Hiçbir kış sonsuza dek sürmüyor, hiçbir ilkbahar uğramadan geçmiyor. -Hal Borland |
|
||||||||||
|
Bu kaçıncı kalemim kırıp attığım, bu kaçıncı sayfam çaresizce yırttığım, ateşlere tuttuğum. Olmuyor; olmuyor, ey içimin kütüphanelerini kelimeleriyle dolduran marifet yüklü beyaz bulutum. Okuyor okuyor bitiremiyor, yazıyor yazıyor anlatamıyor, çiziyor çiziyor resmedemiyorum ben seni. Hep eksik kalıyor bir yanı çalışmalarımın. Hep yetim bırakıyorum yazılarımı şiirlerimi hayallerimi… Güya şiirlere sığdırmaya çalışıyorum gözlerinin rengini, almıyor, alamıyor şiirler. Hikâyelere konu ediniyorum seni, sesini, nefesini. Süslemek istiyorum sözlerimi seninle beceremiyor başaramıyorum Ebruli. Seni şekillendirecek elden, renklendirecek boyadan, hareketlendirecek rüyadan öyle uzağım, öyle bizarım ki bir bilsen. Susup tabiatla dertleşeyim diyorum. Beni deli eden bu güzelliği yerle gökle tavaf etmek için dilimin kapısına kilitler vurup önce bulutlara düşürüyorum güzelliğinin resmini. Bulutlar kaynaşıyor, bulutlar ağlaşıyor, bulutlar yeryüzüne yaklaşıyor sevgili. Sulara döküyorum gözyaşlarımla şeklini, ırmaklarla büyüyüp denizlere gidiyor, dalga dalga, seni denizyıldızlarının gözlerine, sahillere vuruyor. Hangi kurak topraklara sürsem beyaz teninin bereket kokan sıcaklığını bahar mevsimi kesiliyor coğrafyalar. Hangi yıldıza anlatsam dalgalı saçlarının bayraklı yanlarını, gece gündüz oluyor ışıktan çağlar yürüyor yerkürenin üstüne. Kutuplara taşıyıp buzdan dağlara veririm de sesini, okyanuslar su sesinle boğulur. Periler kendini unutuyor benden seni duyunca, çocuklar seni görüyor uykuya uzanınca, melekler dualara duruyor ahlakını görünce. Ah hangi uyuyan güzelin kulağına fısıldasam ben seni, yüz yıllık uykusundan uyanıp divanına duruyor. Her seferinde hiç görülmemiş bir bahçeye ilk defa bakar gibi bakıyorum ben sana. Her seferinde güzelliğinin tüllenen okyanuslarında yitiyor, ziyan oluyor, deliriyorum. Seni seyretmek Kâbe''yi seyretmektir sevgili. Sana dokunmak Kâbe''ye dokunmaktır. Sana sokulmak kutsal bir mabede secdelerle sokulmanın diğer adıdır. Dokunmak sana, bir ezana dokunmak gibidir billahi. Sayfalarca ayeti bir solukta ezberlemek gibidir seni ezberlemek Ebruli. Kıskanıyorum çoğu kez. İç çırpınışların kıskacında kıvranıyorum aslında. “Sadece kalbime saklayayım" diyorum gülüşlerini, yapamıyorum. Anlatmak istiyorum bana yansıyan güzelliğinin ilahi cephesini. Öyle şeyler biliyorum ki güzelliğine dair, dehşete düşüyorum çoğu kez, anlatsam mezardakilere kalkıp yürüyeceklerinden korkuyorum. Güzelliğinin göz değmemiş yönlerini suların akan maviliklerinde saklıyorum her akşam. Her sabah kalkar kalkmaz güneşin çehresine gözlerinin ışığını çalıp öyle “bismillah" diyorum hayata. Lefranc serisinin yüz on dokuz rengini de kullanıyorum seni çizmek için, yetmiyor eksik kalıyor bir yanın hep. Tuvaller seni sevmiyor, tablolar sevmiyor, sevmiyor ressamlar seni, çizemiyor Ebruli. Biliyorum, güzelliğini beşeri etkilerle kelimelerimle anlatamam ben senin. Irmağa bakıp berrak su damlasının utangaç ve titrek gözleriyle anlatırım sadece. Yağan karın elif gülüşüyle tanımlayabilirim masum bakışının kar beyaz türküsünü. Yeni doğan bebeğin ilk bakışı, ilk gülüşü, ilk anne dokunuşu, ilk kokusunu içine çekişiyle anlatırım Ebruli. Gizli bir bahçe gibi varlığın. Yaratılmış ve hemen ardından kilitlenmişsin hayata. Süleyman''ın Belkıs için yaptırdığı o cennet senin güzelliğinin zekâtı değil Ebruli. Karun görseydi seni, unutur yalancı cennetini, gayretlerinden boşanır, utanırdı Ebruli. Sen, senin “ben" dediğin “sen" değildin Ebruli. Sen beni sen, seni ben yapan Aşk''tın. Bu yüzden tarifini yapamadım, çizemedim ben seni. Sen kendini bana çarpıp kaçan asi bir gezegen, ben kendimi ardına bırakan deli bir yıldızım sadece. Sana kaçmak bana kovalamak, sana bakmamak bana ağlamak, sana gitmek bana “kal" demek, sana yok olmak bana var olmak yakışır Ebruli. Ben yok olursam seni kim anlatır Ebruli. Söyle kim anlatır seni Aşk''ım dünyaya? 26 Haziran 00.03
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Nail Varal, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |