..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Zaman dostluğu güçlendirir, aşkı zayıflatır. -La Bruyere
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > Din > Fuat Türker




17 Temmuz 2011
Her Sabah, Günü Allah'a Adamak  
Fuat Türker
Oysa o sabah, dünya hayatında kişi için belirlenmiş son günün ilk saatleri olabilir. Ani bir kalp krizi ya da bir trafik kazası sonucu, insan bir daha hiç "sabah" yaşamayabilir.


:BBGI:
Uyku hali ölüm gibidir ve insan bir daha hiç uyanamayabilir. Bu nedenle uyumadan önceki zaman, insanın bağışlanma dilediği son anlar olabilir. İnanan insan bu gerçeğin bilincinde olduğu ve ölümün her an gelebileceğini asla unutmadığı için -belki de son fırsatı olan- bu anların değerini bilir. İçtenlikle Rabb’ine yönelir, bağışlanma diler; tevbe eder.

İnsan bütün gece şuursuz bir durumda uyur. Uykuda geçen uzun saatlere ilişkin tek hatırlayabildiği rüyalarıdır. Uyuduğu süre içinde dış dünya ile hiçbir bağlantısı yoktur. Uyku olduğu zannedilen o sürede gerçekte insan bir ölüdür; ruhu ve bedeni birbirinden ayrılmıştır. Kur’an, insanların uykuda bir tür ölüm halinde olduklarını, "Allah, ölecekleri zaman canlarını alır; ölmeyeni de uykusunda (bir tür ölüme sokar). Böylece, kendisi hakkında ölüm kararı verilmiş olanı(n ruhunu) tutar, öbürüsünü ise adı konulmuş bir ecele kadar salıverir… (Zümer Suresi, 42) ayetiyle haber verir.

Allah, "Sizi geceleyin öldüren (uyutan) ve gündüzün ’güç yetirip etkilemekte (yapıp kazanmakta) olduklarınızı’ bilen, sonra adı konulmuş ecel doluncaya kadar onda sizi dirilten (uyandıran) O’dur... (Enam Suresi, 60) ayetiyle de insanların uykuda canlarını aldığını, ancak daha sonra belirlenmiş ölüm anı gelinceye dek tekrar geri verdiğini bildirir. Uyku sırasında bilinç ve algılama özelliği adeta kaybolur. O halde insanın ölüme benzeyen bu uykudan bilinçli bir şekilde uyanması, yatağına yatmadan önceki hali gibi görmesi, işitmesi ve hissediyor olması birer mucizedir. Hiç kimse uyumadan önce, sabah yeniden uyanarak bu nimetlerin kendisine verileceğinden emin olamaz.

Kendi rahmetinden olmak üzere O, sizin için, dinlenmeniz ve O’nun fazlından (geçiminizi) aramanız için geceyi ve gündüzü var etti. Umulur ki şükredersiniz. (Kasas Suresi, 73)

Geceyi, gündüzü, oluşmalarına sebep kılınan koşulları, evreni saran muhteşem denge ve düzeni, olağanüstü sistemleri yaratan Yüce Allah’tır. Allah, sürekli gündüzü ya da sürekli geceyi yaratmaya gücü yetendir. Ancak böyle bir durumda yeryüzünde canlılık biter; hayat diye birşey kalmaz. Allah, sonsuz merhametiyle geceyi ve gündüzü kusursuzca yaratır ve canlılar için en elverişli ortamı hazırlar.

Samimi inanan insan güne başladığında, bu gerçekleri düşünür; Allah’ın üzerindeki merhameti için Rabb’ine şükreder. Bu yeni gün O’nun rızasını kazanması için tanınan yeni bir fırsattır. Yatağında kendine gelir gelmez Allah’a içten dua eder ve salih amellerde bulunmaya niyet ederek gününü O’na adar.

İman sahibi insan, attığı adımı Allah için atmaya, tüm gününü Kur’an ahlakının gereklerine göre yaşamaya gayret eder. Allah’ın beğendiği bu üstün ahlak, "De ki: "Şüphesiz benim namazım, ibadetlerim, dirimim ve ölümüm alemlerin Rabbi olan Allah’ındır." (Enam Suresi, 162) ayeti gereği inanan insanın tüm yaşamına hakimdir.

Uyku ile dinlenen, sabah sahip olduğu nimetlere yeniden kavuşan ve henüz günün ilk dakikalarında Allah’ın yakınlığını gönülden hisseden insanın aksine, bu gerçekleri hiç düşünmeyen birçok kişi vardır. Onların sabah hissettikleri, o saatte sıcak bir yataktan kalkmanın zorluğu ve gün içinde farklı sıkıntılar yaşayacak olmanın verdiği endişelerdir. Yataktan zorlukla kalkar, öğleye kadar genellikle asabi ve gergin bir halde dolaşır, gün içinde de her günkü işlerini yaparlar.

Allah’tan uzak yaşayan insanların her biri güne farklı şekillerde başlıyor da olsalar, tümünün davranışlarında ortak bir gaflet hali hakimdir. Onlar, yaşayacakları günün Allah’ın hoşnutluğunu kazanabilmek için yeni bir fırsat olduğunu akledemezler. Oysa o sabah, dünya hayatında kişi için belirlenmiş son günün ilk saatleri olabilir. Ani bir kalp krizi ya da bir trafik kazası sonucu, insan bir daha hiç "sabah" yaşamayabilir.

Kuşkusuz böyle şuursuz, gergin bir "sabah" yaşamak istemeyiz. O halde Allah’ın yarattığı kadere tabi olduğumuzu unutmadan, O’na halisane teslim olarak, tevekkül ederek yaşamaya niyet edelim.

"Allah’ım bugün de uyandırıp bana bir fırsat daha verdiğin için sana şükrediyorum. Sana yaklaşmak ve salih amellerde bulunmak için vesileler çıkar karşıma ve akşama girdiğimde de, sabaha erdiğimde de Seni övgüyle yüceltmeyi ilham et."

Öyleyse akşama girdiğiniz vakit de, sabaha erdiğiniz vakit de Allah’ı tesbih edip (yüceltin). (Rum Suresi, 17)



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın din kümesinde bulunan diğer yazıları...
İnkârcılar İnananların Sapmasını İsterler
Son Perde
Dinin Çıkarlarını Gözetmek
Anne Babaya İtaat Nasıl Olmalı?
Korkma Ebedi Varsın
Allah Aşkı
Bir Başka Candır Ölüm
Kadere Dair
Kur'an'dan Sorulacaksınız
Dua İbadetin Beyni ve İliğidir

Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
İnsan Neden Kıskanır?
Konuşma Kişiliği Yansıtır
Çocuklar Gibi...
Ne Kadar Aciziz!..
Gerçek Sevgili
Ahirete Hazırlık Kursu
Gerçek Adalet
Duyguları Akıl ve İrade ile Terbiye Etmek
Vakit "Öldürmek" Değil, Kazanmak İçindir
İnsanlar İçin Yaşamak Zordur

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Bir Otobüs Yolculuğu [Öykü]
Köy Anılarım (!) [Öykü]
Artık Oruç Tutuyorum (Çocuklar İçin Ama Büyükler de Okuyabilir :) [Öykü]
Daldaki Armut (Çocuklar, Gençler ve de Çocuk ve Genç Kalanlar İçin :) [Öykü]
Boyun Eğen Kutlu Kadın [Öykü]
Darwinizm, Komünizmin Bilimsel Kılıfıdır [Eleştiri]
Pkk'nın Hedefi; Komünist Toplum [Eleştiri]
"Kahrolsun O Zan ve Tahminle Yalan Söyleyenler" [Eleştiri]
Dünyalık Peşindeki Din Adamları [Eleştiri]
Şeytanın Çift Taraflı Kıskacı: Bir Yanda Ateizm Bir Yanda Yobazlık [Eleştiri]


Fuat Türker kimdir?

6 yıldır insani ve imani konularda makaleler ve çocuk yazıları yazıyorum. Yaklaşık 5 yıldır Haber Vaktim, Cemaat. com, Sayha Dergi, Edebistan, Turuncu Dergi, Körpe Kalemler, Edebiyat Defteri gibi dergi, portal ve haber sitelerinde yazılarım yayınlanıyor. Yazılarımı ve inandıklarımı paylaşmak için İz Edebiyat'dayım. Ayrıca Risale Çocuk, Kalem. biz ve Beyan/İstikamet Dergisi'nde çocuk yazıları yazıyorum.

Etkilendiği Yazarlar:
-


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Fuat Türker, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.