..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Öyle yaþamalýsýn ki ölünce mezarcý bile üzülsün. -Mark Twain
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Deneme > Sevgi ve Aþk > Ýlknur Ýpek




28 Haziran 2007
Kara Yaðmur  
Ýlknur Ýpek
NAZAN BEKÝROÐLU KALEMÝNDEN YÜREÐÝMÝZDEKÝ ÇELÝÞKÝLERE GÜZEL BÝR ÖYKÜ DÖKMÜÞ PAYLAÞMAK ÝSTEDÝM...


:BFEC:
Bazen siz susarsýnýz, karþýnýza çýkan suskunun karþýsýnda, iþte tam da bu susulan yer de, okurken yýprattýðýnýz satýrlar dokunur gözlerinize...

Ne soru kalýr ne de cevap geriye....

Bir körebe oyununa sobe ancak böyle düþer kaleme...

"An"layan anlar sadece...

KARA YAÐMUR

Çýldýrmak üzereyim.
Çýldýrmaktan korkmuyorum.
Belki hepten çýlgýným.
Çýldýrmaktan korkmuyorum.

Korkmuyorum, korkmuyorum ki mahkumu olduðum bu azabý akýlcý gözle seyretmek mecburiyetinde kalmayayým. içinde bulunduðum, vasata abes gelebilecek nizamý akýlcý gözle seyredip acý çekmemi benden kim isteyebilir? Acýdan baþka nasibim ne? Neden geceler boyu, neden günler, haftalar, aylar, yýllar ve evet evet asýrlar boyu, bu gri ürpertinin hem içinde hem de dýþýnda yaþýyorum? Sabrýný sonuna kadar zorlama. Býrak kendi halime beni. Neden duvarlar hem bende ve hem bende deðil? Neden ben onlarýn hem içinde ve hem de dýþýndayým? Neden hem bu günde ve hem de dündeyim? Gerçekten hem de dünde miyim? Neden seni iþte þu ilk görüþte tanýyor ve neden hem de kimliðini araþtýrýyorum. Neden benim kimliðim seninkini bulmama baðlý? Buraya nereden düþtüm? Yerim burasý mý? Burada mý olmam gerek? Bugünki kimliðim ne? Ya daha evveli? Ya daha evveli ve daha daha daha evveli? Ya sen?

Bana ancak o yardým edebilir, içimden güller havalanýyor, içimden kuþlar havalanýyor. Bütün kainatý kucaklayabilecek ve kendimi bir yere oturtabilecek güçteyim. Bütün varlýðýmla ona gidebilirim. Gözleri þehrin üstünden geçen yaðmur bulutlarý kadar gri iken, yaðmur bulutlarý kadar ýslak geçerken ömrümden, gözleri kentin kalabalýðýnda yalnýzlýðýma, asýrlara sinmiþ yalnýzlýðýma bir anda dur diyecekken. Nasýl mümkün olur çýldýrmak? Bütün varlýðýmý asýrlardýr yayýldýðý, daðýldýðý yerden toplayabilecek güçteyim. Bütün varlýðýmý daðýldýðý zamandan ve mekandan topladýðýmý bir araya getirebilecek ve nihayet bütünlük duygusuna ulaþabilecek kaabiliyetteyim. Ve bu her þeyin sonu, mutlak huzurun çaðrýsý olmaz mý? 'Varlýðýn emeli kendini tasvir ve teyid' deðil mi? Nerede olduðunu görebilen insandan daha bahtiyar kim var? Söyle bana, kim var?

Ýçimden güler havalanýyor, ilk bakýþta onlardan farkýn yok. Þimdi garip bir müzeye dönüþtürülmüþ sarayýmýzda, sen dünyanýn kim bilir hangi köþelerinden gelmiþ þu sarý saçlý mavi gözlü yabancý ve hoyrat kalabalýðýn arasýnda. Ben senin arkanda. Temmuz güneþi ne kadar acýmasýz. Hiçbir gölgeye yer yok. Bu yabancý kalabalýða benziyorsun ama biliyorum, sen 'o'sun. ilk bakýþta ona benzemesen de, böyle bir firuze salkýmýyken gözlerin sen 'o'sun.

Bir defa gözlerime baksan, gözlerimiz karþýlaþsa bir defa, bir defa gözlerinim içindeki macerayý tüylerin ürpermeden seyredebilsen. Anlayacaksýn. Tanýyacaksýn. Hem kendini, hem beni. Bütün macerayý toptan kucaklaklayacak, bana bütün ülkeni açacaksýn. Sen benim kim bilir kaç asýr hep baþkalarý tarafýndan kuþatýlmýþ ve nihayet zorla düþürülmüþ kale'm deðil misin?

Kimselere anlatamadým. Korkum, anlaþýlmamak filan deðildi. Çýlgýn zannedilmek de deðildi endiþem. Rakibi araya sokmaktan hangi aþýk hazzeder? Anlamayacaklara en güzel hikayeyi ne diye anlata idim? Bunun için þahs-ý nadana kitab-asa açýlmadým, esrarýma kimseler vakýf olmadý.Kimsenin taþýyacak gücü olmadýðýný kestirmek güç deðildi.

Bir tek kiþi vardý dökülüp saçýlabileceðim. O da sendin. Sen iþte. Sensin iþte.

Ýlk bakýþta benzemesen de, sýrtýnda kadife üç eteðin, basýnda mor yaþmaðýn, zümrütlerin olmasa da. Saçlarýný berber baþý düzeltmemiþ olsa da. Amber kokularýyla ovulmamýþ olsa da tenin. Itýrlarla yýkanmamýþ, yedi gümüþ leðenden geçirilmemiþ olsa da giysilerin. Her þeyin buharlaþabileceði kadar sýcak þu günde, bizim maceramýza, bizim tiyatromuza, bizim hikayemize, ne kadar yabancý þu kalabalýðýn arasýnda.

Senin dahi farketmediðin kuytu ve serin gölgeliklerde herkesten fazla sen 'o'sun. Bir tek sana anlatabilirim ve dahasý bir tek sen anlayabilirsin. Beni bana bir tek sen iade edebilirsin. Lütfet güzelim.

Söylesem acaba bana inanacak mý? Söylesem acaba kim bilir kaç gece iþte þu önünde durduðu dehlizin sonundaki gölgelerin kucaðýnda, sabahlara kadar tek kelime etmeksizin ülfet eylediðimizi. Kaç gece mey içerken camýma aksinin düþtüðünü. Kaç gece belki o bile bilmeksizin ruhuna sahip olduðumu.

Hayýr inanmaz. inanmaz ve korkarým o yaðmur yemiþ gözlerinin grisini. gözlerime dikerek sorar ve yine kaçar. Belki sormaz bile. Ona desem ki, sen bilmiyorsun sevgilim, sen bilmiyorsun ama biz seninle 'bir eski zaman aynasýnýn derinliðinde öpüþtük'. Biz, biz artýk iflah olmayýz,

Çünkü bizi bir yerlerde unuttular. Þimdi de iþte bir yerlerden toplanýlmayý bekliyoruz. Biz seninle kaç gece þu taþlýklarý adýmladýk. Hangi zamanlardan kalmayýz? Birlikte olduk mu? Beraberce kala kaldýðýnýz o zamanda ve mekanda bana iðrenmeden, kim bilir hangi talihin sana baðladýðý þu çirkin ve noksan bedenime bir an ürpermeden bakabildin mi?

Beni hem sevdin hem de kaçtýn ve korktun deðil mi? Bunun için zaten gerideki hikaye bu kadar karýþýk, tavýrlar böylesine belirsiz.

Çirkinim ben. Hiç güzel deðilim. Tenim kapkara. Uzak ve sýcak ülkelerin kum fýrtýnalarý kadar; yaðlý ve isli kandillerin, üzerine, ölüm ürpertileriyle sarý ve titrek yandýðý, aydýnlatmaya çalýþtýðý, dipsiz kuyulara benzer taþlýklar kadar; her biri gördüðü kan ve ölüm ve aþk kokan acýmasýz maceralarýn ardýndan bir defa daha saðýr ve dilsiz kendi üzerine kapanan cellat duvarlar kadar; kirli ve karayým.

Sen karþýmda hala dünyalar güzeli. Teþbihe ne þükür. Güller kadar, ahular kadar güzel. Serv-i hýramaným, vücüd ikliminin, gönül mülkünün sultaný, derdimin dermaný efendimsin sen.

Seni ilk gördüðüm günü bilir misin? Kaç asýr evvel. Varlýðýnýn en büyük eksiði ile ben, utancý ile ben, tamlýk, mükemmellik duygusunun teþnesi ben, koparýlýp getirildiði kara gecelerin gökleri kadar kapkara ben. Ve sen yine þimdiki gibi. Mahmur uykularýn içinden çiðdemli sabahlara bir ruh gibi, bir rüya gibi süzüldün.

Seninle karþýlaþtýðým, senin bana emanet edildiðin o ilk anda, ulaþtýðým bütünlük duygusu. Tastamam, bütün, eksiksiz bir ruh. Ama sadece senin yanýnda Sadece senin acýlarýný, göz yaþlarýný, hatta mahremiyetini paylaþtýðým, ikliminde bulunduðum anlarda. Bu duyguyu koruyabilmek için hep sen lazýmdýn.

Sen, beni, bilmem benim tahayyülünden dahi ürperdiðim manada, hiç gördün mü? Sanmam. Sanmam ama bana baktýn ya. Benimle ülfet ettin ya. Benimle sabahlarý yakaladýn ya. Bana derdini, bana onu, bana aþkýný anlattýn ya. Beni ben olarak gördün ya. Hiçbir þey tahayyül etmiyorum. Gördüðüm bana yetiyor. Bazan oymalý endam aynalarýnýn derinliðinde ruhlarýmýz sarýlýyor. Bazan ince su sýzýntýlarýnýn yýkadýðý taþlýklarda aðlýyorsun.

Bazan sen kaçýyorsun da ben asýrlarca arkandan geliyorum. Bu karmaþa, bu buðu varlýðýným bütünlüðünü engelleyemeyecek kadar ufak bir ayrýntý. Önemli olan senin var olduðunu bilmem ve bütünlük duygusuna ulaþabilmem. Daðýlmýþ, yayýlmýþ olduðum yerlerden ve zamanlardan kendimi toplayabilecek gücü idrak edebilmem.

Bazan en yakýnýnda, en kuytuluðunda, bazan uzaðýnda, istiðnada.

Ama daima zamaný ve mekaný belli, iþte þimdi de sen lazýmsýn.

Bir defacýk gözlerimin içine baksan ve bakýþlarýnla, seni tanýdým, desen.

Yirmi bilmem kaçýncý asrýn sonlarýnda, basit bir resmî daire memurunu, koca kentin kalabalýðýnda boðulmak üzere olan bir yazýcý müsveddesini kendi kendisine iade etsen.

Bir defacýk gözlerinle gözlerimin içine bakman ve hiç konuþmaksýzýn, bakýþlarýnla, seni tanýdým, sen 'o'sun, ben de 'o'yum, demen lazým.

Her yandan ocaklarýn, çeþmelerin, perdelerin aralarýndan bir ney sesi yükseliyor. Çalan, söyleyen yok. Varlýðý ürpertilerime yönelik bir ney sesi. Belki padiþahýnýz efendimiz, cennet-mekan Selim-i salis ney üflüyordur. Belki biraz evvel, katlinden biraz evvel o müthiþ beyti söylemiþtir; Kendi elimle kesip yare verdiðim. kalem/Fetva-i hun-i na-hakkým yazdý ibtida demiþtir. Belki Alemdar, Arz odasýnýn önüne boylu boyunca uzatýlmýþ, þimdi yerinde kýrmýzý bir porfir taþ, sað þakaðý çenesine kadar yarýlmýþ, kanlar içindeki mübarek cesedlerini görerek, hýçkýra hýçkýra Orta avludaki dokuzuncu servinin dibine çöküvermiþtir.

Bu kan deryasýnýn ortasýnda sen neredeydin? Þimdi neredesin? Halime acý ve bir nigah et ne olur ey gonce-delýen. Bir nigah et ki bu acýmasýz masal bir defa da bütünlüðünü gözlerinden toplasýn.

Þimdi artýk ne anýlar var ve ne de göz yaþlarý.

Þimdi artýk anýlar da yok göz yaþlarý da.

Demek ki sen hiç yoktun ve hiç de var olmadýn.

Ben hikayemde bu kýsmý görmemiþtim. Ben hikayenin bu kýsmýný daha evvel seyretmemiþtim. Bu bölüm bana ne kadar yabancý. Anýlar da yok göz yaþlarý da.

Hiç yaþanmamýþ anýlarý yaratarak arkasýndan sürüklenen de ben deðilim.

Oysa fazla deðil, bir kaç saniye evveline; gözlerini gözlerime dikerek öyle boþ, öyle umarsýz, öyle yabancý ve öyle acýmasýz bakmazdan evvel sen, yeter artýk, demezden evvel sen, zannediyordum ki her þey yerli yerinde.


Bu kýsmý daha evvel görmemiþtim. Demek ki sen yoksun.

Demek ki sen hiç var olmadýn.

Bunu neden þimdi farkediyorum? Tersinden mi yakalýyorum bütün tekamülatý? Bu defa mesele kendi varlýðýný filan deðil, senin varlýðýn. Tamamýný vehmettiðim senin varlýðýn.

Demek ki sen yoksun. Hatta hatta, evet, sen galiba hiç var olmadýn. Ne garip ve anlamak ne kadar zor.

Oysa bir kaç saniye evveline kadar zannediyordum ki, bütün o karanlýk ve rutubetli koridorlarýn sonunda sen varsýn.

Zannediyordum ki bir yerlerde esmer tenli kalfalar seni ortalarýna alýyorlar, tenini misk ü amber kokularýyla ovuyorlar, saçlarýný fil diþi taraklarla tarýyorlar, seni gümüþ musluklu mermer hamamlarýn mor sularýnda yýkýyorlar. Teninin her zerresini muhteþem gecelere hazýrlýyorlar.

Vehim filan deðildi. Buna inanýyordum. Dahasý görüyor ve duyuyordum. Kalfalar, zannediyordum, saçýnýn her telinde yaraþmanýn büyüsünü yaratýyorlar. Yollarýn, hümayun gecelere açýlýyor ama ruhun kapanýyor.

Ve ben zannediyordum ki bir baþka köþede, bir baþka kýrýk ney sesi senin için aðlýyor. Ben sana aðlýyorum. O sana aðlýyor. Sen ona ve bana aðlýyorsun. Fakat neticede hep var olan güzel bir þey için aðlýyoruz.

Gözlerin gözlerime böyle umarsýz ve böyle soðuk ve böyle yabancý açýlmazdan evvel bütün bunlarýn var olduðunu zannediyordum.

Bütün bu duvarlar canlýydýlar. Hep bana bir þeyler anlattýlar. Þu tezgahýn üzerinde günde üç öðün yemeðiniz yer alýrdý. Þuradaki çinili ocakta sizi ýsýtan ateþ kilitliydi. Þurada þarkýlar söylüyor, þurada özlüyor, þurada bir kuþ olup sýlaya uçmayý diliyor, þurada kýskanýyor ve þurada aðlýyordunuz. Þurada Sadullah Aða, Mihriban'ý seviyordu. Kimdim ben?

Belki Sadullah'ýn sesindeki hicran yarasý, boynundaki ilmik.

Kim bilir belki de elindeki ney ile kendisini müdafaaya çalýþan bir Selim.

Belki anahtar deliklerine kadar kurþun dökülerek hücreye dönüþtürülen dairesinde, daire ne, odasýnda, sabahlara kadar feryad ederek harem halkým bîzar eden bir ibrahim.

Belki onun katli için hücreye dalan dilsiz ve saðýrlardan biri de bendim.

Ne ise, ama bir bütündüm.

Çünkü senin var olduðunu zannediyordum.

Belki bir havuzun mermerine çarparak güzelim sað þakaðý yaralanan da bendim.

Artýk bilmiyorum, artýk ayýramýyorum. Fakat bütün bu duvarlar vardýlar,

Zamanlara mekanlara ve kiþiliklere yayýldým.

Þimdi artýk bütün bunlar yok, biliyorum. Belki de hiç var olmadýlar.

Biz seninle birbirimizi çýlgýn bir ateþ ve kan deryasýnýn ortasýnda görmedik. Kendimizce sevmedik. Aþký, acýyý, sadakati, ahde vefayý ve vefasýzlýðý hiç tatmadýk.

Þu gözlerin, þu kocaman ve boþ gözler, bütün bunlarý bir anda hem de hiçbir gayret sarfetmeksizin nasýl da haykýrdý? O gözlerde istiðna var, yalan bile deðil. Yeter, diyen gözlerin, býrak arkamýzý, diyen gözlerin.

Ben ki senin ardýndan asýrlarca gelmedim mi? Seninle þu eyvanýn önünde ruhlarýmýz kendince sevgilerle defalarca kucaklaþmadý mý?

Bütün bunlarýn var olduðuna nasýl da inanmýþtým. Oysa demek yoktular. Bir zamanlar dahi yokmuþtular.

Akþam inmeye döndü. Ilýk bir rüzgar, ince bir yaðmur. Temmuz sýcaðý hafifledi. Uzaklardan bekçilerin düdükleri. Müzenin, evet þimdi müze, boþaltýlmasý gerek. Islanmaya hakkým kalmadý. Kendimi ortaya koymak için sebebim de kalmadý.

Þimdi eve, o tahta karyolaya dönecek ve ilk iþ olarak bütün o asýrlýk hikayeleri yakacaðým.
Bir gün gelir de bir daha kendimi ortaya koyma arzusunu duyarsam eðer, ortaya koyacak hiçbir þeyim kalmamýþ olduðunu farketmem için bu.

Seni bütün zavallýlýðýn, çýplaklýðýn ve yalnýzlýðýnla farkettim.

Yetmeli, doðru, istesem de gelemem artýk. Çünkü sende beni bana iade edecek, beni bir araya getirecek kaabiliyet yok.

Sen o deðilsin ve hiç var olmadýn.

Hayret, demek bir yerlerde akþamlar kurþunî renkli kubbelere inmiyor artýk. Bir yerlerde buz grisi akþamlara ramazan rüyalarý sinmiyor. Hepsi yüzünü Bab-ý Hümayun'a dönmüþ ifrit yuvasý Yeniçeriler mahþerî bir uðultuyla dalgalanmýyorlar. Palalarý parýldamýyor. Murad-ý salis, Sepetçi köþküne inmiyor, bîmarým ey ecel bu gece bekleyen þarkýsýný hanende ve sazendelerden istemiyor. Donanmanýn selam toplarýndan, köþkün camlarý kýrýlmýyor ve Hünkar, gözleri dolarak ölümün nefesini ense kökünde hissetmiyor. Filhakika bir kaç gün sonra ölmüyor.

Bütün bunlar, bütün bunlara benzer bir sürü hayat, topyekün ve yekpare yaþanmýyor. Bütün bunlara takýlýp, aralarýnda kaybolmuyorum. Ne feci kader, güne kalmýþ tek ve son örnek.

Hepsinin sorumluluðunu ben üstlenmiyorum, hepsinin hesabým ben tutmuyorum. Aralarýnda boðulmuyorum. Aralarýnda gözlerim, kulaklarým ve dillerim tutulmuyor.

Çýldýrmak üzere olan artýk ben deðilim.

Zavallý odamdan dýþarý fýrlayýp, geceler boyu baðýrmak, geceler boyu haykýrmak, camlan bu defa ben aþaðý almak istemiyorum. Sepetçi köþkünün yýkýntýlarý benim omuzlarýmda deðil.

Denizlere, yüzmesini bilmediðim denizlere dalmak istemiyorum artýk.

