Kara Yağmur
(İlknur İpek) 28 Haziran 2007 |
Sevgi ve Aşk |
| |
NAZAN BEKİROĞLU KALEMİNDEN YÜREĞİMİZDEKİ ÇELİŞKİLERE GÜZEL BİR ÖYKÜ DÖKMÜŞ PAYLAŞMAK İSTEDİM... |
|
İstanbul'um Sevgilim
(İlknur İpek) 29 Eylül 2005 |
İstanbul |
| |
Şimdi sana geldiğim yolları kaplayan mevsimsiz rüzgarlar alabora ediyor yüreğimi ...
Şimdi susmak yetmiyor...
Aylak ve gezgin acılar büyüyor içimin gece rengi tufanında..
Aylak ve gezgin bir sevmek kanıyor yüreğimde....
|
|
Küçücük
(İlknur İpek) 21 Eylül 2003 |
Aşk ve Romantizm |
| |
Küçücük bir şiirde gördüm seni, Tadına varamadan bitiveren, Tekrar tekrar okudum şiiri, Sanki bana aitmiş gibi... |
|
Yine..
(İlknur İpek) 25 Ağustos 2003 |
Sevgi ve Aşk |
| |
Sustular, sarılamadılar. Dokunsalar bütün kent yangınlarında yok olurdu sanki. |
|
Şimdi..
(İlknur İpek) 25 Ağustos 2003 |
İtiraflar |
| |
Şimdi...Gözlerime bak ve anla beni.
Parçalanmışlıklarımı al ve içine yaşamsal anlar yama.
Ağlamayı sustuklarımı al ve kurak gözlerine yağmur ekle.
Gülüşüme eklediğim iç kanmalı suskunluklarımı duy ve sözcüklerine susku , içine sesleniş yap onları.
|
|
Bilirim Hayat...
(İlknur İpek) 24 Ağustos 2003 |
Yaşam |
| |
Bilirim hayat sürprizlerle dolusun.
Bir bakarım bir bebeğin gözlerindeki masumiyet ve dudaklarındaki lal tebessüm gibi açarsın.
Bir bakarım intihar lezzetinde ayrılıklar bırakırsın avucuma.
|
|
Yüreğimdeki Manifesto
(İlknur İpek) 24 Ağustos 2003 |
Yaşam |
| |
İmkansız bekleyişlerin umudunu, yitik gemilerin rıhtımdaki düşünü yüklüyorum gözlerime. İçimin aynasına yansıyan hüzün, içimdeki denizin çığlığına kulak verip, martıları uçuruyor yüreğimden. Ben alacakaranlık.
Ağlıyorum.
|
|
Say ki, bu kadın gitti..
(İlknur İpek) 24 Ağustos 2003 |
İlişkiler |
| |
Senin ki sesin rüzgar, varlığın hayal, renklerin uçuk ve tebessümlerin kaçamaktı. Küçük bir hıçkırıktın gecemin sessizliğine damlayan. Sen ki yaşanılmaya çalışılan bir düş yangını.
Çek gemilerini benim sularımdan..
|
|
|
Ya sen hattat?
O kadar içimdeki ülkeden gelme olduğun halde bana fazla değil, sadece bulutların esrarını söyleyecek güçte bile hiç olmadın. Oysa içimdeki alemin bütün unsurlarını ödünç aldığım o asılülke hakkında benden fazla birşey bilmeni istedim hep. Bu yüzden değil mi arka arkaya hep seni yazdım ve sen beni hiç bırakmadın. Bu vefa ne kadar çok şey vadediyordu. Seni o ülkenin bir parçası zannediyordum.İçimde o kadar güzeldin. Birlikte ne yolculuklara çıkıyorduk. Oysa bir düşünsene, bir düşünsene sen ve ben hiçbirşeyiz. Bu yüzden seni terk ediyorum hattat.Seni terk ediyorum.Sebepsiz, sonuçsuz hatta akıl dışı bir terk ediş olacak bu. Bu terki evvela ben yazacağım.
....yarama bin bir kez tuz bastığın için hattat, seni terk edeceğim. Terk edecek başka kimsem olmadığı için, seni yalnız seni terk edeceğim.
...ben sana padişahlar hazırladım, sen bana cariyeler sundun. Yeter.
...benden razı ol hattat seni terk etmeyeyim. Belki günlerden beri, belki bir -iki anın derinliğinde sadece, önünde oturduğum şu masa başında verdiğim sözü tutmayayım, müsade etme mani ol bana.
...Anlat hattat "yağmurun karşılıklı yağdığını" anlat...
...ve öyle bir an gelsin ki varlarla yetinmeyerek artık, yoklukları seçelim. Aynalarda görünmez olalım. Şimdi hattat, bana aşkını söylemelisin..
NUN MASALLARI
|
|