Bilgi sakalla ölçülmez. -Moliere |
|
||||||||||
|
Tekme tokat bir demokrasi örneği verilerek TBMM Eğitim Komisyonu’nda dün jet hızıyla teklif kabul edildi. Bu noktada komisyona şiddeti kim uyguladı tartışmasından, yeni düzenlemelerin ne getirdiğine, eski düzenlemenin ne götürdüğüne bakmam gerekiyor. Bir makaleye sığmayacak çok önemli bir konu eğitim açmazımız. Bu konuda siz değerli okurlarıma görüşlerimi aktarmam için birkaç yazı ile görüşlerimi belirtme düşüncesindeyim… Uzun yazılardan sıkılıyorsunuz ama bu kaderimizi değiştirecek hayatı bir konudur. 28 şubat mantığına şiddetle karşı çıkan biri olarak 8 yıllık eğitimin mahsurlarını bu gözlükle değil ne götürdüğüne bakarak kısaca özetlersem 6 yaşında bir çocukla 14 yaşında olan çocuklarımızın aynı mekanları kullanmasına şiddetle karşı çıkmıştım. Bir başka büyük mahsuru mesleğe yönelme yaşının çok ötelenmesinin ülkemize verdiği tahribattır. Avrupa’da bu yaş 9-10 yaşlarıdır. Eski uygulama buna müsaade etmiyordu. Yukarda belirttiğim eleştiriye göre mantık ilkokul ile ortaokulun bir arada olmasından ziyade ortaokulla lisenin bir arada olmasını gerektiriyor. Fiziki şartlar buna uyar mı? Uymasa ilkokulla ortaokulun bir arada olmasının mahsurları ortadan kalkmış olmuyor… Burada birinci amaç nasıl insan yetiştireceğimiz olduğuna göre siyasi ayağını irdelemek sonra yasaya bakmak olmalı ama dedim ya kitap olacak kadar uzun bir mesele. Kanunu benimseyenlerle, engel olmaya çalışanlar arasında ideolojik farkın irdelenmesi gerekiyor… Muhalefet yerleşik düşünce kalıbından çıkamamış, iktidar muktedir olma uğraşında mı, ülkeyi geleceğe taşıyacak enstrümanlar açısından mı, AB dayatmaları açısından mı yaklaşıyor irdelenmesi lazım. Büyük resmin içinden Kürtçe okutulabileceği çıkıyor, ilk o soruluyor Bakana…İkinci olarak sadece Alevilerin mezhepsel isteklerinin karşılanıp karşılanamayacağı..Onlar dayatılıyor bilinçli olarak. Ya diğer lisanlar ne olacak, diğer mezhepler ne olacak? Lazca, Abazaca, Çerkezce Boşnakça, Arnavutça, Süni, Şafi, Bektaşi, vs vs… Yani eğitim açmazımızın çözümünden çok demokratik hakkın, anadilde etiğimin kanun içine monte edilmesi ve hakım mezhepten geniş yelpazeli bir mezhep tanımlanması, öğretisi şeklide anlıyorum ben… Çünkü 28 şubat sürecinin 8 yıllık kesintisiz eğitim dayatması ile elde edilmek istenen bu kanunla tam olarak ortadan kalmıyor, onun mahsurları tam olarak giderilemiyor. Şartlara göre İlkokulun ve ortaokulun bir arada olabileceği belirtiliyorsa kanuna hazır değiliz demektir fiziki olarak. O zaman nedir bu acele? Ezberci, şartlandırılmış insanlar topluluğu, sanayiden uzak, güncellenmemiş eğitim mantığı ortadan kalkmadıktan sonra neye yarar 4+4+4… Kimler yaparsa milletimizin hayrına olur, nasıl düzenlenirse daha gelişmiş bir insan modeli yaratabiliriz, bunu nasıl sağlarız? Onlara yarın devam edeyim en iyisi. Sevgi ve saygılarımla….
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Metin TOPÇU, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |