• İzEdebiyat > Deneme > Unutulamayan Dönemler |
61
|
|
|
|
Evet sen “.........”’ sun bizim okuldaydın ilkokulda, hatta bir gün gözüme kum atmıştın teneffüste hiç unutmam...
|
|
62
|
|
|
|
Bu buhranlı güne bu yağmurlu havaya rağmen neşelerinden hiçbir şey kaybetmemiş bu çocuklar en güzel en cici kıyafetleriyle ıslandıklarına aldırmadan kapımıza şeker almaya gelirken aslında bizlere mutluluk getirdiklerinin farkında bile değiller... |
|
63
|
|
|
|
Demek bütün bunları eşitleyebilmemiz için bizim de Manş denizini iki ucundan kesip Londra’yı almak üzere Thames nehri ağzına asker çıkarmamız lazım. Tabi şehitler olacak. Yenmek yenilmek önemli değil. Sonradan gidip İngiliz hükümetine “Biz buraya şehitlik yapmak istiyoruz ve ayrıca hak iddia ediyoruz” diyeceğiz. Bakalım razı olurlar mı.
|
|
64
|
|
|
|
Evet. Bir yıl daha bitiyor. Getirileri ve bir o kadar biz den götürdükleriyle
bir yıl'a veda ederken diğer yeni yıl yeni doğumlara gebe
bize geliyor. Kim bilir gelirken belki bin bir sıkıntı, bin bir acı buna tezat bin bir
güzellik, aşk vs... getiriyor.
|
|
65
|
|
|
|
Şair ve şiir öteden beri çok tartışılan, sonu gelmeyecek bir konudur.
Şair ve şiirin de futbol gibi tartışılacak konusu çok. Futbolun federasyonu
var, bu duygu, mantık, düşünce dünyasının federasyonu henüz olmadı, olamadı.
Şair ve şiiri futbolla özdeşleştirdiğimin nedeni şair ve şiirin gerçek sahibi olmadığındandır.
Bu tartışma o kadar çizmeyi aştı ki, fulbolda olduğu gibi
puanlamay ihtiyaç var gibi geliyor bana. Şair ve şiir önce
katagorilere ayrılmalı, her sınıfın da ayrı not verilecek karnesi.
Şair ve şiirin her düşünceye, her duyguya, mantığa, her beyine
hitap etmesi zor olsa da, mümkün olabileceğini sanıyorum.
Saygılar. |
|
66
|
|
|
|
BAYRAM
Bayramlar ilk önce çocuklara gelirdi. Heyecanıyla, saflığıyla, güzelliğiyle tüm merakıyla.
Onlardan anlardınız bayramın önemini, tadını, ruhunu. Küçükler ve annelerinin gözünde bir
türlü büyümeyen küçükler de dâhil.
|
|
67
|
|
|
|
Bana diktatörlüğün olmadığı bir yer gösterin. İnsanı insanlıktan çıkaran, terörist yapan bu düzenin sorgulanması, yargılanması, sonlandırılması ve yeni bir dünya düzeninin kurulması umuduyla… |
|
68
|
|
|
|
....adım benon iki inci adım tofik, ben oradan çıktığıma 63 yıl oldu. 77 yaşımdayım. şimdi ise ermenistanda yaşıyorum, ben okula heç gidemedim. ben benden öğrenmişim biraz okuyup yazmayı, yazilarım eyi deyilsede gusuruma bakmayasınız.... |
|
69
|
|
|
|
İnsan: korkak, cesur, kahraman, savaşçı ama düşman ama dost, sevgi ve nefretin çatışmalı macerasının baş aktörü… İnsan-insan çelişkisi ve insan-doğa çelişkisi: insanın insanla savaşımı ve insanın doğayla rekabeti: tarihin döngüsü bu sonsuz ikilemin devinimleriyle doludur. |
|
70
|
|
71
|
|
|
|
Kim zaman zaman çocukluğuna dönmek istemez ki.. Hele ki anı biriktirmeyi sevenler.. Hele ki içindeki küçük çocuğu hep bir yerlerde saklayanlar.. Hele ki bazen büyük olmaktan sıkılanlar.. Bu mektup da tam oradan yola çıktı.. |
|
72
|
|
|
|
Türkiye'de yediden yetmişe herkesin tanıyıp sevdiği Türk Halk Müziğinin Ulvi çınarı Ali EKBERÇİÇEK Ustanın bize bıraktığı ölümsüz eserlerini her daim yad etmeyi boynumun borcu olarak telakki ettiğim için Ona minnet ve şükranlarımı sunmayı amaçladığım ve kısa bir anlatımla da olsa Onun emsalsiz kişiliğini ve muazzam sanatını anlatmaya çalıştığım bir deneme yazım |
|
73
|
|
|
|
BAYRAM
Bayramlar ilk önce çocuklara gelirdi. Heyecanıyla, saflığıyla, güzelliğiyle tüm merakıyla.
Onlardan anlardınız bayramın önemini, tadını, ruhunu. Küçükler ve annelerinin gözünde bir
türlü büyümeyen küçükler de dâhil.
|
|
74
|
|
|
|
1 yıldır acılarımı dindirip, beni hayata bağladığın için, karşılıksız sevgin için teşekkürler miniğim.. |
|
75
|
|
|
|
Uyanın, bugün 18 Mart, 18 Mart’a uyanın. Zafere uyanın, Türk’ün benliğini kanıtladığı gündür bugün. |
|
76
|
|
|
|
Bir toplum gericiliğin karanlık bataklığına bir kez batarsa, bir daha kolaylıkla o karanlık bataktan çıkamaz ve her gün kendinden farklı düşünen aydınlarını katlederek daha da bataklığa saplanır.. Burada bu karanlığı savunan güruhun bey...nini bozan neydi? Asıl sorgulanması gereken anlayış bu iken; birkaç çaresiz insanı tutuklayıp sorgulamak, ayrıca insanlığa karşı işlenen bir ayıp ve ayrı bir suç! Çünkü kendine hakaret edildiğini düşünen o birkaç insan yerine asıl suçlu bu hoşgörüsüzlüğü ve yalnızlığı o insanlara dayatan sistemdedir.
|
|
77
|
|
|
|
Geçenlerde emekli bir doktor amcamız anlatmıştı. Doğuya mecburi hizmete atandığı günlerde bir mezraya hasta bakmaya gitmiş. Akşam yemek ikram edip misafir etmişler karlı havada. Saat 12’leri geçmesine rağmen ev halkının yatmadığını görünce, ‘Siz kaçta yatıyorsunuz ?’ diye sormuş. Evin yaşlı ninesi ‘Gece ikide buradan tiren geçer. Nadiren de olsa yolcu iner. Bizim evden başka da göreceği ışık yoktur. Eğer inen olursa,ışığımızı görür,gelir,biz de onu sabaha kadar misafir ederiz. O yüzden kış geceleri ikiye kadar yatmayız.’ demiş.Donduran soğuklar bile,sıcacık incelikler serpermiş insanların kalplerine. |
|
78
|
|
|
|
Tek bir yıldız dahi şavkımıyor karanlığında
gecelerimin.Hafızaların duldasız zulasında, ılgın
kokuşlu günler biriktiriyorum bir gün dönersin
umuduyla.Samimiyetsiz tebessümler dudaklarımda intihar ederken, derin bir acı, içten bir özleyiş ve sığ
düşünc |
|
79
|
|
|
|
"Bağrı can dolu bir yarımadada kimsenin bilmediği bir vadideyim. Sessizlik gökleri inletiyor. Cırcır böcekleri ve türünü bilmediğim onlarca kuşun anlayamadığım canhıraş feryatları sayesinde nefes alışımı duyamıyorum sadece..." |
|
80
|
|
|
|
Dünyanın en eski yerleşim birimlerinden olan bu bölgedeki Sodom ve Gomore Şehirlerinin kalıntıları ile Kumran Mağaraları yazmaları(Lut Gölü Yazmaları) esrarını korumaktadır. Dünyanın bu deniz seviyesinden alçak alanı tarihi geçmişindeki nice sevap ve günahlarıyla ayakta olup yaşamağa devam etmektedir. İsrail’in sanayi artıkları ve küresel ısınmayla aşırı buharlaşan göl fiziki olarak can çekişmektedir. Dün azgın toplukları ilahi dengeye uymadıkları için ilahi kaynaklarda belirtilen cezaya çarpılmışlardır. Bu günün modern geçinen sapkınları da ne yazık ki Ortadoğu’nun bu coğrafyasında huzurdan uzak gölün fiziki olarak git gide ölümüne sebep olacaktırlar. Kanımca ilahi dengeye uymayan toplumlara verilebilecek en güzel ceza bu olsa gerek, göl de bizden çok sonraki tarihlerde de esrarını koruyacaktır.
|
|