|
Anasayfa |
Son
Eklenenler |
Forumlar |
Üyelik |
Yazar
Katılımı |
Yazar Kütüphaneleri |
|
|
Sevdalanalım
Orhan Bani
Şiir > Garip
Hadi, yine öyle bak seviyor gibi, yeniden yak yüreğimi
Kızarsın yüzüm, tutulsun dilim, bir garip olalım, sevdalanalım
Vakit çok mu geç, sevemezmiyiz, ağarmış saçlarımın suçu benimmi?
Varsın geçsin yıllar, ağarsın saçlarım, yine öyle bak, beraber yanalım
Pek bir şey söyleme, seviyorum deme, yıllar çok şey aldı, sözüm yok kendime
Ben yine suskunum, ben yine sensiz, bir nedeni yok, seviyorum nedensiz
Gönül had bilmiyor, yak ki yanalım, dö
[DEVAMI]
|
|
|
• İzEdebiyat > Eleştiri > Yazarlar ve Yapıtlar |
101
|
|
|
|
Evet, yıllar çok çabuk geçiyor. Ben yaz sinemaları denilen bu açık hava sinemalarında hiç bulunmadım. Belki de kentte yaşamanın bir dezavantajı olsa gerek. |
|
102
|
|
|
|
Balkan Savaşı, Birinci Dünya Savaşı Makedonya’da nasıl hissedilmiş? Ne onulmaz yaralar açmış? Oralarda günlük yaşam nasılmış? Dağlarda kaçak yaşayanlar neler yapıyorlarmış? Tüm bunlar Zülfikar Bey’in yaşamı ekseninde anlatılıyor |
|
103
|
|
|
|
Anlatılanlar insanı sarıp sarmalamıyor. Benöyküsel bir anlatım olmasına rağmen, üçüncü kişi ya da tanrı yazar anlatıyormuş üslubunda ilerliyor roman. |
|
104
|
|
|
|
HCD, insanlık sorunsalını, ölümü, yaşamı, küresel düzenin şeytani ruhsal artalanını irdelemeyi, paradigmaları kırmayı deniyor ve bunu yaparken biraz, belki de bir hayli bilim ve din dışına çıkarak ruhlar, melekler, cinler, UFO’lar, ölüm sonrası, günlerin sonu, dünyanın sonu gibi soyut, mistik, paranormal öğelerden ve Kutsal Kitap (Tevrat ve İncil) eskatolojisinden söz ediyor ve dünyevi paradigmaları kırmak için bu eskatolojiyi kullanmaya çalışıyor. |
|
105
|
|
|
|
“Kitapsız aşım, kaygısız başım!” diyerek atasözünü değiştiren bir başka okur şöyle devam ediyor: “Kitap yazmak için gece gündüz çalışacağım, bastırmak için aylarca yıllarca koşuşturacağım, cebimden para harcayacağım, okura ulaştırmak için taklalar atacağım. Ne için? Kitap sahibi olmak için. Sonra da belki yazdığım kitap nedeniyle yargılanacağım ve belki de hapse atılacağım. N’oldu şimdi? Temel’in işine döndü bu kitap işi… Yok yok istemem… Kitap mitap istemem… Kalsın…” |
|
106
|
|
|
|
Olabildiğince edebi, olabildiğince eşit, olabildiğince özgür olan bu site yine de bu ülkede, bu şartlarda, bu okumamışlıkta olabilirliklerin en olabiliri... Sanıyorum Türkiye'de tek ve tüm olanaksızlıklara rağmen hayatına devam ediyor... Başka bir sitede yazdığım bir eleştiri yazısı sansüre uğradı, yayınlanmadı ama bu sitede asla böyle bir şey olmadı.... Nezihe Ecevit gibi iyi yazarlar devam etmeli... |
|
107
|
|
|
|
Asım Bey tam bir Cumhuriyet çocuğudur. Gençlik yıllarından beri sürdürdüğü Cumhuriyet gazetesi okurluğunu bir patron olmasına karşın sürdürdüğünü söyler. |
|
108
|
|
|
|
Sayın Yetkili,Basılı ve basılı olmayan eserlerimden dilediğinizi basmak istemeniz durumunda telif ücreti talep etmeden kabul edebilirim. Sadece 15-20 kitap verirseniz sevinirim.Benim ve eserlerim hakkında daha fazla bilgi edinmek isterseniz bunu internet üzerinden yapabilirsiniz. |
|
109
|
|
|
|
ster şiir, ister makale, isterse deneme olsun; Trabzon üzerine her ne yazılsa ilk fırsatta onu temin eder, büyük bir özenle ve dikkatle okurum. Onun içindir ki şahsî kütüphanemin en zengin raflarından biri de Trabzon üzerine yazılan eserlerin olduğu bölümdür. Zira bu şehir üzerine yazılan her şey beni heyecanlandırır. Şayet bu yazılanlar kitap boyutundaysa heyecanım artar, adeta ikiye katlanır. Bunu sakın mikro milliyetçilik olarak görmeyin. Bu benim doğup büyüdüğüm şehirle olan samimi ünsiyetimden kaynaklanıyor. Bu durum, şehirle ruh dünyam arasında kurduğum köprülerin sağlamlığındandır. Okuduğum her eser bu köprüye çelikten bir ayak olarak, onu muhkemleştiriyor. |
|
110
|
|
|
|
Oyun sonrası konuştuğumuz yönetmen Sami Yakar, oyun için şunları söyledi: “ Geçen yıl “Papaz Kaçtı” oyunumuzla büyük beğeni ve takdir topladık. Bu, bizi daha iyi oyunlar çıkarmamız için kamçıladı. Amacımız, seyircimizle sanatın güzelliğini paylaşmak, onlarla bir gönül köprüsü kurabilmekti. Bir süreliğine de olsa onları, hayatın günlük sıkıntılarından uzak tutmak istedik |
|
111
|
|
|
|
Ali Bulaç İslamcılığın avukatlığına soyunduğuna göre.
Kesin bilinmelidir.
İslamcılık iflas etmiştir. |
|
112
|
|
|
|
Genelde, bir dost kazığı sırtımıza çakıldığında veya bir aşk acısı yaşadığımız anlarımızda, Hayyam'ı hemen yanı başımızda buluruz. |
|
113
|
|
|
|
Arapça bir tamlama olan arzuhal(arz-ı hâl); “bir iş için bir makam veya resmi daireye bir iş sahibinin verdiği dilekçe” anlamına gelmektedir. Bu kelimenin diğer karşılığı “istidanâme” dir. Trabzonlu değerli şair Halit Macit de son kitabına “Arzuhal” ismini vermiş.
|
|
114
|
|
|
|
*’Her sanat şiire dayanır, hatta şiir bile… Novalis’ |
|
115
|
|
|
|
İnsanoğlu sürekli bir arayış içersindedir.Bütün kitaplar aslında bu adresi meçhul arayışların sınır taşlarıdır |
|
116
|
|
|
|
Klasikleri ve başyapıtları yazacak yazarları oluşturmak, onları okuyacak okuru oluşturmak için Avrupa 3. sınıf hikayeler, açıksaçık hikayeler, kaba hicivler, en ucuz romanlar ile yola çıktı. |
|
117
|
|
|
|
Ümraniye Belediyesi 11 seneden beri ülke geneline şamil şiir, hikâye ve resim yarışmaları düzenliyor. Belediyelerin sadece altyapı, su, kanalizasyon, çöp toplama, asfaltlama işlerinden sorumlu olmadıklarını, kültürel etkinliklere de el atmaları gerektiğini yıllardan beri söyler dururuz. Ümraniye Belediye Başkanı Hasan Can, sesimizi duymuş olmalı ki 11 seneden beri bu anlamlı kültürel hizmeti ısrarla devam ettiriyor. Sağ olsun, var olsun. |
|
118
|
|
|
|
Mağara’nın Kamburu, felsefeyle uğraşan, yoğrulan yazarını doğruluyor. Felsefenin tüm konuları diyaloglarla tartışılıyor. Yaşamımızda, iç dünyamızda bizi zorlayan, yönlendiren her içgüdüye, dürtüye, soruya erdemin merceği tutulmaya çalışılmış. Kadim etik değerlerin güncellemesi yapılmak istenmiş. |
|
119
|
|
|
|
Hayatın kendiliğinden gelme özgürlüğü içinde hapsi, diğerinin sonradan hapsolmuş hayatının içinde özgürlüğünü keşfi. |
|
120
|
|
|
|
“Bugünün Rânalarına” ithaf edilmiş roman, sözde bir hoşgörü ve barış dini olarak pazarlanmaya çalışılan İslam’ın, Râna’nın gözünden aslında hiç de öyle görünmediğini açıkça ortaya koyuyor. Genç, taze, saf bir ruhun, ama aynı zamanda çok bilmiş bir çocuğunun İslam’a çıplak gözle bakışı, bu dinin genç bir kız kalbinde yarattığı sorunları ve tinsel yaraları yansıtması bakımından olağanüstü ilginç. |
|
|
|