Sanatçı, toplumda uzun çalışma ve çabalardan sonra alnında ışığı ilk duyan insandır. -Atatürk |
|
||||||||||
|
Tevbe Suresi 31: “Onlar, Allah’ı bırakıp bilginlerini ve rahiplerini rablar edindiler ve Meryem oğlu Mesih’i de... Oysa onlar, tek olan bir İlah’a ibadet etmekten başka bir şeyle emrolunmadılar. O’ndan başka İlah yoktur.” En’am Suresi 137-140: “Onlar, Allah’a iftira etmek suretiyle üzerlerinde Allah’ın ismini anmazlar… Allah, bu düzmelerinin cezasını verecektir.” Bu ayetlerde, müşriklerin, Allah’a iftira ederek O’nun helal kıldığı şeyleri yasakladıkları ve bu şekilde halkı kendi uydurdukları batıl dini benimsemeye zorladıkları ifade edilmektedir. Bu tür sapkınlıklar, sadece bireylerin kendilerini değil, geniş kitleleri de doğru yoldan saptırmaktadır. Müşriklerin sapkınlıkları sadece yeni bir din icat etmeleriyle sınırlı kalmamaktadır. Aynı zamanda, atalarının dinine körü körüne bağlı kalma eğilimleri de bulunmaktadır. Kuran’da bu tür sapmalar açıkça ele alınmıştır. Müşrikler, atalarından aldıkları dini, Kuran’ın öğretilerine tercih etmişlerdir. Bu durum, bir anlamda geçmişe tapınma ve geleneksel düşünceye körü körüne bağlılık anlamına gelmektedir. Zuhruf Suresi 22-24: “Gerçekten biz, atalarımızı bir ümmet üzerinde bulduk ve doğrusu biz onların izleri üstünde doğru olana yönelmişizdir...” Maide Suresi 104: “Onlara: ‘Allah’ın indirdiğine ve elçiye gelin’ denildiğinde, ‘Atalarımızı üzerinde bulduğumuz şey bize yeter’ derler.” Bu ayetlerde, müşriklerin, atalarının yanlış yolunu izleyerek doğru yoldan sapmalarını sürdükleri belirtilmektedir. Allah’ın emirlerini dikkate almadıkları gibi, atalarının dinini doğru kabul edip, bu yanlış anlayışla doğru yolu bulamamaktadırlar. Gerçek iman, sadece Kuran’a dayalı bir hayat sürdürmektir. İman, Allah’ın belirlediği sınırlar içinde yaşamak ve O’nun koyduğu kurallara uymaktır. Ancak müşrikler, atalarının izlediği yolu kabul ederken, gerçek imandan sapmışlardır. Allah, insanlara sadece O’nun öğretilerini ve emirlerini takip etmelerini emretmiştir. Ataların dini ise, kişinin Allah’ın Kitabı’na uymadığı takdirde hiçbir geçerliliğe sahip değildir. Allah’tan korkan ve O’nun rızasını arayan bir insan, gelenekleri körü körüne takip etmekle değil, yalnızca Kuran vasıtasıyla bildirilen emirleri yerine getirmekle yükümlüdür. Kuran, atalarına körü körüne bağlı kalanların yanlış yolda olduğunu ifade etmektedir. İslam’da doğru yolu bulmak, sadece Allah’ın emirlerine ve Kuran’a dayanmakla mümkündür. Dini bozmak ve değiştirmek, insanları sapkınlığa sürükler. Müşriklerin yaptığı gibi, Allah’ın helal kıldığı şeyleri haram kabul etmek ve haram kıldıkları şeyleri helal saymak, dine olan en büyük ihanetlerden biridir. Gerçek iman, sadece Allah’ın rızasını kazanmak için O’nun emirlerine uymakla mümkündür. Ataların dini ve geleneksel anlayışlar ise, Allah’ın Kitabı’na dayanmıyorsa geçersizdir. Bu yüzden, insanın doğru yolda ilerlemesi, yalnızca Kuran’a ve Allah’a dayalı bir inançla mümkündür.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Rıdvan Kaya , 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |