Türkiye Cumhuriyeti'nin temeli kültürdür -Atatürk |
|
||||||||||
|
Camın şiirini yazan ustayı yâd etti bardak. Nefesindeki sıcaklığı iliklerine kadar duydu. Minnet duygusu arttı giderek ustaya. İyi ki tanime nefesi değdi. “İyi ki bana şekil verdi. Yoksa şu anı yaşayamazdım”diye düşündü. İçinde taşıdığı nazeninin sıcaklığı daha bir artırdı mutluluğunu. Üstünde kavis kavis yükselen buğuya iç geçirerek baktı. Bu güzel an için sükutla şükrünü ifa etti. Çay zamanının bir bireyi olmak ne hoş ne istisna bir duyguydu. Çayın ünsiyet mevsiminde, nefes alan nice has avadanlık vardı: Semaver, çaydanlık, demlik, şekerlik vs. Ateşle daha önce tenıştığı geldi aklına camın. Kıpkırmızı akkor hâlinde aktığı demleri düşündü. Şimdiki hâline tekrar şükretti. Bir katre nefes, bir nebze sevgi sağlamıştı şu anki hâlini. Ömrü oldukça da nice sevgi enstantanelerine dahil olacaktı. Fena âleminde bir faniydi, yaratılmış idi. Hani Yunus’un “Severiz yaradılanı yaratandan ötürü.”dizesinin ihtiva ettiği bir yaratılmış. Bu düşünce, dünyasını daha bir aydınlattı; adeta gözleri ışıyan bir peri oluverdi. Demliğin, çaya hürmeten baş eğidini biliyordu kendine; ama bunu asla dert etmiyordu. Çay gibi bir nazeninle hem dem olmak yeterli bir ayrıcalıktı zaten. Daha başka bir ayrıcalığın gereği yoktu. Üstelik, çay sayesinde nice elif parmalklar beline dolanıyor, nice karanfil dudaklar tenine değiyordu. Daha ne isteyecekti. Bundan maada bir şey istemek nankörlük olmazmıydı yaratana karşı… Sonra, tevazu ve nezaket ne güzel bir elbise idi. İkisi de dünya durdukça hiç eskimeyecek pırıl pırıl,tiril tiril duracak ; giyinmesini bilene pek yakışacaktı. Güzellik, tevazu ,zarafet ve nezaketin harman olduğun bir anı solumak gözlerin aydınlığı, gönüllerin süruru olmak lüftedilmişti ince belli nazenine. Çay denilen berrak gamzeli periye mihmandarlık bir an mihmandarlık etmek hiçbir fani lezzete değişilmezdi doğrusu… Tüm bu yaşananlara pencere önünde tanık olan fesleğen de hoş bir güne merhaba demenin hazzını yaşadı. Yeşili daha bir canlı ıtırı daha bir rayihalıydı. Gün ışığı çayın buğusuna ve ışıl ışıl bardağa daha bir özlemle ve özenle bakt. Haz ve naz elinden tutdu zamanın. Merhum Yahya Kemâl’in ifadesiyle “İnsan hayal ettiği müddetçe yaşıyordu.” Bütün bunlar bir bardağın hayali olsa da neşemize neşe kattı dudak sessiz sükut bestesi yaptı, çay nice güzel hâller ilham oldu. Geçip giden zamana düşen takvim yapraklarına rağmen hayat devam edecek, an güzelleşecek; ömrü olan da bu güzel anı yaşayacak daima. Daha nice güzel günlere uyanmak temennisi ile çayı dudaklarıma götürüp bir yudum alınca güneşin aydınlık yüzü çayla beraber içime doluverdi. Bu eşsiz nimet esin kaynağımdı artık. Sözcükleri içinden ipek kanatlı ibrişim suretlileri çağırdım birer birer. Sonra onları bir araya getirdim . Fesleğenin, bardağın, güneşin hayallerine ortak olmak için kalem sarılıp kâğıda merhaba demenin hazzını yaşadım ben de. İçtiğim çay ise güne düştüğüm billur bir anı destesiydi… Ankara, 01.09.2012 İ.K
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © İbrahim Kilik, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |