..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Kürtaj sadece kendileri bir zamanlar doğmuş insanlar tarafından savunuluyor. -Ronald Reagen
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > Sanat > Hilâl Erboyacı




21 Mart 2012
21 Mart Dünya Şiir Günü  
21 Mart Dünya Şiir Günü

Hilâl Erboyacı


Orhan Veli:’’Kolayca okunabilen şiirin kolayca yazıldığını mı zannediyorsunuz ?’’ derken ne kadar haklı . Bir şiirin doğması için ne çok sancı çekildiğini ancak şiire hakkını vermek için saatlerini harcayanlar bilir. Sözcük seçiminden, estetiğine; biçeminden biçimine kadar bir arayıştır şiir. Bir öykü, bir roman yazabilecek kadar derin ve kapsamlı bir duyguyu/ düşünceyi dizelere yerleştirebilmektir şiir. Bir fırtınaya yakalanıp savrulmayı göze alabilmektir şiir. Bazen günlerce sürecek bir serüvenin içimizdeki son tortusunu anlatacak kadar sabırla beklemeyi bilebilmektir şiir.


:BDEJ:
Edebiyata ve şiire gönül vermiş bir insan olarak bugün için benim de söyleyeceğim bir şeylerim olsun istedim. Tam bir şeyler yazmak için eyleme geçiyordum ki ‘’Şiir benim içimde bir amaç değil, tutkudur.’’ diyen Edgar Allen Poe’nun sözleriyle çok benzeşen Özdemir İnce’nin ‘’ 21 Mart Dünya Şiir Günü Konuşması’’ başlıklı yazısındaki şu ifadeler dikkatimi çekti..Dikkatimi çekmekle kalmadı, beni mest etti:“Size içtenlikle bir şey söyleyeceğim: Şiirlerimin, kuramsal yazılarımın, denemelerimin, çevirilerimin ve gazete yazılarımın ölümümden sonra başlarına gelecekler hiç ilgilendirmiyor beni. Unutulurlar mı, unutulmazlar mı, yaşarlar mı, yaşamazlar mı? Bunlar hiç ilgilendirmiyor beni. Ben onları yazarak kendime bir hayat kurdum ve bu hayatta mutlu oldum. Belki başkalarını da biraz mutlu etmişimdir. Olabilir!”

Öğrencilik hayatımı da içine alan otuz beş yılı aşkın bir zamandır Edebiyata ve şiire çoğu zaman ‘’aşk’’ diyebileceğim bir tutkuyla bağlı oluşumun gerçek sebebini çok güzel ortaya koyuyordu bu sözler. ‘’Mutlu olmak’’… Mutlu olmadan yapılan hiçbir eylem sonuca ulaşmaz. Üstelik kurtlar sofrasında, çıkar savaşlarının içinde egemen bir ‘’ben’’ duygusunun her alana yayıldığı bir dünyada hiç çekilmez. Bunları dert edecek olursanız mutsuz olursunuz zaten. O zaman anlamsız olur her türlü çabanız, yeterince duyduğunuz ‘’aşk’’tan tat alamazsınız.

Bitirmeye çalıştığım kitabın ‘Modern Türk Şiirinin Panoraması’ bölümünde şöyle bir alıntı yapmışım: ‘’ Ahmet Hamdi Tanpınar: ‘’Namık Kemal, Abdülhak Hamit’e yazdığı mektupta: ‘ Asıl müceddit Şinasi ile sensin; ben, ikinizin arasında bir ittisalim’ der. Bu asil tevazu bütün bir yanlışlık silsilesinin başlangıcı olmuştur.’’ Güneş balçıkla sıvanmıyor. Tarih zaman içinde herkese hak ettiği değeri bir şekilde veriyor. Namık Kemal’i Namık Kemal yapan belki de bu tevazuydu kim bilir.Yazan, çizen herkese düşen görev de bence bu olmalı.