Keþke istiðna olsaydý. Keþke rakîbi araya soksaydýn, alýþýktým. Vefasýzlýðýndan yakýnsaydým. Sana bir bütün geçmiþi hatýrlatmaya çalýþsaydým. O zaman, hiç olmazsa, varlýk tehlikeye düþmezdi.[

Haným sultanýn karþýsýnda birlikte diz çökseydik keþke. Hangi kafeslerden, hangi kapýlarýn arkalarýndan verildiði belli olmayan meþ'um emirler gelseydi üzerimize.

Bütün teþrifatý birlikte alt üst etseydik.

Birlikte ürperseydik.

Bu zamansýz, bu mekânsýz, bu karmakarýþýk, bu saçma sapan hikayeyi, bu bir türlü mana toplayamayan romaný birlikte tekrarlasaydýk.

Yaðmur baþladý hiç olmamýþ sevgilim.

Görüyor musun bir yerlerden bilmem ama bu hikayenin sonu gelmeli artýk.

Yaðmur baþladý.

Bütün o taþlar, taþlýklar, duvarlar, kuleler, kubbeler, dolaplar, hamamlar ve hücreler, aydýnlýðým içimin yangýnýndan ve ezikliðinden alarak yaðlý bir kara ile tutuþmuþ kandiller, yaðmurun altýnda sýrýlsýklam.

Hepsi bir zamanlar üzerlerinde katledilmiþ ruhlarý ve bedenleri, hepsi üzerlerinde bir zamanlar gezinmiþ güvercin ayaklarý ve onlara tapýnanlarý, hepsi bütün iliklerine kadar sýçramýþ aþk, kan ve göz yaþlarým kustular.

Hepsi sað þakaðýndan yaralý, hepsinin boynundan kan damlýyor. Hepsi dilsiz, kör ve saðýr. Hepsinin ipi cellat elinde.

Söylemek istediðim onca söz, anlatmak istediðim onca þey, toplamak ve birleþtirmek istediðim bir bütün varlýk artýk içime sýðmýyor.

Onu artýk taþýmak imkansýza dönüþtü. Bütün o kubbeler, o kuleler, o dehliz ve dolaplar, o hamam ve taþlar ve taþlýklar yaðmur altýnda yaralý.

Bana fýsýldayacaklarý ne kaldý? Kimdiler ve neredeydiler? Nerelerde unutulmuþtuk? Nerelerden toplayamadýlar bizi?

Yaðmur yaralý.

Güller vuruldu.

Bu hikayenin artýk sonu gelmeli hiç olmamýþ sevgilim...

Nazan Bekiroðlu
_________________


"sen bu satýrlarý okurken ben çok uzaklarda olacaðým” ýn çok ötesinde benim hikayem.. çünkü sen bu satýrlarý okumadan önce de ben çok uzaklardaydým…



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn sevgi ve aþk kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Özledim Demek Bu
Hoþgeldin Yüreðime
Yine..
Yüreði Aþka Dipnot Dost
Canparçam
Sensizlik Med Ceziri

Yazarýn deneme ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Ateþ Dansý
Say ki, bu kadýn gitti..
Gün Baþlar Günaydýnlýðýn Deðerdi Üstüme...
Sadece Sevdim
Sana Geldim Ýstanbul
Ýstanbul'um Sevgilim
Mutluluk
Þimdi..
Bilirim Hayat...
Yüreðimdeki Manifesto

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Acýlarýmý Unutturacak Kadar Çoðalacak Gidiþin [Þiir]
Yað Ýçime Nurum [Þiir]
Küçücük [Þiir]
Önce Sana [Þiir]
Yok kalaným [Þiir]


Ýlknur Ýpek kimdir?

GECE,TEN,AÞK,YÜREK SÖKÜÐÜ MASAL SÝYAHI ÝHANETLER ,YANGINLARIN GÖKKUÞAÐI VE BEN

Etkilendiði Yazarlar:
AHMET ALTAN, MURATHAN MUNGAN, ELÝF ÞAFAK, NAZAN BEKÝROÐLU


yazardan son gelenler

bu yazýnýn yer aldýðý
kütüphaneler


 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Ýlknur Ýpek, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.