Düş (Ün) Sel Tören
(Hatice Öztürk) 2 Şubat 2008 |
Beklenmedik |
| |
Bir de göremediklerini düşündü. Onları da yazmak istedi, üstü kapalı da olsa onlara da gönderme yapmak istedi, hiç değilse az buçuk ferahlamak adına. Olmadı. Görünmeyenleri, görmek istediklerini, görebilmek başarısına erişemediklerini, bir de görüp görmezlikten geldiklerini… |
|
Bir Küçük Serencam
(Hatice Öztürk) 27 Temmuz 2008 |
Beklenmedik |
| |
Güzel ve zarif olduğuna çoktan karar vermiş olmamla ayak bileklerini merak etmiyorum bile… Yüz hatları ne kadar düzgün, ağzı burnu ne muntazam. Çekiciliğine rağmen yanına kimsenin yaklaşamadığına bahse girerim. Çünkü güzel gözlerin elasından bile kızgınlık, hırs, inatçılık eksik olmamış hiç. |
|
Bir Mağlup, Bir Galip
(Hatice Öztürk) 22 Ekim 2008 |
Beklenmedik |
| |
Herkesin bir öyküsü var. İşte o öyküleri bilmeyi istedim ben sadece, çocukken de, 15–16 yaşında bıyıkları henüz terleyen bir delikanlıyken de meraklıydım hikâyelere. O yüzden farklı insanlarla tanışmayı çok severdim. Tanışma konusunda da şimdikinden çok daha iyi olduğum çevremdeki insanların sayısına bakılacak olursa gün gibi ortada. |
|
Alacakaranlık
(Hatice Öztürk) 25 Şubat 2011 |
Beklenmedik |
| |
Hiç olmadığım kadar kötüyüm…
Beynimdeki ve yüreğimdeki bütün yüzlerin bir ölünün yüzüne dönüşmesi ve o ölüyü bu kadar özlüyor, “onu” özlemek eylemini de bu kadar garipsiyor olmam kaldırabileceğim bir durum değil sanırım. Yılların yorgunluğu bir gecede üstüme çökerken benim aslında ona ne kadar âşık olduğum söyleniyor çevremde. Ona olan aşkım yüzünden sararıp solmuşum o gittikten sonra. Ne kadar vefalı bir eşmişim!
|
|
|
...
Sevmiyorum dopdoluymuş gibi görünen bomboş kelimeleri, cümleleri. Görkemli laflar etmeyin bana. Samimi bir çift söz edin de, fazla muhabbet tez ayrılık getirmesin. Çabuk tüketmeyin çabucak tükenebilenleri... Hiç tükenmesin, yenilesin kendini, çoğalsın paylaştıkça ki farkımız olsun cümle âlemden.
Hatice
|
|