Düşünce dilden, dil düşünceden doğar. -Platon |
|
||||||||||
|
öyle bi aşk bırakıp gittin ki; seni sensiz de yaşabilmek olmuştu boynumun borcu. Ve sevmek şimdi.. Daha önce hiç duymadığım bir şehir adı gibi yanı başımda arsızca soluklanıyor. çünkü hayatımda sana ayırdığımı yere, hiç kimse adımını bile atmaya cesaret edemedi daha.. Dün sabah, dağılmış yatağımdan uyanıp; bana gidişini sevimli gösterecek yeni oyuncaklar aldım kendime. Bezden bir bebek ve kurşundan bir asker. Geçmişte yaptıkları onlarca hataya rağmen birbirlerini hiç bırakmamış, geleceğe güvenle yüreyen iki bez parçası avuntum oldu yokluğunda. çaresiz kaldığım zamanlarda bezden yapılmış; ama kendimi onu kıskanmaktan bir türlü alı koyamadığım o bebekle konuşuyordum. -O yokken napıyordun sen? bu kadar büyük bir sorumluluğu nasıl taşıyordun bu çelimsiz kollarınla? +Hep onu düşünüyordum, kafamı çevirdiğimde karşımda görecekmişim gibi haraket ettim hep. Şimdi kulaklarını aç ve beni iyi dinle. Ben onun sorumluluğunu bu çelimsiz kollarımla değil, yüreğimin ağırlığıyla taşıyordum. Çünkü ben onu hiçbir zaman basit sevmedim. -Ama o askerdi.Türlü türlü savaşlardan, binbir mayının üstünden geçti.Ya ona birşey olsaydı, o zaman da karşıma geçip böyle akham kesebilecek miydin? Biraz düşündü, söyleyeceklerinin benim üstümde etkili olmasını istiyordu çünkü. Derin bir nefes aldı ve; + Beklemek sadece geleceğini bilerek yapılan bir eylem değildir.Gelmeyecekse de beklenir özlenen. Eğer sen tüm ihtimalleri göze alarak beklersen işte o zaman gerçek bir aşık olursun.Diyelim bi terslik oldu ve gelemedi. Senin o kuru aşkın için vatan sağ olmasın mı yani? - Ama.. + Aması yok eğer sen isen bekleyen kişi herkesten daha güçlü olmalısın, ondan bile. işte görüyosun demi? Kimse benim kadar hayallerler kurmadı yokluğunda, kuramaz. Hiçbir şey eksik kalmasın istiyorum çünkü. Yaşayamadığım hiçbir duygu kalmasın. Acıysa acı, aşksa aşk. Her şeye vardım seninle. Her şeyi sende tatmak herşeyi seninle öğrenmek istiyordum. Yüzümde bıraktığın o aptal gülümsemeler ise mirasın kaldı şimdi bana. Hiç kimseye gülmüyorum artık. Herkesle arama bir sınır çizdim. Aslına bakarsan, tozlu tebeşerlerime hiç dokunmadan sen belirlemiştin o sınırı. Öyle kapılmışım ki o kara sevdana, özgürlüğüme vurduğun bu masum mührü sorgulamaya bile niyet etmedim hiç. Günler ya da yıllar sonra, hiç fark etmez. sen geleceksin ya, uyandığım her sabah bayramdır bana bilesin. Kaybedeciğimi bile bile inatla oynadığım bir kumar olsanda attığım tüm zarlar hep pencüse. Belina ÖZBEK
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Belina Özbek, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |