Dünyayı isteyen bilime sarılsın, ahireti isteyen bilime sarılsın; hem dünyayı hem ahireti isteyen yine bilime sarılsın" -Hz. Muhammed |
|
||||||||||
|
Yahya Kemal Beyatlı gibi 7 yıl düşünecek kadar vaktim yok… Su… Evet, bu olabilir. Yazmak bazen fena halde susamışken, bir bardak soğuk suyu nefes almadan içmek gibi… Rahatlık var sonunda. Huzur meraklıları içinse bir miktar huzur içerir H2O. Bu yazıyı devam ettirebilirsem eğer, bir miktar huzur ve rahatlık bırakabilecek sonunda eminim. Fakat bu yazı az sonra herhangi bir aksilik ya da ani bir sessizlik sonucu olduğu yerde kalabilir. Aksilikler hayatımın bir parçası olmaktan da öte şu sıralar. Fazlasıyla hatırladıklarımın bedelini ödüyorum olur olmaz şeyleri unutarak. Sebep bulma meraklısı olmanın zararları ilk kez baş gösteriyor belki hayatımda. Her şey o kadar sebepsiz gerçekleşiyor ki. Sebep aramak imkânsızlaşıyor. Alışkanlıklardan çabuk vazgeçmek ise huyum değil! Şeffaf, temiz, pembemsi bir rengin içinde, tam ortada bir koyuluk var. Gittikçe büyüyor mu ne? İzin vermemem lazım… Bazı şeyler izin almıyor gerçekleşmek için. Geleceğini bilmek bir işe yaramıyor ki. Dudağını kıpkırmızıya boyamış bir kız konuşuyor. “19 yaşındayım ben…” Bir nefes çekiyor elindeki sigaradan, tırnakları da kan kırmızı… “Kuruntuları yüzünden bitti, kendisi bitirdi…” içine çektiği dumanı verirken adi aşk hikâyesini anlatıyor. Adi aşk hikâyelerini duymak sıradanlaştı artık. Şaşırmıyorum da, bir an önce çıkıp gitmek istiyorum oradan. Koşa koşa uzaklaşmak istiyorum, nereye uzaklaşacağımı merak ediyorum. Kırmızı dudaklı kız konuşuyor hala, kelimeleri öyle bir yayıyor ki konuşmak değil onunki… Susturmak istiyorum. Burası neresi diye bakıyorum. Uzaydan gelmiş gibiyim. Birileri başka birilerini suçluyor. Potansiyel öfkeli herkes. Öfkelerimizin ortaklığına rağmen paylaşmayı aklımızın ucundan geçirmiyoruz. Birbirine patlayan insanlar zinciri. Sen de bir halkasın, ben de… Saçlarını erkek gibi kestirmiş, mavi gözlü kızın bakışlarındaki temizliği fark ediyorum. Hareketlerindeki sertlik nereden yadigâr kalmış merak ediyorum, ama soramıyorum. Öğretmen olacakmış… Artık nereye atanırsa… Onun da elinde sigara var. Kaşları incecik, neredeyse yok. “Son sınıftayım” diyor kırmızı dudaklı kıza. Korkuyorum… Birileri hala basit yaşamaya çalışıyor karmaşıklığa aldırmadan. Basit yaşamak çok zor… Bunu tek başlarına başarabildiklerini sanmıyorum. Şans faktörünü atlamamak lazım. Başka birileri basit yaşamaya özenerek karmaşıklıktan alamıyor kendini. Hala neye şaşırıyorlar çok merak ediyorum. Şaşıracak daha ne var onu da merak ediyorum… Bununla birlikte daha fazla şaşırmak da istemiyorum. Bu arada şaşırıp şaşırmamış gibi davrananlara “hesapçı” demekten kendimi alamıyorum. Aynı zamanda adi aşk hikâyeleri, entrikalar ve oyunlar duymak, görmek istemiyorum. Şeffaf, temiz, pembemsi rengin ortasındaki koyuluğu da kontrol altına almak istiyorum. Basit yaşamak istiyorum sadece…
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Hatice Öztürk, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |