Genç Ölmek
(erhan bayraktutan) 15 Ocak 2010 |
Erotik |
| |
Hovardalıkla geçmiş bir hayatın hazin sonu. |
|
Tren ve Çocuk
(erhan bayraktutan) 16 Ocak 2010 |
Kent |
| |
Evleri tren istasyonuna yakındı. Derslerini bitirdiğinde, hikaye kitaplarını okur ondan da canı sıkıldığında soluğu istasyonda alırdı. Trenlerin varış ve kalkış saatleri ezberindeydi. Trenlerin varış saatine beş dakika kala istasyona gelir, salonda oyalanırdı. Salondaki berber dükkanını pek severdi. Berberin müşterinin saçını kesmesini, usturayı masatlamasını, sabunu köpürtmesini ilgiyle izlerdi.
|
|
Bir Tarz-ı Muhabbet
(erhan bayraktutan) 22 Ocak 2010 |
Anı |
| |
Ben genelde içki içmek için birahaneleri tercih ederdim. En çok uğradığım yer mahalleme yakın bir yerdeydi. Adının hala unutmadım. “Köylüm Birahanesi”. Adı müşteri profiline uygundu. Burası alt sınıfın, avamın, alttakilerin mekanıydı. Köyden kente gelen insanlar burada birasını içiyor, akşam da köyün otobüsüyle köyüne dönüyorlardı. İşsiz, fakir gençler burada buluşuyorlardı. |
|
Şairler Ülkesi Bahar Bekliyor
(erhan bayraktutan) 3 Şubat 2010 |
Kent |
| |
Yıl 2002. Aralık ayının on ikinci günü. Soğuk bir Ankara akşamı. Caddeler insan kalabalığıyla dolu. İnsanlar işlerinden çıkmış evlerine varma telaşındalar. Orta boylu,orta yaşlı, esmer,bıyıklı bir adam eski paltosunun yakalarını soğuktan korunmak için kaldırmış Mamak Metro İstasyonuna doğru dalgın dalgın yürüyordu. Elinde bir poşet vardı. Poşetin içinde de yirmi günlük oğluna aldığı bebek maması.
|
|
Pankart Asılacak! As!
(erhan bayraktutan) 15 Eylül 2010 |
Bireysel |
| |
İstanbul’da bir iş merkezinin çatısına asılan referandumla ilgili pankart (üzerinde başbakanın resmi bulunuyordu ) fırtına şeklinde esen rüzgardan yırtılmış, bir kısmı kopmuş vaziyette iş merkezinin duvarına hızlı hızlı vurup duruyordu.
Pankartı hazırlayan şirkete bir ihbarla gelmişti bu haber. Vakit gece yarısına yaklaşıyordu, hava kararmıştı, rüzgar şiddetli esmesine devam ediyordu vs. vs. Bunlar önemli değildi müdür için. Fırtınanın etkisiyle ikiye ayrılmış şey, pankart değil sanki bayraktı. Yere düşmüş bayrak nasıl hemen yerden alınıp eski yerine koyulursa bu pankartta her ne güçlük olursa olsun yerine koyulmalıydı.
|
|
Yaş, Yirmi Dokuz
(erhan bayraktutan) 23 Eylül 2010 |
Bireysel |
| |
Suat güneydoğu sınırında bir ilçede çalışıyordu. Memurdu. Askerlik hizmeti dahil beş yıl olmuştu geleli bu bakımsız, geri kalmış sınır kasabasına. Doğuda büyük bir şehirde doğmuştu. Sıcağa alışkın değildi. Memleketinde yazın bile insanı serinleten bir rüzgar olurdu. Burası öğle değildi. Boğucu, kavurucu bir sıcak vardı bu kasabada. |
|
Koleksiyoncu Amca
(erhan bayraktutan) 21 Aralık 2010 |
Anı |
| |
1991 ile 1998 yılları arasında memuriyet görevim nedeniyle Bayburt’ta yaşadım. İşyerimiz Bayburt’un Erzurum yönünde girişinde şehir merkezine üç, dört km uzaktaydı. Misafirhanemiz de aynı işyeri içindeydi. Mesai arkadaşlarım genelde göreve yeni başlamış, bekar arkadaşlardan oluşuyordu. Misafirhanede akşamları yemek çıkmadığından dolayı yemek yemek için topluca şehre giderdik.
|
|
İstanbul'un Kedisi
(erhan bayraktutan) 7 Kasım 2014 |
Anı |
| |
İstanbul'da geçen bir öykü.Bir parkta oturan iki insanın (aralarında da bir kedi) sohbeti. |
|
|
Yazana zahmet vermeyen yazı okuyana da zevk vermez.Samuell Johnson
|
|