..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
"Gülün dikene katlanması onu güzel kokulu yaptı." -Mevlana
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Öykü > Aşk ve Romantizm > Hacer Aktaş




13 Temmuz 2011
Gece,hiç Bitmeyen Gece (Tek Gerçeğim Olur Musun)  
Gece ; karanlık ve tekinsiz gece … Hiç bitmeyen gece .. Kör bir kuyuda imdat bekleyen Yusuf gibiyim. Yusuf bekleyen Züleyha gibiyim.

Hacer Aktaş


Unutulmuş şarkılarımın bestekarı Okunmayan romanlarımın baş kahramanı İzlenmeyen filmlerimin başrol oyuncusu Sevilmeyen şiirlerimin şairi Verilip de tutulmayan sözlerimin şahidi Kalbimin tek sahibi olur musun? Benimle / Benim olur musun?


:BIFD:
Gece ; karanlık ve tekinsiz gece … Hiç bitmeyen gece .. Kör bir kuyuda imdat bekleyen Yusuf gibiyim. Yusuf bekleyen Züleyha gibiyim. Değil mi ki Züleyha’ nın imdadı Yusuf’tur.

Vesselam ben ne Yusuf’um ne Züleyha … İsimsiz ve kimliksizim.Velhasıl ben en çok kendi karanlığında boğulan geceyim. Ama gecelerden bir gece, gece değil de gündüz gibiyken … Yusufuna kavuşmuş Züleyha gibiyken … Yani ki; başımı senin göğsüne dayamış nefessiz kalmışken, ellerin saçlarımda gezinirken ben ben’den çok Züleyhayım, sen sen’den çok Yusufsun.

Ekranda bir Nuri Bilge Ceylan filmi; siyah – beyaz filmler … Biri bitiyor öbürünü açıyoruz. Koza, Uzak, Kasaba ... Ödüllü bir yönetmenin filmlerine dudak büküyoruz . Nedense sevemiyoruz filmleri.Ama ben senin sevdiğini sanıyorum sen de benim sevdiğimi sanıyorsun. Ben seninin için katlanıyorum sıkıcı bulduğum filmlere, sen benim için katlanıyorsun. Bunu itiraf edince kahkahalarla gülüyoruz halimize. Ekranda akıp duran görüntülere pek aldırdığımız da söylenemez aslında. Benim gözlerim sen de seninkiler ben de. Film bittiğinde İkimizin de aklında tek kalan Kasaba filmindeki köy okulunu anlatan sahne. Sınıfa koşa koşa gelip ıslak çoraplarını sobanın üstündeki demirlere asan çocuk, çoraplardan damlayan su damlalarının çıkardığı seslerin sınıftaki sessizlik içinde adeta yankılanması … Bir yandan gülümsüyor bir yandan da hüzünleniyoruz bu sahnelerle … Bir başka sahnede beslenme çantasından bozuk, kokmuş bir peynir dilimi çıkaran kız çocuğunu herkesin içinde uyarıp “ zehirleneceksin yavrum. Annene söyle biraz dikkat etsin bundan sonra ” diyen öğretmene kızıp çocuğun haline üzülürken ve çocukluğumdaki gibi ağlarken alt dudağımı sarkıtınca ben, gülümsüyorsun halime sen.

Şımarıklık edip kızıyorum senin duyarsızlığına. Güya yumruklayacağım seni.Sımsıkı tutuyorsun bileklerimden. Bu sefer daha çok gülüyorsun halime. En sonunda sinirden gözlerim dolunca bırakıyorsun bileklerimi. Hala gülüyorsun. Bu kez ben de gülüyorum yaptığımız çocukluklara. Bazen beni “ küçük sevgilim” diye sevmen bundan olsa gerek. Ama senin de benden geri kalır yanın yok hani ! Çok gülüyorum ve iyice yoruluyorum.uykum geliyor, film de bitiyor zaten. Siyah – beyaz filmlerle tezat oluşturan bir halim var aslında Krem rengi bir pantolonun üstüne kırmızı bir bluz giymişim.Siyah tonların ağırlıkta olduğu bir makyajım var. Yanaklarımda sonradan oluşan pembeliği saymazsak siyah saçlarımla, makyajımla ve beyaz yüzümle filme uyum sağlıyor gibiyim. Niye filmle uygun bir renkte olup olmadığımı düşündüğümü bilmiyorum ve bunu düşünmenin gerekliliğini sorgulayamayacak kadar da uykum var. Uykuyla uyanıklılık arasında gidip geliyor bilincim. Hala senin göğsüne yaslı duruyor başım. Neden bilmiyorum sarhoş gibiyim.

Gecenin bitmeyen tekinsizliğine rağmen ben emniyetteyim. Kokunu içime çekerken, avuçlarım avuçlarında terlerken , bitmeyen gecenin sonuna gelirken … Yani ki geceyi bitirirken … Sessiz öpücükler konduruyorsun bileklerime ve ensemde gül kokusunun izini sürüyor dudakların. Yusufçuk şeklindeki taşlı ışıl ışıl kolyem boynumdan kopup hızla ahşap zemine düşerken tok bir ses çıkarıyor, bu küçücük ses beni soluksuz bırakan kalp atışlarına karışarak kulaklarımı sağır edercesine yankılanıyor kafamda. Keskin parfüm kokuları, hızlı kalp atışları ve Nuri Bilge Ceylan filmleriyle bitiyor gece … Dudaklarımda bir iki hece “ seni seviyorum ” Cevap alnıma kondurduğun minik bir öpücükle geliyor “ ben de seni … ”

“ Kötü bir rüya gördüm ” bahanesiyle anne – babasının koynuna girmiş arsız çocuklar gibiyim. Kocaman kollarınla beni sardığın için emniyetteyim … Adeta cennetteyim. Yani ki; Adem ile Havva’nın gözleriyle seviştiği yerdeyim , seninin kollarının arasında cennetteyim …

Belki sahte bir gülüşte, belki anlatınca büyüsü bozulacak bir hayalde, bir kez dinlenince unutulacak bir şarkı sözünde, kime ithaf edildiği bilinmeyen bir romanın okunmaya değer bulunmayan son sözünde, şairi çoktan unutulmuş bir şiirin son dizesinde ya da uyanınca unutulacak bir düşte, belki de sahte bir cennetteyim.

Ama lütfen tek gerçeğim olur musun?

Unutulmuş şarkılarımın bestekarı
Okunmayan romanlarımın baş kahramanı
İzlenmeyen filmlerimin başrol oyuncusu
Sevilmeyen şiirlerimin şairi
Verilip de tutulmayan sözlerimin şahidi
Kalbimin tek sahibi olur musun?

Benimle / Benim olur musun?


HİÇ BİTMEYEN GECEM ,

DOĞMAYAN ve hep doğması beklenen GÜNEŞİM olur musun?

Ama lütfen her şeyden önce, benim;

TEK GERÇEĞİM olur musun?

.Eleştiriler & Yorumlar

:: Teşekkür...
Gönderen: Hacer Aktaş / , Türkiye
6 Ekim 2011
değerli yorumunuz için sağolun...haklısınız bu yazımı subjektifliğin gölgesinden çekip alamadım sanırım...sevgili yanında ama uzak işte..gece aslında belki, sadece bir rüya..belki bir gün çalışırım bu yazının üstünde ve daha nesnel ( nesnelden kastım daha mantıklı-profösyonel)daha yerinde bir şeyler çıkar ortaya. Selamlar...Değerli yorumlarınızın devamının gelmesi dileğiyle...

:: teşekkür
Gönderen: hasan tülüceoğlu / , Türkiye
5 Ekim 2011
yazıma yaptığınız yorumdan dolayı teşekkür ediyorum. siteyi sürekli ve ayrıntılı şekilde inceleyemiyorum. ancak yazılarıma yorum yazan arkadaşların yazılarına göz atabiliyorum. hacer hanım yazılarınızın tamamını okuyamadım. mutlu prens normal bir yazı. bu yaklaşımda daha da üzerinde çalışarak devam etmenizde daha güzel yazılar çıkacağına inanıyorum. son yazınız, filmdeki sahneyi yaşadığınız andaki duygularla birlikte ifade etmeniz başarılı. ama bu yazının sonu bence iyi bağlanmamış. yazıda anlatıldığı üzere sevgili zaten yanınızda berabersiniz ama sonucu sanki uzakta, ulaşılamıyormuş gibi bitmeyen gecem tek gerçeğim olur musun tezat ifadelerle bitiriyorsun. bu yazının son parağrafı daha mantıklı ifadelerle bitirilebilirdi. teşekkürler.




Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.


Yazarın öykü ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Mavi Gül Dalı ve Uçuruma Atılan Taşlar - 3
Yağmurdan Sonra
Yıldız Kaydı: Hadi Bir Dilek Tut!
Uçuruma Atılan Taşlar
Uçuruma Atılan Taşlar - 2
Bir Mavi Kelebek
Uçuruma Atılan Taşlar

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Yokluğum Sen [Şiir]
Mutlu Prens [Deneme]
Beyaz Zambaklar [Deneme]
10 Kasımlarda Yaşamak [Deneme]
Kültürümüzle Barışmak [Eleştiri]


Hacer Aktaş kimdir?

Hayata umuduyla,hayalleriyle ve kalemiyle sarılan biri. . . Bazen ateşte denizlerde ilerleyen mumdan bir gemi. . .

Etkilendiği Yazarlar:
Nazan BEKİROĞLU,Cemil MERİÇ,İskender PALA,Elif ŞAFAK,Oscar Wilde,Kemal SAYAR,Sezai KARAKOÇ


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Hacer Aktaş, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.