Kısa bir süre önce dergi sahibi olan bir arkadaşım, oradan buradan sohbet ederken: ‘’En büyük sahtekarlar Edebiyatçılardan çıkıyor.’’ deyince kanım dondu. Böyle miydi gerçekten? Oysa Edebiyatçı duygu ve düşünce yüklü bir gemiydi benim için..Sonsuz bir denizde yol alan. Ya da şöyle söylersem daha doğru olacak: Sahtekar bir insan Edebiyatçı olma hakkına sahip olur muydu? Bunu kabul etmem mümkün değil, olur ya bu yolda yol alsa bile bir gün mutlaka önüne engeller çıkar, rotasını kaybeder ve silinirdi tarihten.. Bugün hayranlık duyduğumuz pek çok isim yaşadıkları hayatla yazdıkları arasında hiçbir çelişkiyi beslemeyenlerden oluşur. Çünkü sanat ve edebiyat bir duruşun, bir anlayışın, özgün bir dünya görüşünün eşittiridir bana göre. Değilse nasıl mutlu olunur? Sürekli kafamızda ‘’ben’’ olma düşüncesiyle birileriyle uğraşmak, sinsice düşünmek yorar insanı; unutmayalım:’’Mum başka bir mumu yakmakla ışığından bir şey kaybetmez.’’

Yazdığı şiire ‘’Bakalım nasıl bir paha biçecekler?’’diye bakan bir zihniyetle olmaz şiirin işi. Bu yüzden pek sevmem yarışmaları. Katıldığım birkaç yarışma, -yarışmanın sonucu ne olursa olsun- düzenlenecek etkinlikte edebiyatın, şiirin lezzetini benim gibi tutkunlarla paylaşmayı hak edebilmek için. Şiir sözcüklerden örülmüş bir kale, ulaşabilirseniz girersiniz içine. Ulaşamazsanız yapılacak bir şey yok. Bunu yargılayacak, sorgulayacak bir mercii de yok. Al gülüm ver gülüm birtakım anlayışların değer yargılarıysa tamamen ne kadar onların beklentilerine cevap verdiğinizle alakalı.O zaman şiir her zaman var olmaya devam edecek. Değerine ise Edebiyat Tarihi karar verecek. Yeter ki biz yazarken mutlu olmaya devam edelim, eminim bu ruhumuzu besleyecek, her şeyden önce iyi bir insan olmamıza katkıda bulunacak..

Orhan Veli:’’Kolayca okunabilen şiirin kolayca yazıldığını mı zannediyorsunuz ?’’ derken ne kadar haklı . Bir şiirin doğması için ne çok sancı çekildiğini ancak şiire hakkını vermek için saatlerini harcayanlar bilir. Sözcük seçiminden, estetiğine; biçeminden biçimine kadar bir arayıştır şiir. Bir öykü, bir roman yazabilecek kadar derin ve kapsamlı bir duyguyu/ düşünceyi dizelere yerleştirebilmektir şiir. Bir fırtınaya yakalanıp savrulmayı göze alabilmektir şiir. Bazen günlerce sürecek bir serüvenin içimizdeki son tortusunu anlatacak kadar sabırla beklemeyi bilebilmektir şiir.

Dünya Şiir Gününüz kutlu olsun. Yazdığımız her şiir bir ruha dokunsun, bir yaraya şifa olsun, bir başka insanı mutlu etsin, asırlardır süren bu arenada çorbada bizim de tuzumuz bulunsun. Çabamız şiire yeni güzellikler katmak, şiiri yüceltmek olsun…




Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın sanat kümesinde bulunan diğer yazıları...
Ah! Ahmet Haşim...

Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Çınar
Pembe Panjurlu Ev
Sızlanmalar
Arena
İnşirah
'Zekanı Unut Daima Çalışkan Ol'
Yüreğimi X Işınlarına Kapadım
Sürgünlerim Oldu
Ne Çok Ortak Yanımız Var
İkinci Cumhuriyet

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Har Elinden [Şiir]
Kutsi ve Asi [Şiir]
Erteledik [Şiir]
Orantısız Güç [Şiir]
Yirmi Birinci Asra Hicviye [Şiir]
Nerede Ölmeden Önce Ölüm [Şiir]
Çanakkale'de Zafer Muştulanmıştı [Şiir]
Sessiz Kahramanlarımız [Şiir]
Yapay Tanrılar [Şiir]
Üç Çocuk / Üç Can [Şiir]


Hilâl Erboyacı kimdir?

Yaşam söz üzerine kurulmuş. Yazı sözü kalıcı kılmış. Bir Edebiyat neferi olarak seksenli yıllarda başladığım serüvenime bir iz bırakmak ve geleceğe katkıda bulunmak üzere çıktım. . Bir hoş sada bırakabilirsem ne mutlu. . .

Etkilendiği Yazarlar:
Türk şiirinin tüm isimlerinden etkilenmiş olmam mümkün..


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Hilâl Erboyacı, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.