• İzEdebiyat > Eleştiri > Popüler Kültür |
21
|
|
|
|
Yeni moda: Evliyken sevgilin olacak. Boşanmayacaksın. Çünkü boşanırsan sevgilin seni dul ne yapsın; kuru ne yapsın. Sen evliyken değerlisin. Boşanırsan değerini kaybedersin. Yeni moda aşklarda üçü bir arada olmalı. Eve gelince kocan ya da karın seni karşılamalı. Sevgilinin yanında ise onunla el ele tutuşurken, parmağında evlilik yüzüğü olmalı. |
|
22
|
|
|
|
Bu kadar yaygaranın koparılmayacağı ve düşünce özgürlüğünün yasaklanmasına gerek kalmayacak olgunluklara erişebileceğimiz günler yaşamak ümidiyle.
|
|
23
|
|
|
|
Ayrıca bu sene Bayram ziyaretine Londra’dan yeğenim Leman da eşi ile birlikte geldiler. Eşi Wesley Harrison İngiliz. Her ikisi de Londra’da polis memuru. Çocukları Ediz, dünyalar tatlısı. Neşemiz, mutluluğumuz ve sevgimiz oldu. Wesley, KKTC’ye ikinci kez geliyor. Burayı o kadar çok sevdi ki emekliye ayrılınca buradan ev alıp buraya yerleşmeyi bile düşünüyor. Özellikle plajları ve doğal güzellikleri çok beğendiğini belirtiyor. |
|
24
|
|
|
|
Tıpkı eroin bağımlıları gibi ağızlarının kenarından süzülen salyalarla birlikte bir sonraki yarışmayı bekleyen ‘aday süngerler’,
kendilerine ne olduğu gerçeğinden tümüyle habersiz, ‘toplumsal bir histerinin’ baş aktörleri olarak |
|
25
|
|
|
|
Fakat bir fikri çalışma için imla asgariden bir durum iken, bir makale için tüm hücceti ile belirecek bir imla o makale için asıl olan hedef değildir. |
|
26
|
|
|
|
A.H.B.Ajansından Seçme Haberler.
Ertuğrul Lökdöt Toplu Yazıları.
Kılcal Kulunç'un Gülüşü Tescil Edildi.
Aziz Yıldıyım'dan Şok Açıklama.
Kaşar Evren'den Çok Özel Bir Açılış Töreni.
Süleyman Geğiren Hortladı.
|
|
27
|
|
|
|
Öyle bir dünyada yaşıyoruz ki “çalışma”, “çalışan”lardan daha değerli sayılıyor… Özellikle özel kurumların bu anlayışı hem devlet kadrolarında hem de normal iş hayatı dışındaki yaşayış biçimlerimize de sirayet ediyor. Yani evlerimizin düzeni, devletin sunduğu sağlık hizmetleri, şahsi boş zamanlarımız, duygusal ilgi alanlarımız vs… hepsi çalışma şartlarının uyduğu kurallarla yürütülür hale geliyor bir zaman sonra. Öyle ki kurumlar soyut varlıklarıyla tek tek insanları somut varlıklarını hesaba katmaz bir kerteye ulaşıyor…
|
|
28
|
|
|
|
Kıbrıs Türk Devlet Tiyatroları Müdürlüğü yaptığım yıllarda Azerbaycan’a iki defa gitmiştim. Birçok Tiyatroyu gezmiş ve oynanan oyunlardan birkaçını izlemiştim. Azerbaycanlılar, sanata karşı büyük bir sevgi besliyorlar. Sanatçılarını asla unutmuyorlar. Birçok caddeye ya heykellerini dikiyorlar veya onların adlarını veriyorlar. Hatta sanatçılar için bir de orman yapmışlar. Ölen sanatçılarını da sanatçılar için yapılan kabre defnediyorlar.
Bu süre içinde Azerbaycan Devlet Akademik Millî Dram Tiyatrosu Müdürü Sayın Prof dr İsrafil İsrafilov Bey ile çok yakın dost olmuştum. Bakü’de Azerbaycan ve KKTC arasında tiyatro alanında ilk defa Bir “İşbirliği Protokolu” imzalamıştık. |
|
29
|
|
|
|
Vay efendim zenginin cocugu niye para verip askerlik yapmiyor da fakir parasi yok diye askerlik yapmak zorunda kaliyor? Memleket olarak bedelli askerlige bakis acimiz bu kadar net. |
|
30
|
|
|
|
Geçen zaman Türkçenin aleyhine işliyor. Günümüzde milletimizi cendereye alan dil ve kültür sömürgeciliğinin önüne geçecek Karamanoğlu Mehmet Bey gibi kararlı ve cesur insanlara ihtiyaç vardır. O, bundan yüzyıllar önce dilin gidişatını beğenmemiş, bunun üzerine şu sert fermanı yayınlamıştır: “Bugünden geru divanda, dergâhta, bargâhta, mecliste ve meydanda Türkçeden başka dil kullanılmayacaktır.”(13 Mayıs 1277) Bu fermandan sonra her yerde Türkçe konuşulmaya başlanmıştır. Bugün Türkçenin itibarını iade edecek kararlı idarecileri mumla arıyoruz. Bu çağın Karamanoğlu Mehmet’ini hasretle bekliyoruz.
|
|
31
|
|
|
|
Kendisine hak veriyorum. Gerçekten Türkiye’den gelen nesil, yavaş yavaş bu kültürü unutmaya başladı. Çünkü kendi halk danslarıyla haşır neşir olamıyorlar. Davul zurnayı bilmiyorlar. Öğrenilen halk oyunları da KKTC’ye has oyunlar. Yani sadece buranın oyunlarıyla kalıyorlar. Bu nedenle bir şeyler eksik kalıyor sanki…
Oysa her alanda olduğu gibi bu alanda da iki kültür yan yana, paralel olarak sürdürülebilir. Her ikisi de yeni nesle zevkle öğretilebilir. |
|
32
|
|
|
|
Bazı kanallarda özellikle kadın tavırlı erkek olarak adlandırılan kişiler program yapıyor yada programlara konuk oluyor. Bu programlar her geçen gün biraz daha artmaktadır. Görünüşte erkek gibi görünen bu kişilerin giyimleri kadınımsı. Kaşlarını almış kad |
|
33
|
|
|
|
kendini tanıyıp da özetleyen insan kimdir. Kendini tanıyan mı,düşlerini anlatan mı? |
|
34
|
|
35
|
|
|
|
Bize hep yasaklandı dokunmalar.
|
|
36
|
|
|
|
Lâfügüzaftır, gecenin sessizliğinde diye başlayan her girizgah. |
|
37
|
|
|
|
Öztükçeciliğin, müziğimizi yozlaştırması... |
|
38
|
|
|
|
Türk Mûsıkîsi korolarına eleştirel bir bvakış... |
|
39
|
|
|
|
Geçen yüzyılın son çeyreğinden günümüze giderek hız kazanan sanal bir çağın içine sürükleniyoruz. Roma İmparatorluğunun Benhur’u, asil gladyatörler çağı yerini artık sanal gladyatörlere bıraktı. |
|
40
|
|
|
|
Ne kadar yazık ki bu narin ve nazenin, naif ve beyza alemin güleç ve şizofren celladı olmaktan beis duymadınız. O kadar mesut ve bahtiyar bir çocukluk yaşanış olmalısınız ki sizi irkiltmedi acı çığlıkları, iniltiler. |
|