Burda İş Bankası Şubesi Var Mı?!
(Celal Çelik) 20 Aralık 2007 |
Aşk ve Romantizm |
| |
Bir ülkeye savaş ilân eder gibi, bütün hesaplarımı gözden geçirmiş, cephaneliğimi kontrol etmiş, bütün hazırlıklarımı tamamlamıştım. Birkaç defa yutkunup boğazımı çalıştırdım. Gereksiz biçimde öksürdüm. Derin bir nefes alıp verdim, ancak tam en iyisini seçtiğime karar verdiğim o büyülü sözleri söyleyecekken nedense son anda karar değiştirdim ve ağzımdan şu çok derin anlamlı ve çok lüzumlu soru döküldü!: “Burada İş Bankası şubesi var mı?!”... Otobüsteydik!.. |
|
Tuhaf Hikayeler
(Celal Çelik) 11 Aralık 2007 |
Beklenmedik |
| |
Koltuğunda sağa sola dönüp durdu. Sonra eline bir kalem bir de kâğıt aldı. Bir şeyler yazdı, üstünü karaladı. Kenarına yıldızlar, çiçekler çizdi, sonra onları da sildi. Geometrik şekiller çizmeye başladı; birbiri içine geçen çemberler, elipsler, küme simgeleri, piktogramlar, ideogramlar, fraktaller, komik insan yüzleri, kirpiksiz gözler, dişsiz ağızlar, kulaksız kafalar... Sonra çizmekten de sıkıldı. Kâğıdı katlayıp uçak yaptı. Rastgele fırlattı. |
|
Ruh Dökümü
(Celal Çelik) 4 Mayıs 2008 |
Bireysel |
| |
Vazgeçtim. “Hayat” dediğin uzun bir intihardan başka neydi ki zaten. Tek farkı yavaş yavaş gerçekleşmesi ve ölmek için senin ek bir çaba göstermene gerek bırakmamasıydı. |
|
Seymour Glass Niçin İntihar Etti?
(Celal Çelik) 6 Haziran 2008 |
İronik |
| |
" - Çünkü zurna sesine alerjim var. Kaşınıyorum zurna sesi duyunca!" dedi adam, bir çocuğun hiç yoktan huysuzlanması gibi.
" - Davul zurna mı kaldı düğünlerde allasen? Zaten nikah töreni; düğün değil"
" - Şart değil, nikah düğün otomatikman zurnayı çağrıştırıyor bana! Bak başladım bile kaşınmaya! |
|
|
Hep unuturum aklımın yasaklarını ve yeniden başlarım, “yoruldum” diye çırpınan bir kalbin yakarılarını hiç dinlemeden. Oysa ne çok yemin etmişimdir. Ne kızgın demirlerle dağlamışım sinir uçlarımı. Ne ağır perdeler çekmişimdir gözüme. Kör olsun diye içimin kuyularına taş doldurmuşum nice zamandır. yalnızca taş değil, ne bulduysam atmışım. Kırık düşler, sessiz ağıtlar, kaybedişler, kayboluşlar, kül, yangın sonraları, cam kırıkları, güz manzaraları... Ne derinlikmiş; hâlâ göremedim dibini...
|
|