Dünyaya geldiğinden, dünyada bulunduğundan, dünyadan gideceğinden hoşnut olan bir kimse görmedim. -Namık Kemal |
|
||||||||||
|
1. Atın Evrimi: İddiaların Gerçekle Uyuşmaması Atın evrimi, evrim teorisinin en çok tartışılan ve örnek gösterilen konularından biridir. Evrimciler, atın evrimsel sürecini, Eohippus adı verilen küçük, dört parmaklı bir at benzeri canlıdan günümüz atına kadar uzanan bir evrimsel çizelge ile açıklarlar. Ancak, bu evrimsel şemaların ciddi eksiklikleri ve yanlışlıkları vardır. Bugün, atın evrimiyle ilgili olarak ortaya konan sıralamalar, tarihsel fosil kayıtlarıyla uyumsuzdur ve çok sayıda bilimsel açıdan geçerli olmayan varsayımlara dayanır. Chicago Doğa Tarihi Müzesi'nde 1980 yılında düzenlenen bir konferansta, evrimci bilim insanı Boyce Rensberger, atın evrimi şemasının geçersiz olduğunu ve atın kademeli bir evrim geçirdiğini gösteren herhangi bir fosil kaydının bulunmadığını açıkça dile getirmiştir. Rensberger, atın evrimi şemasının, bilimsel verilerle değil, hayal gücüyle oluşturulmuş bir kurgu olduğunu belirtmiştir. Atın evrimi üzerine yapılan tüm teoriler, fosil kayıtlarının eksiklikleri ve çelişkileri nedeniyle geçerliliğini yitirmiştir. Fosil bulgularına göre, Eohippus'un soyunun tükenmesinin ardından, atın evrimsel süreci, evrimcilerin iddia ettiği gibi sıralı bir şekilde gerçekleşmemiştir. 2. Fosil Kayıtları ve Evrimsel Geçiş Formlarının Yokluğu Evrim teorisinin en büyük iddialarından biri, türlerin zaman içinde birbirine dönüşmesi ve bu süreçte geçiş formlarının ortaya çıkmasıdır. Ancak, fosil kayıtları, evrimsel geçiş formlarının varlığını kanıtlamaktan uzaktır. Bu durum, evrim teorisinin temel iddialarını sarsmaktadır. Fosil bulguları, her türün kendi benzersiz yapısıyla ortaya çıkması, daha sonra evrimsel süreçlerin yok olmasına yol açması ve ardından farklı türlerin yeniden ortaya çıkmasıyla karakterizedir. Geçiş formlarının varlığına dair hiçbir somut kanıt bulunmamaktadır. Bu konuda önemli bir açıklama yapan paleontolog Dr. Niles Eldredge, evrim teorisinin hayali bir hikaye olduğunu ve geçiş formlarının hiç bir zaman var olmadığını belirtmiştir. Eldredge, hayatın doğası hakkında çok sayıda farklı iddiadan bahsedildiğini, ancak bu iddiaların sadece spekülasyonlardan ibaret olduğunu vurgulamaktadır. Geçiş formlarının fosil kayıtlarında hiç bir zaman bulunmadığı, evrim teorisinin en büyük zaaflarından biri olarak öne çıkmaktadır. 3. Yarasa ve Diğer Memelilerin Evrimi Evrimcilerin sıklıkla kullandığı bir diğer örnek, yarasaların evrimidir. Yarasa, karanlıkta yön bulmalarını sağlayan son derece hassas bir sonar sistemine sahiptir. Evrim teorisi, yarasaların bu sistemin zaman içinde evrimleşerek ortaya çıktığını iddia eder. Ancak, bu tür karmaşık biyolojik sistemlerin rastlantısal evrim yoluyla ortaya çıkması oldukça tartışmalıdır. Modern teknolojinin bile henüz taklit edemediği bu tür sofistike sistemlerin evrimsel süreçle rastlantılarla meydana gelmesi pek olası değildir. Yarasalar, karanlıkta yön bulmalarını sağlayan sonar sistemlerine sahipken, diğer memelilerde bu tür sistemler yoktur. Bu farklılıklar, evrim teorisinin önerdiği tek bir atadan türemişlik anlayışını sorgulatmaktadır. 4. Atın Evrimi: Geçersiz Fosil Sıralamaları ve Evrimci İtiraflar Atın evrimi şemasında, türlerin sıralı bir şekilde birbirine dönüşmesi gerektiği iddia edilmiştir. Ancak, yapılan araştırmalar, bu sıralamaların geçersiz olduğunu ortaya koymuştur. Fosil kayıtlarına göre, Eohippus, atın evrimsel atası olarak sunulmuştur, ancak bu canlı, günümüzdeki atla hiçbir benzerlik göstermemektedir. Eohippus'un, günümüzdeki atla hiçbir ilişkisi olmayan bir tür olduğu ve atın evrimi şemasının bilimsel temelden yoksun olduğu anlaşılmaktadır. Gordon R. Taylor, Darwinizm'in en büyük zayıflıklarından birinin, paleontologların evrimsel ilişkileri ve akrabalık bağlarını ortaya koyamamış olmaları olduğunu belirtmiştir. Taylor'a göre, atın evrimi şemasında yer alan sıralamanın temelsiz ve geçersiz olduğu artık açıktır. Eohippus'tan başlayarak atın evrimi konusunda yapılan sıralamalar, arka arkaya dizilen türlerin birbiriyle bağlantılı olduğunu gösteren hiç bir somut kanıt sunmamaktadır. 5. Evrim Teorisi: Doğal Seçilim ve Rastlantısal Değişim Evrim teorisi, doğal seleksiyon yoluyla türlerin değişeceğini öne sürer. Ancak, doğal seleksiyon ve rastlantısal değişim, karmaşık biyolojik sistemlerin ortaya çıkmasını açıklamakta yetersizdir. Doğal seleksiyon, sadece mevcut özellikleri elverişli olan bireylerin hayatta kalmasına ve üremesine yardımcı olur, ancak yeni, karmaşık biyolojik yapılar ve sistemler yaratmaz. Bu, evrim teorisinin doğal seleksiyonun her şeye kadir olduğu iddiasını çürütmektedir. Evrim teorisinin savunucuları, türlerin birbirine dönüşmesi ve yeni özelliklerin gelişmesi için rastlantısal değişimlerin yeterli olduğunu öne sürerler. Ancak, biyolojik sistemlerin bu tür rastlantılarla ortaya çıkması oldukça imkansızdır. Modern biyoloji, biyolojik yapıların ve sistemlerin son derece karmaşık ve uyumlu olduğunu göstermektedir. Bu karmaşıklık, rastlantısal değişimlerin ötesinde, akıllıca tasarlanmış ve işlevsel sistemlerin varlığını işaret etmektedir. Evrim teorisi, pek çok alanda ciddi eleştirilerle karşı karşıyadır. Atın evrimi örneği, fosil kayıtları, geçiş formlarının yokluğu ve biyolojik karmaşıklık gibi unsurlar, evrim teorisinin bilimsel temellerinin zayıf olduğunu göstermektedir. Evrim teorisinin dayandığı fosil sıralamaları, hayal gücüyle oluşturulmuş kuramlardan başka bir şey değildir ve bu kuramların geçerliliği yoktur. Evrim teorisinin yerine, karmaşık biyolojik sistemlerin tasarlanmışlık ve zekice bir düzenin sonucu olduğu daha mantıklı bir açıklamadır. Bu, evrim teorisinin çürütülmesine yönelik en güçlü argümandır.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Rıdvan Kaya , 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |