Sokak...
(Hatice Öztürk) 16 Şubat 2007 |
Günlük Olaylar |
| |
Bir ses duyuyorum çok uzaktan...
Sonu mutlu biten kaliteli bir romantik komedi filmi izlemişizdir...
Bir şeyler bulmuşuzdur kendimizden, mutlu olmamıza yetmiştir ya hani...
Filmin bitiminde kadife sesli, sesi sanki uzaktan gelen bir erkek şarkıcı yalnızca gitar eşliğinde söyler şarkıyı. Müzik akar gider, film biter...
Arkasında huzur bırakan bir romantik komedi filmi gibi bu sokağı izlemek...
|
|
Düşündüm Düşümden Ayrı Kaldım
(Hatice Öztürk) 11 Mart 2007 |
Düşler |
| |
Kuşlar kanat çırpsa, gözümün bakmaya yetmediği engin denizin üstünde. Hafif bir rüzgâr esse ama üşütmese…
Üşütse bile, bir bardak sıcak çaya sığınmalıyım, üşüdükçe daha sıkı kavramalıyım bardağı…
Hüsnü Arkan’ın sesini duysam arada bir:
Bir dokun bin ah dinle, döner dünya dert içinde
Âdemoğlu nisyan ile biz isyan ile...
|
|
Soru İşareti Seviyorum Seni!
(Hatice Öztürk) 21 Mart 2007 |
Yaşam |
| |
İyimserlik de bazen aşılması güç tehlikeli durumlar yaratabiliyor. Hayal kırıklıkları gibi...
Hayal kurarken kötümser olunur mu hiç? Kimin hayallerinde kötüler kazanır ki... Hayallerinde kötüleri kazandıranlar ya kötüler ya da hayal değil başka şeyler kuruyor olabilirler. Bazıları ise iyilerin yalnızca hayal dünyalarında kazandıklarını söyleyebilirler.
|
|
Kurmaca
(Hatice Öztürk) 8 Nisan 2007 |
Yüzleşme |
| |
Yüklemler yerini beğenmiyor, özne zaten eksik. Madem öyle tümleçleri de boşa harcamayalım. Tümleçlerle anlaşamadığı zamanları oluyor insanın. Sorulmayan şeyleri söylüyor bazen tümleçler. “Şimdi onu sorduk mu?” demek geliyor insanın içinden. Sorulmayan şeyleri duymak tahammül edilmesi gereken bir durum oluyor bazen. |
|
Basitliğin İçindeki Karmaşa
(Hatice Öztürk) 26 Nisan 2007 |
Yüzleşme |
| |
Şeffaf, temiz, pembemsi bir rengin içinde, tam ortada bir koyuluk var. Gittikçe büyüyor mu ne? İzin vermemem lazım… Bazı şeyler izin almıyor gerçekleşmek için. Geleceğini bilmek bir işe yaramıyor ki. |
|
Hayat Dediğin (1)
(Hatice Öztürk) 28 Mayıs 2007 |
Yaşam |
| |
Hayat dediğin, bencil olduğunu fark etme erdemine ulaşmaktır. |
|
Biz, Yazarken...
(Hatice Öztürk) 7 Temmuz 2007 |
Yaşam |
| |
Potansiyel bencil değil miyiz bizler? Doğuştan getirmiyor muyuz bu özelliğimizi? En çok kendimizi ve bize ait olanları önemsemez miyiz aslında? En çok kendi düşüncelerimizi, kendi ailemizi, kendi vatanımı, dostlarımızı, sevdiklerimizi… |
|
Büyümeye Çalışırken...
(Hatice Öztürk) 2 Ekim 2007 |
Yaşam |
| |
Yüreğinin dolup taşması karşısında, dudaklarından dökülemeyen iki çift sözcüğün şaşkınlığı ve mahcubiyetidir zor olan, susmaktır mecburiyetten; genelde kelimelerle iyi anlaşmana rağmen, onlara söz geçirememektir bir türlü. |
|
Kent Parçaları
(Hatice Öztürk) 25 Şubat 2011 |
Yaşam |
| |
Sokaklar, caddeler, evler, çocuklar ve ıslak yavru kediler. Savunmasızlığına, terk edilmişliğine, acınası hallerine ve soğuk kaldırım taşlarına bakmalıyım kentin, ilk kez görüyormuşçasına. Yaralarına dokunmalıyım tek tek, keşfetmeliyim. Parçalara yüzümü sürmeliyim, karışmalı gözyaşlarımız. |
|
|
...
Sevmiyorum dopdoluymuş gibi görünen bomboş kelimeleri, cümleleri. Görkemli laflar etmeyin bana. Samimi bir çift söz edin de, fazla muhabbet tez ayrılık getirmesin. Çabuk tüketmeyin çabucak tükenebilenleri... Hiç tükenmesin, yenilesin kendini, çoğalsın paylaştıkça ki farkımız olsun cümle âlemden.
Hatice
|
|