..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
"Çok söz hamal yüküdür." -Yunus Emre
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Öykü > Gülmece (Mizah) > Caner Almaz




30 Mart 2012
Karabasan  
Caner Almaz
Alkol ve etkileri üzerine bir mizah denemesi.


:ABJJ:
Önümde yürüyen adamın arkasından ayağının önüne nasıl bastığımı düşünürken, çalmakta olan telefona 9. çalışında cevap veren, eski sevgilim, eski kız arkadaşım, yeni sevgilime göre orospu karıya ‘alooaa’ dediğimi fark ediyorum. Aldığım alkolün etkisinden olsa gerek, çünkü imla kurallarına uymayı hayat görüşü edinmiş bir kişiliğe sahip olduğumu düşünüp derhal olay mahalinde teselli edip yatıştırıyorum kendimi. Gecenin bir vaktinde –ki saat 04.00’a gelmekte ısrar etmekte, ben akşam 23.00 olması konusunda ısrar ediyorum, zira yarın iş var, köpek gibi de uyku yapışmış yakama- aramış olduğum Neriman, uykusundan kalkmış sesini kulağının duyduğu böğürtüye göre ayarlamaya çalışıyor o an.

‘Berk iyi misin?’ diyor alelacele. Hep düşünceli olmuştur bana karşı diye düşünüyorum içimden. Ne içtiysem dilimi uyuşturmuş, konuşamıyorum.

‘Ya Neriman kusura bakma, gecenin bi vakti aradım, dışarıda kaldım eve dönemiyorum, olaylar olaylar gelince anlatırım, müsaitsen geleyim mi yatıya?’ dediğimi düşünüyorum. En azından çabalıyorum, neyse ki Neriman anlayışlı kız, gel diyor harap sesime bakıp.

‘Korkma, alköllüyüm ama kendime sahip olabilirim.’ diye lafı uzattıkça uzatıyorum. Gülüyor telefonun diğer ucunda.

‘Sevişmek istesen de sevişmem seninle, prensiplerim var’ diyorum, konuşma da gel, diyor, köpek diye de ekliyor. Uysal olduğumu unutmamış diye seviniyorum. Sevinirken bu kez kendi ayağıma basıp düşüyorum. Yanımdan geçen başka bir sarhoş gülüyor bana. ‘Siktir git ulan!’ diyorum ayağa kalkarken, üstüme yürüyor o an. Siktir olup gidiyorum derhal.

Metrobüs bekliyorum. Gecenin bir saatinden sonra metrobüs de belirli aralıkla çalışıyor. Benim gibi sarhoşuydu, gece gezmesinden döneniydi biniyor uykusundan yeni uyanmış gibi ilerleyen motrobüse. Şoföre ‘öndeki aracı takip et çabuk’ diyorum, fesüphannallah çekiyor şoför, itiyor eliyle beni. Yandaki boş koltuğa yığıldığımla midemin ayaklanması bir oluyor. Kusmakla tehdit ediyorum şoförü, neyse ki anlayışlı adam çıkıyor, oturtuyor beni yerime güzelce. Anlayışlı adamlar olmasa, toplumda ayaklanma çıkar zaten diyorum. Benim gibi it kopukla uğraşmak zor tabii diye düşünüyorum.

Gidiyoruz, giderken elektrik direklerini saymaya çalışıyorum, saydıkça karıştırıyorum, karıştırdıkça hırslanıyorum. En sonunda pes edip, cep telefonunu elime alıyorum, mesaj kısmına girip ‘kusura bakma hayatım, çok sarhoştum ne dediğimi bilmiyorum, özür dilerim’ yazıp ezberindeki tek numaraya yolluyorum. Ulan diyorum kendime, başka numara da vardı numaraları karıştırmadım umarım diyorum. Hafıza hacı, önemli olay. Ertesi gün kendime bi hafıza geliştirme seti almaya karar veriyorum. Beyin jimnastiği yapmaya karar veriyorum, beynim numaraları ezberleyebileyim diye mekik çektireceğim artık.

Zili bulacağım diye yaklaşık olarak 6 zile düzenli aralıklarla 27 kez basıyorum. Yediğim küfürün haddi hesabı olmuyor tabii. Neyse ki anlayışlı adamlar ben küfür edince içeri giriyorlar. Neriman koşarak alıyor beni kapıdan. Meğersem herifler beni dövmek için inmeye başlamışlar merdivenden, sonra açıklıyor olayları bana.

‘Salak gece gece bi ton dayak yiyecektin’ diyor bana gülerek.

‘Sen benim lakabımı ne çabuk unutursun kadın, 7 Bela Berk derler bana, neyden bahsediyorsun bana’.

Gülüyor. Ne içtiğimi, neler olduğunu soruyor, anlatıyorum kendi bakış aşımdan, bakış penceremden. ‘Benim bakış aşım bu, bu yaştan sonra aşımı değiştiremem ya, vücudum kabul etmez bi kere’ diyorum ağzım yüzüm yamularak. Uykulu gözlerini gülümseterek ‘tabii tabii değiştirmemek lazım’ diyor, gülüyoruz beraber.

Sabah da işe gideceğim diyorum lafın arasında. Kaldırıyor beni koltuğa oturtuyor, ayakta duramıyorum hala. Yatak hazırlıyor, bir bardak su getiriyor.

‘Yatıyorum ben, bir şey diyecek misin?’ diye soruyor bana uykulu ama keyifli.

‘İyi ki varsın kız, yoksa kimse alamazdı o herifleri elimden’ diyorum seri halde sıralanmış kelimelerle. Gülüyor, ‘İyi geceler 7 Bela Berk’.

Gidiyor odasına.

Bir yudum alıyorum sudan. Uzanıyorum yatağa. Gözlerimi kapatıyorum. Ha siktir. Tuvalete gitmedik, neyse sabaha bir şey kalmadı zaten kalkınca giderim deyip yatıyorum. Oha. Hemen de uyudum. Gözlerim kapalı ama hala konuşuyorum. Ne ayağım lan, şuurum mu kayboldu, nevrim mi döndü. Suya uzanayım diyorum, kolumu kaldıramıyorum. Lan. Doğrulamıyorum da. Ananı avradını. Üzerimde bir şey oturuyor.

‘Fak’ diyorum a’sı çok uzun bir şekilde sesli sesli. ‘Efendim?’ diyor soru haliyle, ‘fak ne demek’ diye soruyor üzerimde oturan. İngilizce de kahretsin demek diye açıklama yapıyorum. İyice çöreklenmiş üstüme, tüm ağırlığını de vermiş.

‘Birader ayıp olmuyor mu öyle dayamışın her şeyi’ diyorum hareket etmeye çalışarak.

‘Sen ne cins bi herifsin la, hem insanların dünyalarını sikert sonra gel burada bana tafra koy, azcık arlanma olur insanda’ diyor bana.

‘Sen kimsin’ diyorum telaşla, nerden biliyor ki bunları?

‘Ben bilirim ben senin şuur altınım, ben senin ikinci kişiliğinim, ben senin suflörünüm, en iyi ben bilirim seni, pis herif, şu kızı da düşünmüyorsun gecenin bir vakti başını belaya sokacaktın, hiç mi düşünce olmaz insanda, ağzınla içmeyi bilmiyorsan içme, göt, ya kıza yarın laf gelirse, hiç düşünmüyor musun koca adamsın?’.

Haklı.

Düşünceler dönüyor aklımda, ulan, yoksa, karabasan lan bu,

‘Evet karabasanım, yüzüme konuş piç’ diyor bana.

‘Kusura bakma abi, bu kadar yetenekli ve öngörülü olduğunu bilmiyordum’ diyorum. Yağlama, yıkama yapıyorum o esnada ki uzun sürmesin diye, anlatılanlara göre uzun sürüyormuş bu olay, sesin sedan çıkmıyormuş, panik telaş korku, aksiyon filmi gibi, gerilim müziği de olsa tadından yenmez.

‘Bak hala!’ diyor.

‘Lan senden adam olmaz, ben de gelmiş kime ne anlatıyorum, şuna bak leş gibi de sigara kokuyor, ne lan bunun markası, vallahi ciğerlerim iflas etti’,

‘Abi sen ne biçim karabasansın, çok mu canın sıkıldı hiç anlatıldığı gibi değilsin’ diyorum.

‘Sorma bu aralar sıkılıyorum, gele gele de sana geldik iyi mi?’,

‘Abi istemiyorsan git tutmayayım ben seni’

‘İyice fırsatçı çıktın sen ha, hiç fırsatı da kaçırma, pis herif. İnsan bi sorar, hayırdır abi der, ne sıkıntın var, gel otur konuşalım, dertleşelim, anlat dinleyeyim der. Hiç!’

‘Kusura bakma abi bu aralar çok duygusalım, olayları biliyorsun malum’

‘Biliyorum, gelirke baktım bilinçaltına, adam ol lan, üzme kızı, sikerim belanı, doğrulamazsın 1 hafta kendine gelemezsin’

‘Hangisini üzmeyeyim abi’

‘Bak hala! Çiğdem’i lan, üzme kızı, mis gibi kız, seviyor seni ağzına sıçtın akşam, yok neymiş çok karışıyormuş sana, ilgi bekliyor diye bu kadar gidilir mi kızın üstüne?’

Haklı.

Çalan telefonla uyanıyorum. Patron. Açmıyorum. O an telefona gelen mesajı görüyorum. Okuyorum mesajı, ‘kusura bakma hayatım, çok sarhoştum ne dediğimi bilmiyorum, özür dilerim’ diyor mesajda. Ulan diyorum, metin tanıdık. Numaraya bakıyorum o da tanıdık. Hassiktir, kıza atacağım diye kendime atmışım gece ki mesajı, böyle de öküzüm, böyle de aymaz. Patronu arıyorum, yalanın bini bin para, başım nasıl ağrıyor. Neriman gözüküyor odanın kapısında, günaydın diye cıvıldıyor. Günaydın diye böğürüyorum. Değişmemişsin diyor, hangimiz değişiyoruz ki diyorum.

Bir yudum su içiyorum. Giyinip çıkıyorum.



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.


Yazarın öykü ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Unutanlar Bürosu - 1
Zaman - 1
Yanmak - 2
Eksik - 4
Topal Kedi
Varlık
Gölge
Yokluk - 3
Eksik - 3
Nokta

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Yeni Başlayanlar İçin; Yalnızlık [Deneme]
Yeni Başlayanlar İçin; Aşk [Deneme]
Çay - 2 / Sen Gittin ve Herkes Ölmeye Başladı [Deneme]
İtiraflar - 1 [Deneme]
Kesik [Deneme]
Çay - 1 [Deneme]


Caner Almaz kimdir?

İçimdeki çok sesliliğin esiri olan kalemimle, çok sesliliğinize hitap ediyorum. Sizi duyuyorum ve sizi anlatıyorum. İçinizdeki sizi dinlemelisiniz.

Etkilendiği Yazarlar:
Dostoyevski, Oğuz Atay, Franz Kafka


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Caner Almaz, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.