Kendinden daha uyanık insanları işe aldığın zaman, senin onlardan daha uyanık olduğunu kanıtlamış oluyorsun. -R. H. Grant |
|
||||||||||
|
Bu güne değin, çaya dair yazdıklarıma kayıtsız kalanların ve olumsuz düşünce ifade edenlerin yanında ; heyecan veren teşvik eden kişiler daha ziyade oldu. Bu durum çaya dair kırk yazıya başlama hususunda bana cesaret verdi. İstedim ki çay şiirlerime yoldaşlık edecek bir dizi de düz yazı olsun. Bismillah, deyip ilk yazıyı yazdım. İlk yazı ve hemdemi diğer yazılar böyle doğdu. Zaman zaman, benim konu sıkıntısı çektiğimi ve çaydan başka bir hususu bilmediğimi ima veya açıkca iddia edenler de çıktı. O kişilerle hiç yersiz tartışmalara girmedim. Usulünce yazmaya devam ettim. Burada asla kendimi savunma endişesinde olmadığımı ben de açıkca ifade ediyorum. Çayla ilgili yazdığım şiirleri ve yazıları okuma zahmetine katlananlar her yazıda ve şiirde farklı bir tat ve usare olduğunun farkına varacaklar, çayın gizemli ikliminde nice değişik duygu ve düşünce dünyasına seyahat edildiğini göreceklerdir. Çayın tevazu kokulu zenginliği bize nice kapılar açıyor, bizi güzellikler iklimine davet ediyor, bizde davete icabet ediyoruz. Bütün suçumuz bu. Yoksa, kimseyi çaydan tiksindirmek gibi çiğ bir görevi üstlenmiş değiliz. Benim yüzümden çaydan tiksindiğini söyleyecek kadar ileri giden dostlara diyeceğim şu: Teşbihte hata olmaz “ Papaza kızıp oruç bozulmaz.” Bana olan tepki için, çayın billur dünyasına merhaba demekten imtina etmeyin; o hazzı yaşamaktan mahrum olmayın. Olaya olumsuz pencereden bakanlara, konudan ziyade, konun işlenişi ve anlatımın edebîliği noktasına yoğunlaşmayı tavsiye ediyor ve o noktadaki yönlendirici eleştirilerini beklediğimi ifade ediyorum . Sanıyorum bunu istememi ukalalık olarak nitelendirmezleri. Daha önceki bir yazımda da değindim. Çay, hayatın hay huyu içinde farkına varamadığımız berrak bir ayrıntıdır. Seçimi, hazırlanışı ikramı ve içilmesi üzerine nice yazılar yazılır. Çayın tevazuuna ve zarafetine bu ilgi çok değildir bence... Hayatınız bir yudum çay berraklığında olsun. Ankara, 18.09.2012 İ.K
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © İbrahim Kilik, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |