Öylesine ciddiye alacaksın ki yaşamayı, yetmişinde bile mesela zeytin dikeceksin. -Nâzım Hikmet |
|
||||||||||
|
İçimi acıtıyor düşen yaprak Solduran fark, ruhuma sesleniyor sukut ettiren merak Kalbimin fakirliği aşikar ey yarab, gönül kapıl açılmayacak mı ey Hakk Mağfiret eyle, rahmetini esirgeme, kurak kalbim nazargahındır ne olur terk etme Hangi süreyi aşkla okusam İçimi titreten ayetlerin firkatiyle dağlansam ve yansam Dinmeyen gözyaşlarımı bilmem ki nasıl tutsam, titreyerek sana yakınlaşsam Varlığımı adasam, irademi bahşeden sensin, hakikatiyle aşkın için hiç durmasam Ecrin halinden kadre olsam Ne kadar nefesim kalmışsa bir divane misali aşkla ansam Mecnunun lisanında ki firkatle yaşasam, vecdinin hasretiyle sende buluşsam Bilmediklerimle oyalanmasam, halin deminde ki bir insan olarak zikrine kansam Neden taatler kalbimi ağlatmaz Kıldığım namazlar faniliğin dilinden sanki hiç anlamaz Ruhum figan içinde sancılar sinemde dirlik bırakmaz, nefsim ar ile barışmaz Tezkiyesine müdrik olamadığım izanım, yanlışlar adına kalbine sahibine bırakmaz Hergün güneş umutla doğuyor Umman ne kadar sukunetli, sanki sabrın kadrine erişmiş bir veli susuyor Rüzgar ne söylüyor, hangi lisanın vecdinden südur ediyor, insan ne kadar biliyor Aklın terbiyeye muhtaç olduğu kadar hükmediyor, ruhlar adeta silikleşmiş oluyor Ey aziz nefes dilimden anlar mısın Yıpranmış kelimelerle kal eylediğime dikkatli bir şekilde bakar mısın Kalbin her lahzasında neden firkat yaşanır hiç anlar mısın, aşkın alini anar mısın Kainatta meydana gelen ne varsa kayıtsız kalmak adına hala edebinle yaşar mısın İnsan, sanki çıldırıyor ne yapıyor Tevdi edilen en harika ehliyeti nasıl harap ederek kendinde geçiyor Niçin bu halin nefesi olmak için emek veriliyor, düşünmek bu kadar mı zor geliyor Tercihler ne kadar da aklın ve idraki ariliğinden kanaat ediliyor,hiç sual edilmiyor Ölmek kim için kurtuluştur söyle Katleden, zülmuyle darp eyleyen, kendinden geçen midir böyle Hani akletmek vardı, ilim ve irfan bu manada ruhuna deva sunan bir kanaattı Neden bu hakikatle unutuldu,sevgi ve muhabbet gönüllerde kurutuldu, neye yaradı Bin hüzün zerkeden resim basıldı İnsan ancak bu kadar edepsiz ve pişkin olur, hiç arlanmadan yayınlardı Özgürlük adına çığırtkanlık yapanlar hangi gönülleri kazandı, desiseler durmadı Menfat için nasıl kuyular kazıldı, içinden çıkılmaz hengameler kimleri elan aldattı Mustafa CİLASUN
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Mustafa CİLASUN, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |