Yaratýlýþýmýz bir aþk hikayesidir
Allahtan geldik, O’ndan ayrýldýk ve yine O’ na döneceðiz
Aþk, aslýmýza olan özlem ve onunla bütünleþme çabasý manasýna da gelir
Bir anlamda kendimize/ bütünlüðümüze sevgidir aþk, profan algý, aþkýn kaynaðýný burada görmediði için onu dünyevileþtiriyor



Varlýk, varlýða dair fani olan beden
Aþkýn objesi yapýlýyor ve doðal olarak cinselliðe indirgeniyor
Aþkýn büyük hakikatlerden biri olduðu nedense hakkýyla idrak edilemiyor
Allahýn kainatý yaratmayý arzulamasý ve bunu sevmesi, varlýðýn ilk sebebinin sevgi/ aþk olduðu anlamýna geliyor



Varlýða ait ve birbirinden ayrý cüzler
Arasýnda fevkalade kuvvetli bir çekim var, kainatta sari bir aþk hali var
Aþk, bir birinin uzaðýna düþmüþ parçalarý bir araya getirir,biz buna vuslat diyoruz
Aþkýn þiddeti, parçalarýn bir birine olan uzaklýðý nispetinde artar, kiþinin O ‘ na uzaklýðý nispetindedir



Aþk bahsinde hep þu ayrým yapýlýr
Ýlahi aþk, mecazi aþk, arifler böyle bir ayrýmýn olmadýðýný söylerler
Hefefi ne ve kim olursa olsun, aþk üzere gerçekleþen þey mahiyet olarak hep aynýdýr
Deðiþen maþuktur; maþuka yönelmenin mahiyeti deðiþmez, kimler yýllarca faniyi idealize ederek aþýk olur



Aþk, bir derttir, söyletir
Þiir edebiyatýn bir üst dilidir, edep, bir tür yoðurma ve terbiye tarzýdýr
Edebiyat ise edep ile birlikte anýlýyor, dolayýsýyla þiirinde edebi muhakkakki olmalý
Kavuþma arzusu, aþk olarak belirlendikten sonra, vuslat gerçekleþtiðinde arzudan doðan acý/ aþk kalmaz



Mustafa CÝLASUN