İnsanın her anının bir yansıması vardır hayata.Kimileri şarkı söyler,kimileri ağlar,kimileri tarih yapar,kimileri kavga eder kimileride yansımalarını iklimindeki çoşkularını,hüzünlerini,sevinçlerini kaleme alır.Fakat söz ve yazının yerini hiçbir yoğunluk,hiçbir hareket alamamıştır. Gönlünü,ruhunu kağıda döken hiç kimse birileri benide okusun ,bende bu pastada söz sahibi olayın diyerek yazı yazmamıştır.Yazanlarsa yalan olmuş unutulmuşlardır..Kalemini dansettiren sözün sultanları sözleri sahiline çıkarılmış tılsımlı inciler gibi aç gönüllere saçarlar karşılıksız. Nezâket, zerâfet ve haddeden geçen insanın hayat tarzını, yaşama üslûbunu sözler anlatır.İnsandaki anlatım gücü ifade zevki bugüne kadar hep edebiyatın gizemli havasında gelişmiş,ruhlarda makes bulmuş, düşünce ve gönül varidatını sözlü yada yazılı ifade etmiştir.Dünyanı en zor işide duygularını bir şekilde ifade etmek olsa gerek.Bunun en kalıcı yönü ise kaleme sarılmak,sayfalarla hasbihal etmek,rikkatli gönülleri yüzleri okşayıcı bir rüzgar esintisiyle okuyucuya ulaştırmaktır..Yazmak tutkudur öyle bir aşktır ki her anı dört mevsim yaşarsınız.Sizinle beraber üşürler,sizinle beraber ısınır duygular.Satırlarda makes bulur onca yaşanmışlık ve yaşanacak her şey.Acılarımızı teselli ederiz onunla,sevinçlerimizi büyütürüz her bir harfte,satırda.İnsanın hayatının beklide cevaplaması en güç sorgusudur neden yazıyorum sorusu.Sözün Sultanları olan edebiyatçılar alkış aldıkları kitlelerin ruhunu yansıtır satırlara.Onlara güven duyulur,sevilir,takdir edilir.Onların tek sermayesidir kendini ifade edip başkalarına tercüman olabilmek.Sağnak sağnak yağarlar sözlerin,duyguların odağına.Yıldızlara erişebilmek için yazarlar sözün süvarileri,lahuti alemde dans eden kalemlerle buluşmak için,sevgi için sevda için,aşk için yazarlar.Hazana yürekleriyle sırılsıklam olmak için yazarlar.Ben mi neden yazıyorum. Yağmura sevdalıyım dostlarım.Sevdalarımı yazıyorum.
|