cenderelerden geçmiş. Malatya mimarisinin en önemli örneklerinden olan Söğütlü Camii, bazen memleketin en tanınmış Hoca Efendilerin vaaz-ı nasihatlerine şahit olmuş bazen de cezaevi olarak kullanılmış. Hatta bir zamanlar han olarak, ahır olarak kullanılmış olup, cezalandırılmıştır...
Bu açıdan bakıldığında Söğütlü Camii, Cumhuriyet döneminin en büyük tanık eserlerinden biridir. Dünümüzü bu güne taşıyan bu tarihi dokunun aslında koruma altına alınması, yıkılmaması gerekiyordu…
Ama maalesef yıkıldı!..
Hem de tüm gizemli tarihi izleriyle birlikte yıkıldı ve tarihin geri getirilemez çöp tenekesine atıldı.
|
|