Ne zaman yazsam, hep aynı cümlede duruyorsun
Sana ne zaman yazmaya karar verdim, hatırlamıyorum. Belki de içime attığım ilk cümlede başlamıştı bu yazı…
"Her şeyin bir sonu vardır, bu yüzden hiçbir şeye başlamamalısın." - Samuel Beckett"
"Her şeyin bir sonu vardır, bu yüzden hiçbir şeye başlamamalısın." - Samuel Beckett"
Sana ne zaman yazmaya karar verdim, hatırlamıyorum. Belki de içime attığım ilk cümlede başlamıştı bu yazı…
Bu kadar mı kötüydüm sende hiç bilemedim? / Gözlerinin ucundan bile geçemedim mi
Ben sevilmeyi en çok hak ettiğim yerden kanadım hep. / Bir yara değil,
Sen hiç denemedin beni sevmeyi. / Hiç elini uzatmadın gözümün içine bakarak, “buradayım”
Bu metin, modern insanın gerçeklik algısındaki çarpıklığı eleştiriyor. Görmek yerine duymaya inanıyoruz, sahte dostlukları gerçek sanıyoruz. Herkes bir maske takıyor ama kimse bunu kabul etmiyor. Yalanlar o kadar süslü ki gerçekleri göremiyoruz. En çok güvendiğimiz kişiler tarafından yaralanıyoruz. Çağımızın en büyük yanılgısı: görünüşe aldanmak ve içi boş ilişkilere
BU NASIL AŞK: DOKUNAMIYORSUN, KOKLAYAMIYORSUN / Bazı aşklar var, içinde olup da uzağında
Sessizliğin içinden gelen bir ses var… Adını kimse koyamaz, tarifi yoktur. Ama herkes bir kere duymuştur
Çocukların sessizce yaşadığı yalnızlığın içsel dünyasına dokunulan bu metin, görünmez olmanın acısını ve duyulmayan seslerin çığlığını anlatıyor. Kalabalıklar içinde bile tek başına büyüyen bir çocuğun hayali arkadaşlarla kurduğu dünya, yetişkinlerin göremediği bir gerçekliğe dönüşüyor. Gecenin sessizliğinde herkesin biraz yalnız olduğu anlarda teselli bulan çocuk, hâlâ umutla bekliyor; birileri
Kitapların arasına koyup da unuttuğum yıllarım var benim. / Kendimi ararken kaybettiğim sokaklarım…
Modern hayatın getirdiği yorgunluğun içten bir anlatımı. Beklentiler, baskılar ve zorunluluklarla dolu bir dünyada, içimizdeki çocuksu merakın ve hayallerin nasıl köreltildiğini samimi bir dille ifade ediyor. Bir zamanlar hayatın küçük detaylarında bulduğumuz mutluluğun uzaklaşmasını ve gündelik yaşamın koşturmacasında kaybolan benliğimizin hikâyesini anlatıyor.
Bazı sabahlar, uyanınca içimde tanımlayamadığım bir boşluk olur. Sanki biri, gece sessizce hayatımdan bir parça alıp
Geçmişte yaşadıklarıma artık üzülmüyorum. / Ama… / Bazen daralıyorum içten içe. / Bazen nefes almakta zorlanıyorum.
Her aklıma düştüğünde.. / Kaderime nakış nakış ördüğümsün / Bir
Baharım / Kök saldığım / Sağanaklar halinde yağarsın gönlüme
Dayanılmazlığın en yoğun saatlerinde yazıyorum bu satırları. / Vakit, ne gece ne gündüz… İçimde zamanın bile
Dostum.... Ne büyük bir sızıymış, hasretle yanmak... Ne ağırmış sevdiğinden bir damla vefa görememek. Ama yine
Şimdi bir çaresizliğin pençesinde can çekişirken ruhum / Gözlerim buğulu yüreğim ağıtlı sana
Dünyanın en güzel duygusuymuş seni sevmek / Derinden sessiz /
Öyle bir hüzün ki içimde… / Anlatınca geçecek türden değil. / Kelimeler yetmiyor, sustukça büyüyor. /
Sözlerim gönlümü ifadede yetersiz / Gönlüm çaresizliğime takılıp kalıyor... /
Bir Savaşçıdır Kalbim...
İsmim İbrahim Suha
1975'in soğuk Ocak ayında dünyaya geldim.İlk orta ve lise çağlarım İstanbulda geçti.Üniversiteyi Pamir Dağlarının eteklerinde okudum.
Muhabbetle...
İstanbul
Deneme,şiir
ÜMiT YASAR OGUZCAN-MURATHAN MUNGAN -ALİ ÇOLAK-SUNAY AKIN-CAN YÜCEL-AHMED ARiF-ÖZDEMİR ASAF-BARIŞ KURAN-İBRAHİM TENEKECİ-ATİLLA İLHAN-MEHMET ERDOĞAN-ALEV ALATLI-Birkan Askan-Binnur Edisan
Sözün Sultanlarının yanında benim tarzım edebe uyup susmak olur...