Seviyorum, öyleyse varým. -Unamuno |
|
||||||||||
|
'Yaþamak nedir?' diye sordu kendi kendine. Çok severdi böyle cevabýný bilmediði sorularý cevaplamak için saatlerce uðraþmayý. Sahi yaþamýþ mýydý kendi hayatýný. Yüzü solgundu. Hocasý tarafýndan sözlüye kalkan o 'tembel' çocuk gibiydi. Utanmýþtý... Neye karþý utandýðýný bilmiyordu. Belki de Tanrý'ya karþý utanýyordu. Çocuk olmuþ muydu?, Sevmiþ miydi hiç bilmiyordu. Sessizliði bozan makinenin sesi onu rahatsýz etmeye baþlamýþtý. Aslýnda onu rahatsýz eden o ses deðildi, onu rahatsýz eden yavaþ yavaþ hayatýnýn son bulmasýydý. Ailesini düþündü, 'Bu son yolculuðumda yapayalnýzým'. Babasýnýn küçük bir dükkaný vardý. Fakir deðillerdi belki ama zenginde sayýlmazlardý. Tek çocuktu. Annesi orta boylu, kilolu, þeker mi þeker bir kadýndý. Babasýnýn güldüðünü hiç hatýrlamýyordu. Gerçi babasý hakkýnda hatýrladýðý tek þey sigara içip aklýna gelen her þeye küfür etmesiydi. Annesi, onu hiç unutamýyordu. O bir melekti... Bir gün sýnýfta bir öðrenci 'Hocam melekler nasýl?' diye sormuþtu. Öðretmen de 'Kanatlarý olan, çok güzel þeker mi þeker, bembeyaz varlýklar.' demiþti. O gün, eve önceki günlere göre daha hýzlý gitmeye çalýþýyordu. Annesini görmesi lazýmdý. Acaba annesinin de kanatlarý var mýydý? Eve girdiðinde annesine koþtu ama annesinde kanat felan yoktu. 'Anne kanatlarýn nerede?' diye sorduðunda annesinin cevabý onu çok üzmüþtü. 'Benim kanatlarý yok ki caným oðlum.' Ne yani þimdi annesi melek deðil miydi? Hayýr annesi elbette melekti, hoca yanlýþ biliyordu. Gülümsedi, Cevdet. Çocukluðundan kalan tek aný buydu. Tekrar yaþamak istedi bir an. 'Keþke' dedi. 'Keþke bir þansým daha olsaydý da hayatý baþtan yaþasaydým. Çocuk olsaydým, doyasýya koþup, horoz þekerlerinden yeseydim. Babamýn kýzacaðýný bilmeme raðmen ona sarýlýp öpseydim onu.' Oysa unuttuðu bir þey vardý. Keþke treni hep boþ geçmiþti duraklardan. Gitmesine çok az kalmýþtý. Yüzünde yaþayamamýþ olmanýn piþmanlýðý vardý. Gidiyordu arkasýnda bir kaç küçük not, bir þiir kitabý ve denemeler býrakýyordu. Ama ne iþe yaradý ki. Doðduðunda da tanýnmýyordu ölürken de tanýnmayacaktý. Gözlerinden dökülen yaþlar tam çarþafa düþecekti ki bir þey duruyordu karþýsýnda. Neydi bu, kimdi? Gerçi anlatsa da anlamazdý kimse. 'Galiba ölmeden önce gelecek olan melek buymuþ' dedi. Odanýn sessizliðini belli aralýklarda bozan o makina, durmadan ötmeye baþlamýþtý. Odaya onlarca insan koþtu ama boþuna. Ölmüþ bedenin raporunu yazmalarý gerekiyordu. Cevdet bilseydi bunu, mutlu olurdu. Ýlk kez adýný birçok insan duyuyordu: Cevdet Günbak! Cesedi kimsesizler mezarlýðýna gömdüler. Bir hoca ve bir kaç adam tabutu sýrtladý, dualar okundu, sýrf 'adet yerini bulsun' diye. Cevdeti gömüp gittiler, bir kiþi dýþýnda. Hava yaðmaya baþlamýþtý ama o yine oradaydý. O da piþmandý. En iyi arkadaþýný yalnýz býrakmanýn piþmanlýðý vardý içinde. Yaðmurdan sýrýlsýklam olmasýna raðmen yine yürüyordu. Gözyaþlarýný saklamanýn baþka çaresi yoktu çünkü. Yürüyordu... Arkadaþýnýn evine doðru yürüyordu. Çok geçmeden buldu evi. Apatman kapýsý açýktý. Ruhunun içindeki acýya raðmen girdi. Kapýnýn önüne geldi, anahtarla biraz zorladýktan sonra kapýyý açabilmiþti. Burnuna gelen koku çok tanýdýktý... Dostunun kokusunun yanýnda yalnýzlýk kokuyordu. Bu kokuyu iyi bilirdi. Dostu da yalnýzlýk kokmuyor muydu? Ev karanlýktý týpký hastahendeki oda gibi. Perdeleri açtý, o dost. Her yerde notlar vardý. Yerde, duvarda, masada her yerde... Hepsinin altýnda ayný imza 'Cevdet Günbak'. Ama asýl dikkat çeken gülen çocuk resimleriydi. 'Bu uçurtma hala daha nasýl saðlam.' diye düþündü. Uçurtmaya bakarken yüzündeki ýslaklýk onu kendine getirmiþti. Ýþte yine aðlýyordu. Dostuna aðlýyordu, piþmanlýða aðlýyordu. Yazýlarý eline aldý. Þiirler vardý, denemeler ve günlükler. Arkadaþýna olan borcunu nasýl ödeyeceðini biliyordu. Hemen bilgisayarý önüne açtý. Kitabýn adýný yazmýþtý bile: 'Not Defterinden Arta Kalanlar...'
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Ahmet Melih Karauðuz, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |